Güncelleme Tarihi:
SPD Genel Başkan Yardımcısı Aydan Özoğuz ise el ilanı dağıtılmasının Türk göçmenlere yönelik bir tokat olduğunu belirtti.
Parti meclis grubunun uyum sözcüsü olan Aydan Özoğuz, el ilanlarının 2004 yılında NSU terör hücresinin bombalı saldırı düzenlediği Köln’deki Keup Caddesi’nde dağıtılmasının manidar olduğuna dikkat çekti ve şunları söyledi:
“Köln’de bu el ilanlarını dağıtıldığını büyük bir üzüntüyle öğrendim. Bu tutum, son derece hassasiyetten uzak ve göçmenlere, özellikle de Türkiye kökenli insanlara bir tokat anlamı taşıyor. Özellikle de Müslümanların damgalama olarak nitelediği bu kampanyanın NSU terör hücresinin saldırı düzenlediği bir yerde başlatılması korkunçtur. Kampanyanın mimarı olan Federal İçişleri Bakanlığı’nın böyle bir hatayı yapmasını anlamak imkansız. Ayrıca, Federal Asayiş Dairesi’nin (BKA) afiş kampanyası bağlamında ve el ilanlarının dağıtılmasıyla ilgili güvenlik tahminlerinin ne kadar soru işaretleriyle dolu olduğu ortaya çıktı.”
O kadın bulunsun
Aydan Özoğuz, afişlerin asılmasının durdurulmasından sonra kampanyanın derhal sonlandırılmasını istedi. Aydan Özoğuz, ayrıca Federal İçişleri Bakanlığı’ndan, Keup Caddesi’nde el ilanlarının kimlerin dağıttığının derhal tespit edilmesini ve el ilanlarını dağıtmaya Keup Caddesi’nden başlanmasının sorumlularının bulunmasını istedi.
“Federal İçişleri Bakanı Friedrich, hiçbir şey anlamamış ve görünen o ki anlamak da istemiyor” diyen Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir de tepkisini şöyle dile getirdi:
“Bakanlığın bir yandan kamuoyunda afişlerin ertelendiğini duyurup diğer yandan aynı amaçla el ilanlarını dağıtması kamuoyunu yanıltmaktır. Bir de bunu Keup Caddesi’nde yapması olayın tuzu biberi olmuştur. Keup Caddesi, güvenlik birimlerinin tam anlamıyla başarısızlığının sembolü olmuştur. Bu süre içerisinde, saldırıdan bir gün sonra terör saldırısının olmadığı açıklanan 2004 yılındaki çivili bomba saldırısının NSU’ya ait olduğu ortaya çıktı. Oradaki insanlar yalnız bırakıldı ve hatta bombalı saldırıyla ilgili olarak zan altında bırakıldı. Bir İçişleri Bakanı ülkenin güvenliğinden sorumludur ancak bu, böyle bir günde hassas ve empati kurulmasını engellememeli. Bakanlığın kampanyası güvensizliği körüklüyor ve bu kampanya son derece düşüncesiz ve hedeften uzak bir kampanyadır.”