Güncelleme Tarihi:
Türk kökenli bir Avrupalı...
Çağdaş bir Türk kadını...
Asker babasının görevi sırasında Gaziantep’te dünyaya gelmiş...
İstanbul’da lisede okurken resim dersleri almış...
Bir gün eve kendi yaptığı bir resimle gelmiş...
Babası hiç de beğenmemiş...
Asker baba “Böyle resim olmaz. Resim böyle çizilmez” demiş.
Üzülmüş...
Ertesi gün aynı resmin üzerinde babasının çalışıp daha güzel hale getirdiğini görmüş...
Babası resim yapmaya başlarken, yakınlarının “Nur” diye hitap etitği Nurhan Sidal, resim yapmayı bırakıp kendisini derslerine vermiş.
Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde öğrenim görmüş.
1970’li yılların ortalarında Almanya’ya gelmiş.
Bir süre asistan hekim olarak olarak çalıştıktan sonra Baden-Württemberg Eyaleti’ndeki Trochtelfingen kentinde kendi muayenehanesini açmış.
Ancak resim tutkusu yeniden depreşmiş...
* * *
Diş hekimliğine paralel olarak 1980’li yıllarda yeniden eski gözağrısı resme dönmüş.
Rolf Wernecke ve Mahmut Celayir’in atölyelerinde resim çalışmalarına katılmış.
Aquarel ve acryl çalışmalarına ağırlık vermiş...
Politika da dahil her konuyu içeren resimler çizmiş...
1995 yılında hastalanmış...
Transfüzyon torbaları ve makinaları sayesinde yaşama tutunmuş...
Ama o umudunu ve yaşam tutkusunu hiç kaybetmemmiş.
Doktorların en fazla 5 yıl ömür biçtiği Nurhan Sidal, kendi yaşamını resimlere aktarmaya başlamış.
Bir yerde yaşama meydan okuyarak...
Kendi kanıyla resimler çizmeye başlamış.
İçe Bakış (Der Blick nach Innen), Patlayan Damarlar Geplatzte Vene), Ben Hayatımı Yaşıyorum (Ich lebe mein Leben), İçimden Geldiği Gibi (Der innere Schweinehund), İki Dünya Arasında Gidip Gelmeler (Der Spagat zwischen zwei Welten), Çözülüş (Auflösung), En Hızlı Benim (Ich bin der Schnellste), Karşılaşma (Begegnung) gibi ismini verdiği tablolar çizmiş.
Tabii başka tablolar da...
Hepsini de kendi kanıyla...
İsimsiz tablolar...
Transfüzyon torbalı tablolar...
Transfüzlyon torbalarına ve makinalarına bağımlılığı gösteren tablolar...
Senden Kaçıp Kurtulacağım adını verdiği ve transfüzyon torbalarından kaçışı gösteren tablosu...
Kan Ağacı (Blutbaum) adını verdiği tablosu...
Hepsi de kendi dünyasından, kendi yaşamından kesitler.
* * *
Daha önceki dönemlerde kendi bölgesindeki Reutlingen’de, Efringer/ Kirchen’de, Sonnenbühl’de bireysel ve ortak resim sergileri açmış.
Lichtenstein ve İtalya’da da...
Kanserli çocuklar yararına etkinlikler düzenlenmesine öncülük etmiş...
Bu etkinliklerde satılan tabloların tüm gelirleri derneklere bağışlanmış.
Hala transfüzyon torbaları ve makinalarına bağımlı olan, ancak yaşam tutkusundun hiçbir şey kaybetmeyen Nurhan Sidal, diğer tablolarıyla birlikte kendi kanıyla çizdiklerini Fransa’nın başkenti Paris’e taşıdı.
Ünlü Louvre Müzesi yakınlarında bulunan Galerie La Capitale’de bireysel resim sergisini açtı.
“Sanat hayattır, hayat sanattır” ilkesinden hareket eden Nurhan Sidal’in sergisinde, Parisli sanatseverlerin en çok ilgisini çeken, sanatçının yaşam öyküsünü de içeren kendi kanıyla çizdiği resimler oldu.