Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da Türk edebiyatının tanıtılmasına yönelik en geniş kapsamlı etkinlik olan Ruhr Türk Kitap Fuarı, bu yıl sekizinci kez düzenleniyor. 12 Ekim’de başlayan ve 21 Ekim’e kadar sürecek 28 etkinlik bu yıl sadece Essen’de gerçekleştirilmiyor. Dortmund, Duisburg, Gelsenkirchen, Recklinghausen, Neuss, Bielefeld, Mönchengladbach, Bergkamen gibi kentlerde de ağırlıklı olarak kent kütüphanelerinde okumalar düzenleniyor. Türk edebiyatının seçkin temsilcileri ve edebiyat bilimcilerinden oluşan yaklaşık 20 kişiyle birlikte Türkçe, Almanca ve Türkçe’den Almanca’ya çevrilmiş 30 bin kitap okurlarıyla buluşuyor.
EDEBİYAT KAHVESİ
Bir haftadır süren etkinleri yerinde görmek, okumalardaki atmosferi yaşayabilmek amacıyla Essen Kent Kütüphanesi’nde İnci Aral’la düzenlenen okuma etkinliğine katıldım. Kütüphanenin arka kısmında oluşturulan Literaturcafe’de yüz kadar Türk ve Alman edebiyatseverle ‘Kıran Resimleri’nden hikayeler dinledik. ‘Sultan’ adlı hikayeyi yazar kendisi okudu.
Maraş’ta 1978’de yaşanan kanlı kıyımın hikayesi izleyicilerin kanını dondurdu. Ardından Günfer Çölgeçen muhteşem bir Almanca’yla ‘Zeycan’ı okumadı, adeta canlandırdı. İnci Aral okumanın ardından dinleyicilerle sohbet etti. Berivan Aymaz tercümeleri üstlendi. Aral samimi bir ortamda sımsıcak mesajlar verdi. Bir okurun Türkiye’deki iç barışla ilgili temennisine verdiği, “Türkiye’de barışı herkes istiyor. Barışı kim sağlayacaksa onu desteklemeliyiz” çağrısı alkışlarla karşılık buldu.
İLGİ GİDEREK ARTIYOR
Etkinlik sonunda okurlar Aral’a kitaplarını imzalatmak için kuyruğa girerken, fuarı organize eden Fikret Güneş ile sohbet ediyoruz. Güneş ilginin gün geçtikçe artmasından memnun. Türk edebiyatının Almanya’da tanıtılmasına katkı sunduklarını vurgulayarak, şöyle konuşuyor:
“Artık sadece üniversiteye sıkışmış bir ekinlikten çok her tarafa yayılan bir yapıya sahip olduk. Yazarlarımızı bilinen, tanınan mekanlarda Alman okurlarla da buluşturmak istiyoruz. Bu nedenle okumalarımızı iki dilli yapıyoruz. Profesyonel çevirmenlerimiz var. Almanların Türk edebiyatına ilgisi artıyor. 2008’den bu yana tercümede bir durgunluk yaşanıyordu. Ancak 2011’den itibaren yeniden canlanma oldu. Tercümeler arttı. Önümüzdeki dönem Türkçe’den daha fazla kitabın Almanca’ya çevrileceğini düşünüyorum.”