Güncelleme Tarihi:
ONLAR DA İSTİFA ETSİN
Ricarda Lang ve Omid Nouripour’un sorumluluğu üstlenerek istifa etmeleri Yeşiller tarafından takdirle karşılandı.
Tabii buna en çok ana muhalefet Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) sevindi.
CSU Genel Başkanı ve Bavyera Başbakanı Markus Söder, Almanya’nın ekonomik çöküşünün asıl sorumlusunun Federal Ekonomi Bakanı Robert Habeck (Yeşiller) olduğunu söyleyerek, onun da istifa etmesini istedi.
CDU/CSU Federal Meclis Grubu Genel Sekreteri Thorsten Frei da Almanya’yı dış dünyadan uzaklaştırdığını ileri sürerek, Federal Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un (Yeşiller) da istifa etmesi gerektiğini gündeme getirdi.
CDU Genel Sekreteri Carsten Linnemann ise “Almanya bir yıl daha bu koalisyonu kaldıramaz” diyerek gelecek yıl 28 Eylül’de yapılması öngörülen genel seçimlerin öne alınmasını istedi.
Linnemann “Erken seçim kaçınılmaz” dedi.
Sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) Eş Başkanı Alice Weidel de Birlik Sahra Wagenknecht (BSW) Eş Başkanı Sahra Wagenknecht de Linnemann’a tam destek verdiler.
Başbakan Olaf Scholz’un güvenoyu isteyerek erken seçim yolunu açmasını bile gündeme getirdiler.
Şansölye Scholz, Lang ve Nouripour’un istifalarının Yeşiller’in iç işi olduğunu belirterek, bundan koalisyon hükümetinin etkilenmeyeceğini açıkladı.
Güvenoyu isteme gibi bir niyeti olmadığını da yineledi.
Bu sefer gözler FDP lideri olan Federal Maliye Bakanı Christian Lindner’e çevrildi.
Muhalefet partili birçok politikacıdan “Yeşiller Eş Başkanları yenilgilerin sorumluluğunu üstlenip istifa ettiler, Saksonya’da ve Thüringen’de sadece yüzde 1.1 ve Brandenburg’da yüzde 0.8 oy alan FDP’nin Genel Başkanı neden istifa etmiyor. Lindner, koalisyonu da terk etmeli” sesleri yükseldi.
İKİSİ DE İSTİFA ETMİŞTİ!
Evet...
1983 yılında FDP gençlik teşkilatı Genç Liberaller’in (JL) kurucularından olan ve 1988 yılına kadar da başkanlığını yapan, 1994-2001 yıllarında partinin FDP Genel Sekreteri, 2001-2011 yıllarında FDP Genel Başkanı, 2009-2013 yıllarında Federal Dışişleri Bakanı olarak görev alan Guido Westerwelle, partisinin 2011’de Saksonya-Anhalt ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde yapılan seçimlerde yüzde 5 barajını aşamaması üzerine liderliği bıraktı.
Aynı yıl yerine gelen Philipp Rösler, 22 Eylül 2013’te yapılan genel seçimlerde FDP’nin yüzde 4.8 oy alarak 23 Mayıs 1949 tarihinde Alman Anayasası’nın kabulüyle resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti’nin tarihinde ilk kez Federal Meclis’e girememesi üzerine, genel başkanlığı bıraktı.
Evet...
Westerwelle ve Rössler’i örnek alarak Christian Lindner de istifa edebilir.
Ama böyle bir davranış, kendisinin olduğu gibi kesinlikle FDP’nin de işine yaramaz.
Çünkü son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına göre FDP’nin oy oranı sistematik olarak düşmektedir.
Hatta son kamuoyu yoklamaları FDP’nin yüzde 3-4 civarında oy alarak yüzde 5 barajını aşamayacağını bile göstermektedir.
FDP lideri Lindner’in istifa ederek görevi bırakması, hatta koalisyonu terk ederek erken seçim yolunu açması, bile bile ‘kendi ayağına, partisinin ayağına kurşun sıkmak’ anlamına gelecektir.
Bu da kendisinin olduğu gibi partisinin de işine yaramayacaktır.
Hatta ‘Liberaller’ olarak bilinen FDP’yi bitirecektir.
Henüz 45’ini doldurmayan ve 16 yaşından beri FDP üyesi olan Christian Lindner de bunu bal gibi bilecek kadar tecrübeli ve zekidir.