Güncelleme Tarihi:
Alman televizyon kanalları dün akşam ilk haber olarak Tuğçe Albayrak’ın cenaze töreni haberini ekrana getirdi. Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle, iki genç kıza sataşanlarla kavga eden ve saldırgan tarafından başına darbe alarak beyninde ağır hasar oluşan, günlerce komada kalan, beyin ölümü gerçekleştikten sonra ailesinin onayıyla 23’üncü doğum gününde yaşam destek ünitesinin fişi çekilen Tuğçe Albayrak’ın hazin sonu Almanya’yı derinden etkilediğini aktardı.
İKİ SORUMLULUĞU BİRDEN ÜSTLENDİ
Bugünkü Alman gazetelerinde de Tuğçe ile ilgili yorumlar geniş yer aldı. Mitteldeutsche Zeitung, Tuğçe Albayrak’ın kısa yaşamından çıkarılması gereken dersleri vurgularken şu görüşleri aktardı:
"Tuğçe iki sorumluluğu birden üstlendi. Birinde kavgayı önlemeye çalışırken. Diğerinde ise daha öncesinde organ bağış kartını doldurma kararı alırken. Bu, pek çok kişinin kaçınmayı tercih ettiği bir karar. Aynı çatışma durumlarında olduğu gibi. Korkudan ya da tehlikeli durumlarda görmezden gelmek daha rahat olduğundan. 'Biri nasılsa bir şeyler yapar’ düşüncesiyle hızla geçip gitmek. Tuğçe’nin yaptığını diğer pek çokları yapamazdı. Dikkatle bakmak, harekete geçmek, medeni cesaret göstermek; Bu cesur kadına duyulan yasın yanında geriye kalan, her birimizin yanıtlaması gereken sorudur: Ben olsam ne yapardım?"
BELKİ BİR NEBZE TESELLİ
Diğer Alman gazetesi Schwaebische Zeitung ise 23 yaşındaki Tuğçe Albayrak’a yönelik şiddet vakasının, 5 yıl önce benzer bir şekilde medeni cesaretinin kurbanı olan Dominik Brunner’in ölümünden çok daha büyük yankı bulduğunu ve hisleri daha derinden etkilediğini yazdı. Gazete, şöyle devam etti:
"Türk kökenli güzel bir üniversite öğrencisi kız, Alman toplumuna en iyi şekilde uyum sağlamış, sevgiyle anılan bir kadın, anlamsız bir şekilde ölmek zorunda kaldı. Tuğçe A.’ya ölümünün ardından liyakat nişanı verilmesi, ailesi ve arkadaşları için belki bir nebze teselli olabilecektir. İleride bu tür bir vakanın nasıl önlenebileceği sorusuna ise maalesef verebilecek tek bir gerçekçi yanıt var. Bunu önlemek mümkün değil."