Güncelleme Tarihi:
Alınan bilgiye göre, Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) ve DSİ 4. Bölge Müdürlüğünün tespitlerine göre, Konya'nın kanalizasyon suları 2000 yılından bu yana Tuz Gölü'ne ulaşmıyor.
Konya'nın kanalizasyon atığı önce Ke?ili Deresi'ne veriliyor. Bu dere, birka? kilometre sonra DSİ'nin Tuz Gölü'ne ulaşan ana tahliye kanalına bağlanıyor. Birka? yıl öncesine kadar DSİ ana tahliye kanalında Altınekin'e kadar su görülüyordu. Ge?en yıldan bu yana DSİ'nin 2. Pompa İstasyonu'nun ötesinde su görmek mümkün olmuyor. Bu istasyon, hemen Konya'nın ?ıkışında bulunuyor.
?zellikle Ke?ili Deresi'ne verilen yılda 50 milyon metreküp kanalizasyon suyu, ?ift?ilerin tarlalarında sulama suyu olarak kullanılıyor.
Yaz aylarında aşırı buharlaşma nedeniyle suyun ulaşamadığı, DSİ'nin hemen 1. Pompa İstasyonu'nun önündeki bazı ?ift?iler, adeta dört gözle suyun gelmesini bekliyor. Borularını ve pancar motorlarını hazır tutan ?ift?iler, kanalizasyon suyu geldiği anda kanalda bekletmeden tarlasına yönlendiriyor.
Sel?uk ?niversitesi Ziraat Fakültesi ?ğretim ?yesi Prof. Dr. Sait Gezgin, Ke?ili Deresi civarında araştırma yaptıklarını söyledi.
Kanalizasyon ve Aslım Çöplüğü'nden gelen atık suyun verildiği Ke?ili Deresi'ndeki suyun biyolojik ve kimyasal arıtmaya tabi tutulmadan tarımda kullanıldığını tespit ettiklerini vurgulayan Gezgin, şunları kaydetti:
"Dereye salınan borularla pancar motorları veya traktör yardımıyla su ?ekiliyor. Bu suyla bazı ?ift?iler, hububat, pancar, sebze ve meyve ağa?larını suluyor. Bu tür sulama sonucunda belli bir zaman sonra toprakta yoğun olarak kurşun, arsenik, cıva, kadmiyum, bakır gibi ağır metal birikimi görülüyor. Ağır metaller, sulamanın yoğunluğuna göre bitkilere ge?erek insan ve hayvan sağlığını tehdit ediyor. Ağır metal yüklü olma ihtimali ?ok yüksek sebze ve meyveleri insan gönül rahatlığıyla nasıl tüketsin?"
Gezgin, böyle bir durumda Konya'nın yerli ürünü diye satılan meyve ve sebzelere şüpheyle bakılacağını söyledi.
-ÇİFTÇİLERİN ELLERİ YARA İÇİNDE-
Gezgin, bu tür sulama şeklinin toprağın yapısını da bozduğunu, bu durumun verimsizleşmeye yol a?tığını belirterek, ?ift?ilerin suyun vereceği zarardan habersiz olduğunu bildirdi.
Bölgede yaptıkları araştırmada kanalizasyon sularına ?ift?ilerin doğrudan temas ettiğini de belirlediklerini ifade eden Gezgin, "Bu su patojen mikroorganizma a?ısından da ?ok riskli. Çift?ilerin sürekli bu suyla temas eden elleri yara i?indeydi. Simsiyah bir suyu tarlaya nasıl akıtıyorlar aklımız almıyor. Kanalizasyon suyuna sürekli temas ettikleri i?in kolera ve tifo gibi bazı ciddi hastalık riskiyle de karşı karşıya bulunuyorlar" dedi.
Gezgin, en azından arıtma tesisi hizmete girene kadar bu ağır metal yüklü, hastalık taşıyıcı suyun tarımda kullanılmasının önlenmesi, insanların hayatının tehlikeye atılmaması gerektiğini sözlerine ekledi.
-ARITMA TESİSİ YIL SONUNDA DEVREYE GİRİYOR-
Konya Su ve Kanalizasyon İdaresi yetkilileri ise tahliye kanalına verilen kanalizasyon suyunun tarımsal sulamada kullanıldığını, bu şekilde kullanımın son derece sağlıksız olduğunu söyledi.
Bu konuda yaptırıma gidilemediğini ifade eden yetkililer, "Arıtma tesisimiz yıl sonunda hizmete giriyor. Hizmete girdiğinde 50 milyon metreküp su arıtılacak. Böylece kirli suyla tarımsal sulama, ?evresel tehditler ortadan kalkmış olacak" dedi.