‘Kırmızı Çoraplar’ yıllardır iktidarda

Almanya’yı yeni ama zor bir dönemin beklediğinin altını çizdi.
“Yakında seçimler olacak. Bu seçimler, sadece 1949 yılından bu yana ilk kez görevdeki bir başbakanın yeniden aday olmadığı için değil, aynı zamanda bu zor dönemde ülkenin yönünü belirleyecek hükümetin belirlenmesi açısından çok özel. Seçmenler kısa bir süre sonra sandığa giderek oylarını verecek. Ya Sol Parti’nin desteğinde SPD ve Yeşiller’i seçecek. Ya da en azından SPD bu desteği (Sol Parti’nin desteğini) dışarıda tutmayacak” der demez ‘sol kanattan’ tepkiler yağdı.
Hatta Sol Parti sıralardan “Utanın”, “Utanın” diye bir ses bile yükseldi.
Ama Merkel aldırış etmedi.
Sözlerine “Ancak ülkemiz için en iyi yol, başbakan olarak Armin Laschet ile CDU/CSU liderliğindeki bir federal hükümettir. Çünkü kuracağı hükümet, istikrar, güvenilirlik, ılımlılık ve orta yolu savunacak. Almanya’nın tam da ihtiyacı olan şey bu” diyerek devam etti.
İlk kez CDU/CSU’nun başbakan adayı Armin Laschet’e bu denli açık bir destek verdi Merkel.
Tabii Merkel’in bu desteği muhafazakâr kanat milletvekilleri tarafından ayakta alkışlandı.
*
CDU/CSU yıllardır Almanya’da Sol Parti ile kesinlikle iş birliği yapmayacağını yinelemektedir.
Sol Parti’nin herhangi bir şekilde iktidarda söz sahibi olmasına da karşıdır.
Her ne kadar iş birliği yapacaklarını açık açık söylemese de, SPD ise Sol Parti’ye kapıları tam olarak kapatmamaktadır.
Yani bir yerde içten ve dıştan Sol Parti’nin desteğiyle iktidara talip olduğunun sinyalini vermektedir SPD.
Şu andaki kamuoyu yoklamalarına göre böyle bir olasılık yolu açıktır.
Aslında CDU, Sol Parti’nin öncüsü konumundaki Demokratik Sosyalizm Partisi’nin (PDS) (Eski Doğu Almanya’daki Sosyalist Birlik Parti’nin (SED) uzantısı) önünü kesmek için yıllardır çaba göstermektedir.
Nitekim 1994 yılındaki genel seçimler öncesi CDU, Almanya genelinde yeşil renkli maşalara sıkıştırılmış kırmızı çorapların yer aldığı üzerinde “Geleceğe, ama kırmızı çoraplarla değil” yazılı afişlerle ‘Rote Socken’ (Kırmızı Çoraplar) kampanya sürdürdü.
Çünkü CDU, SPD’nin PDS’nin dıştan desteğiyle Yeşiller’le iktidara gelmesinden korkuyordu.
CDU’nun korktuğu 1994’te başına gelmedi.
Ama 1998 yılında yine ‘Kırmızı Çoraplar’ kampanyası sürdürdüğü halde, PDS’nin desteği olmamadan da CDU/CDU, SPD ile Yeşiller’e iktidarı devretmek zorunda kaldı.
2007 yılında PDS’nin yerine kurulan Sol Parti, CDU istemediği halde daha sonraki yıllarda Almanya’nın bazı eyaletlerinde iktidara ortak oldu.
Yani ‘Kırmızı Çoraplar’ bir yerde “Biz de varız” dediler.
*
Bremen’de SPD, Sol Parti ve Yeşiller (Kırmızı-kırmızı-yeşil) koalisyonu 2019 yılından beri iktidardadır.
Berlin’de 2002-2011 yılları arasında SPD, önce PDS sonra da Sol Parti ile ikili koalisyon oluşturmuştur.
Berlin’de SPD, Sol Parti ve Yeşiller ile 2012 yılından beri ortaklık etmektedir.
Eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerden Thüringen’de Sol Parti, SPD ve Yeşiller’le iktidardadır.
Eyalet Başbakanı Sol Partili Bodo Ramelow’dur.
Yani ‘Kırmızı Çoraplar’ Almanya’da yıllardır iktidarda söz sahibidir.
CDU istese de istemese de bu değişmeyecektir.
Çünkü bir dönemler SPD de hiç istemedikleri Yeşiller’le ortaklık etmişlerdir.
1985 yılında “Yeşil faşolarla ortaklık etmem” diyen SPD’li Holger Börner, Yeşiller’le Hessen’de ‘azınlık hükümeti’ kurmuştur.
Hem de seçim öncesi, “Aynı masada pazarlık ettiğimizi gösteren bir fotoğrafı fotomontaj olarak bile göremeyeceksiniz” dediği halde.
1998 yılında da SPD ile Yeşiller federal düzeyde ilk ‘koalisyon hükümetini’ kurmuştur.
Dıştan veya içten Sol Parti destekli bir federal hükümet yolunun günümüzde hiç de kapalı olmadığı gözükmektedir.
CDU istese de istemese de bu yönde sinyaller artmaktadır.