Güncelleme Tarihi:
Senelerdir futbolun içerisinde olduğunu hatırlatan Hikmet Karaman, Türkiye Futbol Federasyonu'nda (TFF) üst düzey hukukçu, Türk futbolunu bilen ve verilecek kararları teraziye koyup tartan merciler olduğunu bildiğini söyledi.
Karaman, alınacak her kararda UEFA'ya gidilmesini eleştirerek, şöyle konuştu:
“Türk futbolu kendi içerisinde özerk, ama bir takım kararlarda, uluslararası kararlarda UEFA'nın futbol mekanizması işliyor. Her programda ve her yayında UEFA'yı öcü gibi... UEFA, UEFA... Benim anlamadığım bir şey var, UEFA, nedir bu? Bir karar verilecek, bu (TFF'nin aldığı karar) çok uzadı. Atacağımız her adımda 'UEFA' diyoruz. Kendi kendimize bir takım şeyleri büyütüyoruz.
Bugün Avrupa'da birçok olay oluyor. Almanya'da geçen sene hakem olayları çıktı, bir takım olaylar oldu, futbol federasyonu kendi içerisinde cezaları verdi, halletti. 'UEFA, UEFA' diye gidip sormadı. Yani bu nasıl bir şey anlamıyorum. UEFA kulağımızı çeker, UEFA şunu yapar... Ceza alacak bir şey yapılmışsa mutlaka bunun karşılığını bulacaksınız. Maçlarda gözlemciler var, hakemler var, bilirkişiler var. Bunların takibi var. Yargıya intikal eden olaylar var. Bunun cezası veya ceza değilse bir takım kararlar verilecek. Ama biz her gün yeni bir takım şeyler ortaya atarak yeni yeni bir takım şeyler icat ediyoruz.”
Hikmet Karaman, Türk futbolunda sorumlu kişilere büyük görevler düştüğünü, olayları bu kadar büyütüp, lüzumsuz konuşmalara gerek olmadığını dile getirdi.
Türkiye'de maçlarda 90 dakika sonunda hakemin, taktiğin ve oyun felsefesinin önüne geçtiğini savunan Karaman, Cüneyt Çakır'ın yönettiği Şampiyonlar Ligi yarı final maçında kırmızı kart ve penaltı verildiğini, bir golün de iptal edildiğini anımsattı. Karaman sözlerini şöyle sürdürdü:
“En az 50 bin kişi adamı alkışlayarak soyunma odasına gönderdi. Aynı maçı Türkiye'de yönetseydi, Cüneyt Çakır maçın önüne geçerdi... Böyle bir ülkede yaşıyoruz. Halkımıza futbolu doğru öğretmiyoruz. İnsanlara önce futbolu doğru bir şekilde sunalım. Pozisyonları öğrensin, her kararında hakemi yerden yere vurmasın. Önce futbolumuza bakacağız. Böyle olduğu için de Avrupa kupalarında olamıyorsun. Sıradan takımlar geliyor, seni zorluyor veya eliyor. Ondan sonra uğraşıyoruz. Hatalarımız yok mu? Var. Eksiklerimiz yok mu? Var. Ama bazı şeyleri sineye çekip, birbirimize omuz vermemiz gerekirken, birbirimizi yıkmanın peşindeyiz. Onun için biraz sabırlı olmamız gerekiyor. Şimdi herkes bağırıp çağırıyor. Bence herkes kapısının önüne bakmalı.”