Güncelleme Tarihi:
Sayın Bakan, meslek sahibi olabilmenin birçok yolu var. Bunlar arasında en iyisi hangisi size göre?
- Gençlerin meslek yolunda farklı olanaklara sahip olmaları çok iyi. Böylece herkes kendisine en uygun yolu seçebilir. Seçtiği yolun ille de üniversite tahsili olması şart değil. Örneğin, eşim Tülay, Türkiye’de liseyi bitirdikten sonra Almanya’da önce avukat yardımcısı olarak meslek eğitimini tamamladı. Ardından olgunluk sınavını (abitur) vererek, üniversitede öğrenim gördü. Başkaları, meslek öğrenimlerini yaptıktan sonra, ustabaşı lisansı alıyor. Bazıları ise tercihlerini serbest meslek yönünde yapıp hayata atılıyor.
Ama meslek öğrenimi yapmadan da çalışılabilecek bir iş yeri bulmak mümkün. Bu da gençlere bazen cazip gelebiliyor. Bu konudaki görüşleriniz neler?
- Meslek eğitimini bitirmiş olanların kariyer merdivenlerinde yükselme şansı olağanüstü yüksek. Meslek eğitimi olmasa da bulunabilecek işler var. Ama sayısı giderek azalıyor. Çünkü çalışılacak işlerde yerine getirilmesi gereken görevler ayrıcalıklı hale geliyor, özgünleşiyor; Teknik şartlar ve özellikler artıyor. Yöremizde imal edilen otomobilleri örnek alabiliriz mesela: Araçlar giderek daha vasıflı, daha güvenli, daha az zararlı madde yayar hale geliyor, diğer taraftan teknik özellikleri de karmaşıklaşıyor. Eskiden tamir atölyelerinde motorlu araç teknikerleri, oto elektrikçileri veya otomobil teknikerleri yetiştiriliyordu. Günümüzde ise beş ayrı ağırlıklı dalda uzmanlaşmış motorlu araç mekatronik teknikerleri var. Her alanda özel eğitim görmüş uzmanlar yetkili.
Motorlu araç mekatronik teknikeri meslek eğitimi, bir kurumsal eğitim, yani işletmelerde verilen eğitim türü. Bu tür eğitimin özel yanı nedir?
- İşletmelerdeki eğitim, birbirine paralel devam eden iki eğitimden oluşuyor: Meslek eğitimi görenler (çıraklar), teorik bilgileri okulda öğreniyor. Uygulamalı, yani pratik eğitim ise işletmelerin atölyelerinde veriliyor. Bu eğitim modeli, kendini kanıtlamış ve uluslararası alanda kabul görmüş bir sistemdir. Kurumların avantajı, yetiştirilen genç elemanların bir işi öğrenirken sadece teorik değil, aynı zamanda pratik uygulama açısından da deneyim edinmeleridir. Öğrenciler, kurumlarda diğer personelle birlikte çalışma ortamında gün içindeki işlerde kendilerinden neler beklendiğini, neyin önemli olduğunu yaşayarak öğreniyorlar ve firmaların gelecekteki uzman elemanları olarak yetişiyor.
İşletmelerde çalışan meslek öğrencilerinin kendileri de bu sistemden yararlanabiliyor mu?
- Elbette. Okulda edindikleri teorik bilginin günlük iş yaşamında, gerçek ortamda nasıl kullanıldığını yaşayarak görüyorlar. Yaptıkları işin sonucunu görerek, kendilerine olan güveni ve sorumluluk bilincini güçlendiriyorlar. Okul yıllarında zayıf performans gösteren öğrenciler, kurumsal ortamda meslek eğitimi aldıktan sonra işletmelerin güçlü personeli haline gelebiliyor. Derslerinde pek başarılı olmayan öğrenciler, pratik alanda, yani uygulamada gösterdikleri başarı ile denge sağlayabiliyor. Şunu da unutmamak gerekir ki, meslek eğitimi yapan gençlere öğrenimleri boyunca belirli bir ödeme de yapılıyor.
Eğitimi verilen yüzlerce meslek arasından birini bulmak pek kolay olmasa gerek!
- Doğru... Devletçe tanınmış 330 mesleğin eğitimi veriliyor. Duvarcılık ve marangozluktan başlayıp, enformatik uzmanı ve konstrüksiyon teknikerinden
GÖÇMEN KÖKENLİ GENÇLER BİLGİ VERİYOR
Meslek eğitimi konusunda etraflı bilgi edinebilmek için başka ne tür olanaklar var?
- Baden-Württemberg’de meslek öğrencisi arama gönüllüleri var. Ana dilleri Almanca olmayan, anne ve babaları göçmen kökenli kız ve erkek gençler bunlar. Aralarında Türkçe konuşanların da bulunduğu bu gönüllüler, meslek eğitimi için nasıl başvuru yapılacağı veya meslek eğitimi yapılacak bir işyerinin nasıl bulunacağı konularında bilgi verip, kendilerine yöneltilen soruları cevaplandırıyor.