1980 yılında Hürriyet Gazetesi Avrupa baskıları merkezi Frankfurt’ta çalışmaya başladığımda da Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal
Birlik Partileri (
CDU/CSU) Federal Meclis Grup Başkanı.
Hür Demokrat Parti’nin (FDP) cephe değiştirmesi üzerine Helmut Kohl, 1 Ekim 1982 tarihinde
Almanya’nın 6’ncı Başbakanı olarak koltuğuna oturdu.
6 Mart 1983 tarihinde yapılan genel
seçim öncesi Almanların Kara Dev olarak nitelediği Helmut Kohl’le ilk kez Frankfurt’ta karşılaştım.
Seçim propagandası için gelmişti.
Hürriyet muhabirlerinden Ali Yumuşak’la birlikte etkinliğin düzenleneceği Frankfurt’taki Stadthalle’nin yolunu tuttuk.
Akşam düzenlenen bu seçim etkinliğinde Kohl, uzun bir konuşma yaptı.
CDU’nun o dönemdeki sözcüsü konuşması bittikten sonra yan salonlardan birinde Başbakan Kohl’le söyleşi yapabileceğimizi söyledi.
Tabii sırada başka gazeteciler de vardı.
Kohl, önce bir Amerikalı televizyoncunun sorularını yanıtladı.
Hem de uzun uzun.
Sonra da bir Avusturyalı gazetecinin sorularını.
Hollandalı bir gazeteciye sıra geldiğinde Helmut Kohl, sözcüye, “Niye bu kadar çok randevu verdin. Sen benim yarın sabah saat kaçta kalkacağımı bilmiyor musun?” diye fırça attı.
Sözcü çaresizdi.
Ama yine de Hollandalı gazetecinin sorularını “Ja” (evet), veya “Nein” (hayır) diyerek yanıtladı.
Tam yanımdan geçerken aynı zamanda dönemin CDU Genel Başkanı olan Başbakan Kohl’e daha, “Biz Hürriyet Gazetesi’ndeniz” der demez, “Zamanım yok” deyip çekti gitti.
O sırada Ali Yumuşak da deklanşöre basıp birkaç kare resim çekti.
Tabii bozulmuştuk.
Ama yapacak bir şey yoktu.
Ertesi sabah gazeteye gittiğimde masamın üzerinde Helmut Kohl’le benim boy boy fotoğrafım duruyordu.
Aynı fotoğraflar Yazı İşleri masanın üzerine de konulmuştu.
Fotoğrafları görür görmez Yazı İşleri’ndeki abilerden biri, “Kohl, Hürriyet’e özel demeç verdi” diye bir
haber döşememi önerdi.
“Olmaz, çünkü Kohl bize demeç vermedi” dedim.
Şayet, “Kohl, Hürriyet’e demeç vermedi’ diye haber koyacaksanız yazarım” yanıtını verdim.
Tabii Yazı İşleri’ndeki abi buna bozuldu.
“Siz zaten Avrupa’da yetişen gazeteciler böylesiniz. Türkiye’de olsa bu fotoğraflarla iki gün manşetten haber verirdik” dedi.
Özel demeçten vazgeçip, sadece seçim etkinliğiyle ilgili bir yazıp verdim.
* * *
Helmut Kohl’le 1987 yılında yapılan genel seçim öncesi yine bir seçim etkinliğinde bir araya geldim.
Hürriyet’in o dönemdeki muhabirlerinden İbrahim Gül’le, Kohl’ün Mainz’da katıldığı bir seçim propagandası etkinliğine gittik.
Kohl, etkinlikten sonra yan salonlardan birinde bir grup gazeteci ve politikacıyla sohbet ediyordu.
Biz yanına doğru yaklaşınca, “Şimdi değil, şimdi değil” diye konuşmak istemedi.
Bunun üzerine İbrahim Gül, “Şimdi değil, şimdi değil. Ne zaman?” diye çıkıştı.
Tabii bu da işe yaramadı.
Çekip gittik.
Bonn’da 1997-1998 yıllarında Yabancı Gazeteciler Cemiyeti’ni
n (VAP) başkanlığını yaptığım dönemde Başbakan Helmut Kohl’le başbakanlıkta bir araya geldik.
1997 yılı Noel öncesiydi.
Geleneksel olarak Kohl yabancı medya mensuplarını Başbakanlık’ta kabul edip hem geçmişe hem de geleceğe dönük sorularını yanıtlardı.
Ön tarafa yerleştirilen masada Başbakan Kohl, ben ve Hükümet Sözcüsü yan yaya oturuyorduk.
Kohl, kendisine yöneltilen soruları uzun uzun yanıtladı.
Zaman zaman espriler de yaptı.
Her ne kadar Başbakanlık’ta konuk olsak da ev sahipliğini bizim cemiyet üstlendiği için kapanış konuşmasını ben yaptım.
Başbakan Kohl’e teşekkür edip “İyi Noeller” diledim.
O günlerde Brüksel’de yapılan bir toplantıda Helmut Kohl’ün “Türklerle aynı masada oturmam” dediğine dair bazı söylentiler vardı.
Bunu anımsayıp, “Her ne kadar siz Türklerle aynı masada oturmak istemezseniz de, bu akşam bu masada bir Türk’le beraberdiniz” diye bir espri yapmayı da ihmal etmedim.
Gülümsemekle yetindi...
“Türklerle aynı masada oturmam” dediği söylenen Helmut Kohl’ün oğlu Peter 2001 yılında Türk kökenli Elif’le evlendi.
Yani Kohl, Türklerle aynı masaya oturduğu gibi, aynı sofrayı da paylaştı.
2008 yılından beri tekerlekli sandalyeye mahkum ve konuşma zorluğu çeken Helmut Kohl, dün 85 yaşına girdi.
“Herzlichen Glükwunsch” (Yürekten tebrikler)...