Güncelleme Tarihi:
“Cinayet, yine cinayet, yine cinayet ve yine cinayet. Burada akıl almaz ve son derece rahatsız edici olan: ırkçı bir terör çetesi yıllardır, Almanya’yı boydan boya dolaşarak, göçmenleri öldürüyor. Terör eylemleri planlıyor. Bomba yapıyor ve kullanıyor. Bütün bunların gerçekleşmesinde aynı zamanda polis, istihbarat teşkilatı ve savcılığın bunun ar kasında ırkçı bir motifi olası görmemesi de yatıyor.
Olaylar tespit edilemiyor
Cinayetlerin terör olayı olduğu tespit edilemiyor ve bunun bir kişinin işi olduğundan, birbiriyle bir bağlantısı ve bir siyasi motif bulunmadığından hareket ediliyor. Bu yanlış hüküm 1980’li ve 1990’lı yıllarda yabancıların kaldığı evlerdeki kundaklama olaylarını hatırlatıyor. O zaman da soruşturmayı yürütenlerin bir çoğu, yangının birincisi “elektrik kontağından”, ikincisi yanık sigara izmaritinden çıktığı, üçüncüsü de “bunlar kendi kendilerini öldürüyor” diye düşünüyorlardı.
İhmaller gözden geçirildi
Bu yanlış hükmün değişmesi, göçmenler öldürüldüğünde de cinayetin cinayet olarak takip edilmesi baskısının yerleşmesi hayli zaman aldı. Almanya Federal Mahkemesi önce 1994 yılında Hünxe, üç kişinin yakılarak öldürüldüğü Mölln’de ve beş kişinin öldürüldüğü Solingen olaylarından sonra, hukuktaki bu dayanılmaz ihmali gözden geçirdi.