Güncelleme Tarihi:
Almanyanın Gelsenkrichen kentinde emlak komisyonculuğu yapan ve adını kilise satışları ile duyuran Ağrılı Nuhcan Yıldız, satılık kiliselere cami derneklerinden çok talep olduğunu, ancak yöneticilerin restoran, gazino veya disko yapmak isteyenleri tercih ettiklerini söyledi. Türkiyede uzun yıllar müteahhitlik yaptıktan sonra 1992 yılında Almanyaya gelen ve beş ay sonra emlak komisyonculuğu işine başlayan Yıldız sorularımızı şöyle cevaplandırdı:
- Bize kendinizden söz eder misiniz?
Ağrıda doğdum. Ama çocukluğum ve gençliğim Ankarada geçti. Türkiyede inşaat mühendisi olan iki ağabeyimle birlikte inşaatçılık yaptık. O dönemde Adana Havaalanı, Isparta ve Hatay Devlet Hastaneleri gibi bir çok büyük projeye imza attık.
Ancak, 1992 yılında Ankaradaki uçak kazasında ablamı ve eniştemizi kaybedince ağabeylerim iş hayatından çekildiler. Bu kaza sonucu yaşadığımız acı ailece bizleri yıktı. O yıl teyze oğlumun daveti ile Kölnde oynanan Galatasaray maçını seyretmek için Almanyaya geldim. Daha sonra da akrabaların ısrarı sonucu Almanyada kalmaya karar verdim.
- Almanyada emlakçılığa nasıl başladınız?
Almanyaya yerleştikten beş ay sonra emlakçılık işine atıldım. Bu işe atılmamın sebeplerinden biri de bize ev bulan emlakçının 15 dakika içerisinde komisyon olarak bizden 1 bin 200 mark alması oldu. Ayrıca, Türkler'in emlak alımı konusunda inanılmaz talepleri olduğunu fark ettim. Bir yıl kadar bir Türk arkadaş ile ortak olarak emlakçılık yaptıktan sonra, ayrılarak tek başıma bu işi sürdürdüm. Aradan geçen 13 yılda, abartısız Gelsenkirchende ev sahibi olan Türkler'in yarısını ben ev sahibi yaptım. Bundan gurur duyuyorum.
- Kilise satışına nasıl başladınız?
Bir Alman mühendis arkadaş bize gelerek bir kilisenin satışa çıkarıldığını söyledi. Talip olduk ve Gelsenkirchen şehir merkezinde olan bu kiliseyi kısa sürede bir mobilya firmasına sattık. Mobilya firması şimdi bu kiliseyi depo olarak kullanıyor. Daha sonra Bottrop kentinde Protestan cemaatine ait Kappel Ebel kilisesini Iraklıların cami derneğine sattım.
Böylece, kilise sattığımızı öğrenen bir çok cami derneği bizlere başvurarak, satılık kiliselere talip olduklarını söylediler. Çünkü, kiliseler bir ibadethane olduğu için buraları cami haline getirmek çok kolay. Bunun üzerine kilise aramaya başladık. Kilise derneklerini aradık. Kısa sürede satılık yüzden fazla kilise bulduk. Hepsine de talip olduk. Fakat kiliselerin yöneticileri, kiliselerin cami olacağını öğrenince satıştan vazgeçtiler. Bu ayrımcılık beni çok üzüyor. İbadethane değil mi. Ayin yapılmış, namaz kılınmış ne fark eder.
- Peki kiliseler neden satışa çıkartılıyor.
Bunun tek bir sebebi var. Kiliselerin cemaatleri gün geçtikçe azalıyor. Bunun sonucunda kilise dernekleri de masrafları karşılayamıyorlar ve kiliseleri satma kararı alıyorlar. Sanıyorum yarın, öbür gün bu bizim camilerin başına da gelecek. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.