Kahve tartışması

Hamburg'daki iki eski arkadaş ve iş ortağı arasında „kahve kavgası“, "Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı olur“ atasözünü boşa çıkardı. Asıl mesleği mimarlık olan Osman Caran, üzerinde çeyrek asrı aşan bir süredir çalışarak, geliştirdiği hazır Türk kahvesi formülü ve fikrini çaldığını öne sürdüğü eski ortağı Süleyman Heplevent'e dava açtığını söyledi. Tüm dünyada Türk kahvesi olarak bilinen köpüklü, telvetli kahveyi, cezvede kaynatmadan, ama aynı zamanda tadından ödün vermeden 30 saniye gibi kısa bir sürede hazırlanacak şekilde formül geliştiren Caran, eski ortağının fikrini alıp, kendisini haberdar etmeden İzmir'de bir şirketin üzerine tescil ettiğini iddia etti.

Adı Osmanbey Kahvesi

Caran, „Geliştirdiğim metot ve formülle yapılan hazır Türk kahvesine 'Osmanbey Kahvesi' adını verdim. Yani kendi adımı. İlk kez 1989'da Osmenbey Kahvesi adıyla ürettim. Logo olarak da kendi portremin bulunduğu bir tasarım yaptım. Almanya, İsveç ve Avusturya'da satmaya başladım. 1994'de satışa ara vererek, kaliteyi yükseltmek için tekrar üzerinde çalışmaya başladım. 2000'de yıllardan beri tanıdığım eski ortağım kahveyi Türkiye'de piyasaya çıkarma teklifinde bulundu. Ben üretimi, o da pazarlamasını yapması konusunda anlaşarak ortaklığa girdik. Ancak kendisi, logoda değişiklik yaparak ama aynı isimle, bana sormadan 'Osmanbey Kahvesi'nin' patentini üç yıl önce kendi fikriymiş gibi İzmir'de bir şirketin üzerine aldırmış. İzmir'de patenti alırken, numune olarak benim tasarladığım ve üzerinde portrem bulunan amblemli dahi vermekten çekinmemiş" dedi.

Almanya patentini aldım

İzmir'deki şirketin daha sonra bu amblemi değiştirdiğini söyleyen Osman Caran, "Kendisine 'fikir hırsızlığından' dava açtım. 25 yıldır yaptığım tüm çizimler, yazışmalar, dökümanlar elimde. Tek yanlışım fazla güvenmem ve yazılı bir anlaşma yapmamış olmam oldu. Aramızda sözlü olarak anlaşmıştık. Şimdi mahkemeyi bekliyorum ve haklı çıkacağıma inanıyorum. Ayrıca 'Osmanbey Kahvesi'nin Almanya patentini de hemen aldık. Eski ortağım İzmir'de üretilen kahveyi Almanya'ya sokamıyor“ dedi.

Haberi olmadığı doğru değil

Süleyman Heplevent ise, Osman Caran'ın markanın Türkiye patenti ile ilgili iddialarının doğru olmadığını öne sürerek „Hazır Türk kahvesi ilk fikir sahibi Osman Caran'dır. Bu doğru. Ama sonra beraber çalışmaya başladık. Fikri ve formülü geliştirdik. İzmir'de fason üretime başladık. Kendisi bundan haberdardı. İzmir'de anlaştığımız şirket yöneticisiyle görüştü. Formülü konuştu. Patentin İzmir'deki şirket üzerine alınmasına sözlü onayı var. Yazılı bir anlaşmamız zaten yoktu. Sayın Caran'ın bütün bozulduğu nokta, logodaki fesli kendi portresini çıkartıp, genç kişinin yüzünü koymamız oldu“ dedi. Heplevent, Almanya'da Osmanbey Kahvesi'nin Osman Caran üzerine patentli olduğu için başka bir marka geliştirdiklerini belirterek, „Almanya patentinin Osman Caran üzerine alınması üzerine, ben İzmir'den getirdiğim kahveleri imha ettim. İki başka marka altında piyasaya çıkacağız. Sayın Caran'ın bana 'fikir hırsızlığı' suçlamasıyla dava açtığından haberim yok“ dedi.

Almanların ürettiğini beğenmedim

Osman Caran, "Tipik Türk kahvesini hazır kahve olarak üretme fikrinin 1980li yıllarda büyük Alman kahve ürünleri şirketi Nestle'de araştırma ve patent bölümü şefi, Arap arkadaşım Osman Nuri'ye bir sohbette, 'hızlı yapılan bir Türk kahvesi üretemez misiniz?' diye sordum. Aradan iki ay geçtikten sonra Nestle, Nestcafe Orient Mocca adında bir kahve çıkardı piyasaya. Ancak tadı rezaletti. Ne de köpüklü ve telvetliydi. Türk kahvesiyle alakası yoktu. Osman Nuri'yi aradım ve apaçık 'Sizin sözde hazır Türk kahvesi rezalet. Bir yudum aldım, tükürdüm. Ben daha iyisini yaparım' dedim. Zaten o kahvede üç sonra piyasadan çekildi. 25 yıllık kahve maceram böyle başladı. Başlangıçta hiç bilgim yoktu. Ama zaman bu işim uzmanı oldum diyebilirim. Brezilya ve Kolombiya'da üretilen Arabica tipi kahve ile hedefe ulaştım“ dedi.