Güncelleme Tarihi:
Hastalarına kendilerinin alıp incelediği kanları vermek isteyen ve bu nedenle Kızılay'dan alınan kanları kabul etmeyen Dokuz Eylül ve Ege ?niversitesi Hastaneleri Kan merkezleri zaman zaman ihtiya?larını karşılamak i?in bağış kampanyaları düzenliyor. Nitekim ge?en hafta Ege ?niversetis Hastanesi Kan Merkezi de 'Kan bağışı, can bağışı' adı altında kampanya başlattı.
Kampanya devam ederken, merkezde ?alışan ancak adının a?ıklanmasını istemeyen bir doktor, 2 ayı aşkın süredir Dahiliye Kliniği'nde ilik kanseri tedavisi gören Nezir Ok'a 28 Şubat günü Hepatit B'li kan verildiğini iddia etti. Hastaya 4187 donör numaralı, 5193 nolu Hepatit B saptanan kanın verildiğini belirterek iddialarının doğru olduğunu savunan doktor, "Kan merkezinde ağır ?alışma koşulları bu hataya yol a?tı. Kan Hepatit B'li olduğu bilindiği halde yanlışlıkla kliniğe gönderildi ve hastaya nakledildi. Ardından da hastanın doktoruna yanlışlık yapıldığı belirtildi, hastaya koruyucu tedaviye ge?ildi" dedi.
Nezir Ok'un doktoru Dahiliye Kliniği'nden Do?. Dr. Mahmut Bödü, hastaya kan merkezinden gönderilen kan ürünü trombosit verdiklerini, hepatit B uyarısı yapıldıktan sonra da gerekli önlemleri aldıklarını söyledi. Do?.Dr. Bödü, "Kanın hepatit B a?ısından şüpheli pozitif olduğu söylendi. Hastaya hemen önlem olarak immunglobilin verildi. Hastada herhangi bir aktif enfeksiyon tablosu oluşmadı. Çünkü hasta daha önce hepatit B mikrobuyla karşılaşmış, taşıyıcı olduğu belirlendi. Böyle olması hastayı aktif enfeksiyondan korumuştur. Hastanın sağlığını ve hastalığın seyrini olumsuz yönde etkileyecek bir risk yok" diye konuştu.
TEORİK RİSK Ş?PHESİ
Ege ?niversitesi Hastanesi Kan Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yeşim Aydınok ise iddialara ilişkin şunları söyledi:
"Teorik riskle ger?ek riski ayırmak gerekir. Bu teorik bir risk, bilimsel boyutta bir şüpheydi. Şüphede kaldık, acaba bulaştırma şansı olabilir mi? Biz böyle durumlarda ?ok hassasız. Dolayısıyla en düşük olasılıkları bile biz alarm olarak algılarız ve ona göre tutumlar alırız. Hastayı da donörü de takibe aldık. Bizim alanımızda her ge?en gün farklı farklı a?ılımlar oluyor ve bunlara ilişkin donanımlarımız oluyor. Biz donanımlarımızı hastaya en üst seviyede yansıtmakla sorumluyuz. Dolayısıyla şüphede Rü?han Hanım'ın (Kan Merkezi Sorumlusu Prof.Dr. Rü?han Sertöz) donanımlarından kaynaklı. Yoksa verilmesinde birşey yok. Acaba şüphesi kendi i?inde oluştuğu i?in o hastası adına bu riski görmek istemedi ve bu tür önlemler alındı. Ama bir yandan yürüttüğümüz ?alışmayla da zaten bu kaygılarımızın yersizliğini biz de anladık. Ortada hastanın aleyhine sonu?lanacak herhangi bir durum yok. O a?ıdan bizim de i?imiz rahatladı. Teorik riskten yola ?ıktık, bir?ok şey yaptık ama bir takım art niyetli insanlar bunu bekliyorlardı. Bir teorik riskin peşinde koşuyorsak bu hastamıza verdiğimiz değerdendir. Saklayacak hi?bir şey olmadığı i?in donör numarasına kadar elinize geliyor."
'BANA RİSK YOK DEDİLER'
Hastalanmadan önce boyacılık yapan babası Nezir Ok'a refakat eden 18 yaşındaki Mustafa Ok, "Çok korktum ama doktorlar verilen kanın babamın sağlığına herhangi bir tehlike oluşturmadığını söyledi. Şu an yapacak birşey yok, bekleyeceğim, takip edeceğim" dedi. 1.5 yıl önce ilik kanseri tanısı konulan Nezir Ok'un sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu, bu arada kemik iliği nakli i?in yakınlarının tarandığı belirtildi.