Kafam Batı’da, vücudum Doğu’daydı

Güncelleme Tarihi:

Kafam Batı’da, vücudum Doğu’daydı
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2021 14:17

13 Ağustos 2021, Batılıların ‘Utanç Duvarı’, Doğuluların ‘Faşizmden Korunma Duvarı’ olarak niteledikleri Berlin Duvarı’nın örülmeye başlamasının 60’ıncı yılıydı.

Haberin Devamı

Kafam Batı’da, vücudum Doğu’daydı
Almanya’yı Almanya’dan, Almanları Almanlardan ayıran, Berlin’i ikiye bölen duvarları aşıp özgürlüğe kavuşmak için Batı’ya kaçarken yaşamını yitiren kurbanları anmak için başkent Berlin’de bir tören düzenlendi.
Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile Berlin Eyalet Başbakanı Michael Müller’in de hazır bulunduğu törene, duvarlı yılları yaşayan hem Doğulu hem de Batılı bazı vatandaşlarla öğrenciler de katıldı.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, “13 Ağustos 1961 hem biz Almanlar hem de dünya için bir kader günüydü” dedi.
Duvarlar örülmeye başlamadan 2 ay önce “Kimsenin duvar inşa etme, örme niyeti yok” diyen dönemin Doğu Almanya olarak bilinen Demokratik Almanya Cumhuriyeti (DDR) Devlet Başkanı ve Sosyalist Birlik Partisi (SED) lideri Walter Ulbricht’in bu söylemine “Bu Alman tarihindeki en pervasız, en küstah yalanlardan biridir” değerlendirmesinde de bulundu.
Gerçekten de öyleydi.
15 Haziran 1961 tarihinde Doğu Berlin’de düzenlenen bir basın toplantısında, Batı Almanya’da yayım lanan Frankfurter Rundschau gazetesinin muhabiri Annemarie Doherr’in “Hür bir devlet için tarihi Brandenburg Kapısı’na bir devlet sınırı mı inşa edilecek?” sorusuna Walter Ulbricht, “Sizin sorunuzu Batı Almanya’da bizim DDR’li inşaat işçilerini duvar örülmesi için mobilize etmemizi isteyen insanların olduğu şeklinde anlıyorum… Kimsenin duvar inşa etme, örme niyeti yok” yanıtını vermişti.
Ama iki ay bile geçmeden ‘Berlin Duvarı’ örülmeye başlandı.
Zamanla Berlin Duvarı’nı aşıp özgürlüğe kavuşmak isteyen 140 kişi yaşamını yitirdi.
Doğu Almanya’dan Batı Almanya’ya kaçarken ölen ve öldürülenlerle birlikte 327 kişinin ‘özgürlük kurbanı’ olduğu saptandı şimdiye kadar.
Yalnız Doğu-Batı Berlin arasındaki duvarın uzunluğu 46 kilometreydi.
Batı Berlin ile diğer Doğu Almanya sınırlarındaki duvarlarla ve dikenli tellerle birlikte ise 155 kilometreyi buluyordu.
Bu duvarların bir bölümü iki Almanya birleştikten sonra kurbanlar için inşa edilen anıtın bulunduğu Bernauer Caddesi üzerindeydi.
1.4 km uzunluğundaki bu caddenin Doğu Berlin tarafında o günleri yaşayan bir Alman kadın kendisiyle yapılan röportajda, “Pencereden kafamı çıkardığımda kafam Batı’da, ama gövdem Doğu’daydı” diyordu.
Gerçekten de öyleydi.
Bu cadde üzerinde Doğu Almanların oturduğu binaların önündeki kaldırımlar Batı Berlin, yani Batı Almanya (Almanya Federal Cumhuriyeti) sınırları içindeydi.
Nitekim duvarlar örülmeye başlandıktan birkaç ay sonra bu cadde üzerindeki binalar boşaltıldı.
Çünkü binaların pencerelerinden atlayarak veya binaların altından kazdıkları tünellerden Batı Berlin’e kaçanlarının sayısının artması üzerine Doğu Almanya yönetimi evlerin kapılarına kilit vurdu.
Bernauer Caddesi üzerindeki binaların pencerelerinden atlayıp özgürlüğe kavuşmak isteyen 10 kişi yaşamını yitirdi.
Berlin Duvarı örülmeye başlandığında ben Konya’ya bağlı Derebucak Köyü İlkokulu’nu yeni bitirmiştim.
O zamanlar Derebucak’ta radyo da, televizyon da olmadığı için Berlin Duvarı’nın varlığından daha sonra Beyşehir Lisesi’nde orta öğrenim yaparken haberdar oldum.
Ve Berlin Duvarı’nı ilk kez Strasbourg Üniversitesi’nde tıp öğrenimi yaparken, 1971 yılında Almanya’nın Dortmund kentinde çalışan birkaç Derebucaklı’yla Berlin’i ziyaret ettiğimde gördüm.
Gerçekten bu ‘Utanç Duvarı’nı gördüğümde duygu dolu anlar yaşadım.
Fransa’dan Almanya’ya geçip Bochum’da üniversiteyi bitirdikten sonra 1980 yılında Hürriyet’in Avrupa merkezi Frankfurt’ta muhabir olarak çalışmaya başladım.
Ağustos 1983’te Hürriyet’in Berlin büro şefliğine atandım.
Berlin’i Berlin’den ayıran bu duvarı zaman zaman ziyaret ettim.
Her seferinde de içim burkuldu.
Her ne kadar her gün görmesem de, ‘Utanç Duvarı’ hep kafamdaydı.
Hep tedirginlik yaşadım.
‘Utanç Duvarı’nın örülüşünü değil, ama delinmesini, çöküşünü ve yok edilişini gördüm.
9 Kasım 1989 akşamı duvarlar delindiğinde Bonn’daydım.
Ertesi gün de Berlin’de.
Birbirlerini hiç tanımayan insanların ortak sevinçlerini gözyaşları dökerek paylaştıklarına tanık oldum.
Daha sonraki günlerde duvarların sökülüp atıldığına da.
İki Almanya’nın tam 45 yıl sonra 3 Ekim 1990 tarihinde Almanya Federal Cumhuriyeti çatısı altında birleşmesine de.
Sevgili okuyucular, izninizle bir süre tatilde olacağım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!