Güncelleme Tarihi:
Bu isim nasıl anlatılır, nasıl yazıya dökülür bilmiyorum…
TSYD’den mi bahsedeyim, Gazeteciler Cemiyeti’nden mi?
Yoksa 8.15 Vapuru’ndan mı, Arka Pencere’den mi?
Ya da spor sektörüne yetiştirdiği onlarca insandan mı?
Bu yazılanlar Türk spor basının efsanevi ismi Namık Sevik ile birlikte “Kral” unvanıyla tanınan Tanyolaç’ın yaptıklarının sadece bir kaçı….
Şimdi ise bu efsane isim 83 yaşında ve yaşamını artık huzur evinde geçiriyor.
Huzur evinde dediğime bakmayın. Öyle düşündüğünüz gibi bir yer değil… Doğayla baş başa, güleryüzlü personeliyle insana “huzur” veren bir yer. Ayrıca kimsesi olmadığı için de oraya gitmemiş. Aksine çokça insan biriktirmiş cebinde…
Ben de Kral’ı ziyaret etmek için düştüm yollara… Tanyolaç ile gazetecilik hayatının nasıl başladığını, Türk Spor Tarihi’nin dününü, bugününü ve tabii ki gündemin en önemli olayı olan şikeyi konuştuk.
İşte Necmi Tanyolaç’ın hurriyet.com.tr’ye yaptığı samimi açıklamalar;
MEKTEPLİ GAZETECİYİM
1950’de Milliyet’e girdim. Orası benim mektebimdi. Gazetecilik okulunu okuduk ama o kurumun içine girince gazeteciliği öğrenme fırsatım oldu. Sonra Sabah, Hürriyet ve Tercüman art arda geldi. Biz mektepli gazetecilik yaptık. Mektepli olmak çok önemli tabiî ki. Biz okumanın çok faydasını gördük.
ABDİ İPEKÇİ’Yİ KIRARCASINA AYRILDIM
Abdi İpekçi bana bir gün dedi ki “Adını duyduğumdan beri aklımdasın” . Ben de bu sözlerin üzerine çok mutlu olarak teşekkür ettim. Abdi Bey “Sen bize sporda yolu açtın” dedi. 1200 tane yazı yazmışım. Evin her yeri kitaptı. Bu yaptıklarıma herkes şaşırıyor nasıl bu kadar şey yaptın diyorlar. Ama severek yaptım. Daha sonra Abdi Bey’i kırarcasına gazeteden ayrıldım. O da çok üzüldü tabi ama olur olmadık insanların köşe yazarı olması beni rahatsız etti ve gitmek istedim. Bir akşam kafam attı Abdi Bey de Afrika’daydı sanırım. Abdi Bey’e “Ben bırakmak istiyorum gazetecilikten uzaklaştırıyorlar bizi” dedim. Daha sonra Tercüman’a gittim. Yarım akıllının bile yapmayacağı şeydi. Ben oraya gittiğimde dedim ki “Atatürk’e dil uzatamazsınız.” Şimdi bu zamanda kim bu cesareti gösterebilir?Hiç kimse… Biz kaçmadık, satmadık. Bu işin önderliğini yaptık. Kemal Ilıcak beni kullanmaya çalıştı. “Biz esir miyiz? Paramızla çalışıyoruz burada” dedim.
GAZETECİLİKTE DÜMENLER DÖNÜYOR
Güzel şeyler de oldu ama maçı kaybettik. Patronların ayağı kesildi. Bizim zamanımızda da dümenler dönüyordu şimdi de dönüyor. Gazeteciliğin büyük bir kayba uğradığını düşünüyorum. Biz zamanında özgürce yazıyorduk, gazetecilik yapıyorduk şimdi kimse gazetecilik yapmıyor, yapamıyor. İçeride kim bilir neler dönüyor. Doğru düzgün bağımsız yazan yazar yok, yazdırmıyorlar zaten artık.
Gazetecilik sevdiğim bir meslekti çok yoruluyordum ama bir daha dünyaya gelsem bir daha gazeteci olurdum.
ŞİMDİKİ TSYD HAKKINDA;
Şimdiki TSYD hızını kaybetti. Şuanda çok karışık bir dönem işleri çok zor.
BURADA ÖZGÜRLÜĞÜME KAVUŞTUM
Yorgunluk beni buraya getirdi. Ben buraya gelerek özgürlüğüme kavuştum. 15-20 gün oldu bu huzurevine geleli çok mutlu ve huzurluyum. Kimsesiz değilim ailem var eşim dostum var. Gelip gidenim misafirim çok oluyor arıyorlar soruyorlar. Burası benim dinlenme yerim..
KENDİMİ VEDAYA HAZIRLADIM
Ben kendimi vedaya hazırladım. General arkadaşım geldi geçenlerde. Misafirlerim oluyor. Gerçi daha çok yeni oldu geleli. Ama tabii ki de insan aranmak ister hatırlanmak ister ama…
İletişimimin hiç kopmadığı kişilerin arasında Halit Kıvanç ve Atilla Gökçe vardır.
BİR FENERBAHÇELİ OLARAK ÇOK AĞLADIM
Ben bir Fenerbahçeli olarak üzülüyorum. Bu şike olayları sürpriz değil. Fenerbahçe küme düşecek mi diyorlar her şey olabilir. Olanları şaşkınlıkla izliyorum. Fenerbahçe’nin şikeye adının karışmasına çok üzülüyorum. Fenerbahçe bir imparatorluktur, bir cumhuriyettir. Çok saygı duyduğum bir insan Aziz Bey ama en iyi zamanında bu duruma düşmesine çok üzülüyorum. Ağladım… Küçüklüğümden beri Fenerbahçeliyim ve bu duruma üzülüyorum. Bir pislik karışmışsa bu işe herkes cezasını çekecektir. Fenerbahçe bu zandan kurtulması lazım. Biz önceden Fenerbahçe’nin maçını seyretmeye ağlayarak girer gülerek çıkardık. Şimdi ise tam tersi.