Kardeş kavgasının nedeni 14 Ekim seçimi mi?

Güncelleme Tarihi:

Kardeş kavgasının nedeni 14 Ekim seçimi mi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2018 10:59

Almanya’da kardeş partiler olarak bilinen Hıristiyan Demokrat Birlik Parti (CDU) ile Hıristiyan Sosyal Birlik Parti (CSU) arasında sığınmacılar yüzünden yaşanan gerginlik tam bir krize dönüştü.

Haberin Devamı

Kardeş kavgasının nedeni 14 Ekim seçimi mi
2015 yılında, aynı zamanda CDU Genel Başkanı olan Başbakan Angela Merkel’in “Das schaffen wir” (üstesinden geliriz-başarırız-beceririz) diyerek Almanya’nın sınırlarını sığınmacılara sonuna kadar açması, adeta bir kardeş kavgası yaşanmasına yol açmıştı.
Ülkeye gelen sığınmacı sayısının aynı yıl 800 bin sınırını aşması üzerine CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer, isyan bayrağı açmıştı.
Seehofer, üst sınır diye tutturmuştu.
Yani bundan böyle her yıl ülkeye gelmelerine izin verilecek sığınmacı sayısı için bir üst sınır saptanmasında ısrar etmişti.
Başbakan Merkel, üst sınıra kararlı bir biçimde karşı çıktı.
Bunun Almanya’da geçerli yasalarla bağdaşmayacağına dikkat çekti.
SPD de öyle.

Haberin Devamı

***
Her ne kadar üst sınır söylemi yer almasa da, uzun süren pazarlıklardan sonra CDU/CSU ve Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) oluşan büyük koalisyon hükümeti yılda 180 bin ile 220 bin arasında sığınmacı alınmasını karara bağladı.
Tabii SPD’nin ağırlığını koyması üzerine aile birleşimi yoluyla her ay bin sığınmacı yakınının gelmesine izin verilmesini de.
CSU Genel Başkanı Horst Seehofer, Bavyera Eyalet Başbakanlığı’nı bıraktı.
Uzun süren pazarlıklardan sonra oluşan yeni büyük koalisyon hükümetinde Federal İçişleri, İmar ve Yurt Bakanı oldu.

Kardeş kavgasının nedeni 14 Ekim seçimi mi
Göreve başlar başlamaz “İslam Almanya’ya ait değildir” diyerek durduk yerde yeni bir tartışma başlatan Seehofer, şimdi de “Başka bir Avrupa Birliği (AB) ülkesi üzerinden gelen sığınmacıların Almanya’ya girmelerine izin vermeyelim ve ilk giriş yaptıkları ülkeye geri gönderelim” diye tutturdu.
Şu anda Almanya’ya sığınmacıların çoğu İtalya, Yunanistan, Avusturya gibi üye ülkeler üzerinden gelmekte.

Yani bir yerde Seehofer, sığınmacıların yükünü bu ülkelerin çekmesini istemektedir.
Başbakan Angela Merkel ise buna kesinlikle sıcak bakmamakta ve
sığınmacı sorununa AB genelinde ortak bir çözüm yolu bulunmasını istemektedir.
AB ülkelerinin dış sınırlarının daha iyi korunmasını, ekonomik nedenlerle Avrupa yoluna düşmelerinin engellemesi için insanlara kendi ülkelerinde yardım edilmesini önermektedir.
Ama Federal İçişleri, İmar ve Yurt Bakanı olan CSU Genel Başkanı Horst Seehofer, Almanya sınırlarına dayanan sığınmacıların sınır kapılarından geri gönderilmelerinde, yani kovulmalarında ısrar etmektedir.

Haberin Devamı

***
Çünkü 14 Ekim 2018 tarihinde Bavyera’da eyalet parlamentosu seçimleri vardır.
İşte bu yüzden de Seehofer, bu kardeş kavgasını göze almaktadır.
Her ne kadar eyalet başbakanı olarak görevi bırakmış olsa da, Seehofer hala genel başkanlığını yaptığı CSU’nun seçimlerden en güçlü parti olarak çıkmasını, hatta mutlak çoğunluğu elde etmesini istemektedir.
Bunun gerçekleşmesi için de, sığınmacı kozunu kullanıp oy avcılığı yapan sağ popülist Almanya İçin Alternatif’in (AfD) önünün kesilmesi şarttır.
Bu da ancak, CSU’nun da sığınmacıları seçim malzemesi olarak kullanmasıyla mümkündür.
Çünkü Almanya genelinde olduğu gibi Bavyera’da da halkın çok büyük bir bölümü, ülkeye daha fazla sığınmacı alınmasına karşıdır.
CSU, Seehofer’e bu konuda tam destek vermektedir.
CSU’lu politikacılar da parti üyeleri de “Sonuna kadar devam et. Biz yanındayız, arkandayız” demektedir.

Haberin Devamı

***
Yalnız CSU’lular değil, birçok CDU’lu politikacı da, Merkel’e sırt çevirip, Seehofer’e destek vermektedir.
Hatta bazı CDU milletvekilleri, Başbakan Angela Merkel’i köşeye sıkıştırmak için “CDU/CSU Federal Meclis Grubu’nda Seehofer’in önerisini oylamaya sunalım” diye öneride bile bulunmaktadır.
Şimdiye kadar parti içi ve parti dışındaki tüm rakiplerini susturan, çoğunu devre dışı bırakıp politikadan bile uzaklaştıran Başbakan Merkel’in işi öyle hiç de kolay gözükmemektedir bu günlerde.
Bir yanda başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya, Kanada’ya, Çin’e, Japonya’ya, yani nerdeyse dünyaya meydan okuyan ABD Başkanı Donald Trump, diğer yanda kapıya dayanan sığınmacılar.
Ve içte de “Sığınmacıları içeri sokmayalım. Sınır kapılarından geri gönderelim” diyerek adeta yangına körükle giden kardeş parti lideri.

Haberin Devamı

 ***
Tüm okurların Ramazan Bayramını yürekten kutlar, nice bayramlar dilerim.

BAKMADAN GEÇME!