Ahmet KÜLAHÇI / Fotoğraf: AP
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2019 11:37
Almanya’yı Almanya’dan, Almanları Almanlardan ayıran, Batılıların ‘utanç duvarı’, Doğuluların ‘faşizme geçit yok duvarı’ olarak nitelendirdikleri Doğu-Batı Berlin arasındaki duvar, 13 Ağustos 1961’de inşa edilmesine başlandıktan 28 yılı aşkın bir süre sonra ‘demokrasi tutkunu’ Doğu Almanların kararlı tutumu sayesinde 9 Kasım 1989’da çöktü.
VE böylece iki
Almanya’nın birleşmesinin yolu açıldı.
7 Ekim 1949’da kurulan ve sosyalist rejimin hakim olduğu Doğu Almanya olarak bilinen Almanya Demokratik Cumhuriyeti’nde (DDR) duvar çöktükten sonra ilk özgür
seçimler 18 Mart 1990’da yapıldı.
Seçimleri ‘Demokratik Atılım’, ‘Alman Sosyalist Birliği’ ve DDR Hıristiyan Demokrat Birliği’nin (CDU) oluşturduğu ‘Almanya için Birlik’ kazandı.
40 yılı aşkın süre sonra yapılan bu seçimlerin ardından DDR CDU’nun Genel Başkanı olan avukat Lothar de Maiziere, Almanya Demokratik Cumhuriyeti’nin seçimle gelen ilk başbakanı oldu.
Ve Doğu Almanya Halk Meclisi, 2 Ekim 1990’da Almanya Demokratik Cumhuriyeti’nin ‘tarihe karıştığını’ ilan etti.
Halk Meclisi’nin bu tarihi kararını aldığı oturumda dönemin Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker ile Başbakan Helmut Kohl de hazır bulundu.
Halk Meclisi’nin bu kararının ardından Batı Berlin sınırları içinde kalan ve şu anda Alman Parlamentosu olarak kullanılan ‘Reich Meclisi’nin önünde siyah-kırmızı-altın renkli dev Alman bayrağı göndere çekildi.
Aynı akşam Reich Meclisi binası önünde düzenlenen bir törende, iki Almanya’nın, Almanya Federal Cumhuriyeti adı altında resmen birleştiği dünyaya ilan edildi.
*
O dönemde Almanya’nın eski hükümet merkezi Bonn’da Hürriyet’in başkent muhabiriydim.
Tabii bu tarihi olaya yerinde tanıklık edebilmek için bir gün önceden Berlin’in yolunu tutmuştum.
Reich Meclisi’nin önündeki dev alan ve çevresi insan kaynıyordu.
2 Ekim’i 3 Ekim’e bağlayan gece saat 24.00’ı gösterdiğinde, başta Schöneberg Belediyesi olmak üzere kentin her kesiminden çan sesleri yükseldi.
Ve iki Almanya’nın Almanya Federal Cumhuriyeti çatısı altında birleştiği dünyaya duyuruldu.
Reich Meclisi’nin önünde kurulan sahnede Cumhurbaşkanı Weizsaecker ve eşi Marianne von Weizsaecker, Başbakan Kohl ve eşi Hannelore Kohl, Federal Meclis Başkanı Rita Süssmuth, Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) ‘anıt adamı’ olarak nitelendirilen Willy Brandt, Federal Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher ve tarihe karışan Doğu Almanya’nın son Başbakanı Lothar de Maiziere ve çok sayıda politikacı da vardı.
Weizsaecker, bu tarihi günde tarihi konuşmasını yaparken, başbakanlığı döneminde 1970’li yılların başından itibaren hayata geçirdiği ‘Ostpolitik’ (Doğu politikası) ile iki Almanya’nın birleşmesinin temelini atan Willy Brandt’ın gözlerinden yaşlar akıyordu.
Yalnız Brandt’ın değil, Doğulu, Batılı birçok Alman’ın ve başkalarının gözlerinden de.
Birbirlerini hiç tanımayan insanlar birbirlerine sarılıp bu tarihi günü kutluyorlardı.
*
Evet aradan tam 29 yıl geçti.
Çarşamba günü Schleswig-Holstein Eyaleti’nin başkenti Kiel’de iki Almanya’nın birleşmesinin 29’uncu yılında resmî kutlama töreni düzenlendi.
İki gün süren halk şenlikleri de.
Ama son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamalarına bakıyorum.
Doğu Almanların yüzde 57’si kendilerini hâlâ ‘ikinci sınıf yurttaş’ olarak görüyor.
Doğu Almanların sadece yüzde 42’si ‘demokrasi en iyi devlet yönetimi sistemidir’ görüşünü paylaşıyor.
Doğu Almanların yüzde 41’i kendilerini günümüzde duvarlar yıkılmadan öncekine göre düşünceyi ifade özgürlüğü konusunda daha rahat hissetmedikleri görüşünde.
Doğu Alman kadınların yüzde 30’u ‘düşünceyi ifade özgürlüğü alanında bir şey değişmedi’ diyor.
Hatta yüzde 19’u ‘daha da kötüleşti’ diyor.
Yani diktatörlükle yönetilen eski Doğu Almanya ile demokrasinin hakim olduğu Federal Almanya Cumhuriyeti’nde düşünceyi ifade özgürlüğü konusunda bir fark olmadığı görüşünde.
İşte bu yaklaşımı anlamak mümkün değil.
Doğu Almanların yüzde 74’ü Doğu-Batı arasında hâlâ ciddi farklılıklar olduğunu düşünüyor.
Doğu Almanların yüzde 73’ü Batı Almanların kendilerine tepeden baktığı görüşünü paylaşıyor.
İşte tüm bu gelişmeler, Almanya’nın birleştiğini, ama Almanların hâlâ bütünleşemediğini gösteriyor.
Tabii ‘
utanç duvarı’ yıkılalı 30 yıl olduğu halde, kafalardaki duvarların hâlâ yıkılmadığını da.