AMERİKAN, İngiliz ve Fransızların işgal bölgesinde, 23 Mayıs 1949 tarihinde Alman Anayasası’nın kabulüyle Batı
Almanya olarak bilinen Almanya Federal Cumhuriyeti kuruldu.
Sovyetlerin işgal bölgesinde de 7 Ekim 1949’da Doğu Almanya olarak bilinen Alman Demokratik Cumhuriyeti.
Doğu Almanya’daki sosyalist sistemden kaçanların sayısı artmaya başlayınca, 13 Ağustos 1961’de Almanları Almanlardan, Almanya’yı Almanya’dan ayıran ‘
Berlin Duvarı’ örüldü.
Hem de dönemin Doğu Almanya Devlet Başkanı Walter Ulbricht, Doğu Berlin’de 15 Haziran 1961’de düzenlenen bir basın toplantısında, Batı Alman bir kadın gazetecinin sorusu üzerine, “Kimsenin duvar inşa etme niyeti yok” dediği halde.
Batılıların ‘utanç duvarı’, Doğuluların ‘faşizme geçit yok duvarı’ olarak nitelediği beton ve dikenli tellerle örülmüş bu duvarı aşıp özgürlüğe kavuşmak isteyen en az 138 Doğu Alman kurşunlanarak yaşamını kaybetti.
Walter Ulbricht’ten görevi devralan Erich Honecker, Şubat 1989’da, “Mevcut nedenler yok edilmediği sürece bu duvar daha 50-100 yıl var olacaktır” dedi.
Ama iki Almanya arasındaki bu ‘utanç duvarı’, Honecker’in bu açıklamasından 9 ay sonra çöktü.
Hem de dönemin Sovyetler Birliği Lideri Mihail Gorbaçov’un ‘Perestroyka’ (yeniden yapılanma) ve ‘Glasnost’ (saydamlık) politikası sayesinde.
1989 yılı ortalarından itibaren yıllardır tüm özgürlükleri ellerinden alınan Doğu Alman halkı “Halk biziz” diye sokaklara dökülmeye başladı.
Aynı yıl eylül ayında “Halk biziz” sloganıyla Leipzig’de ‘Pazartesi gösterileri’ başlatıldı.
Doğu Almanya’nın 40’ıncı kuruluş yıl dönümü 7 Ekim 1989’da Gorbaçov’un da katılımıyla görkemli bir şekilde kutlanırken, on binlerce özgürlük sevdalısı sokaklara dökülüp protesto gösterisi yaptı.
Ve Sovyet Lideri Gorbaçov’un “Geç kalanı yaşam cezalandırır” söylemiyle özgürlük sinyali vermesi, iki Almanya’nın birleşmesinin yolunu açtı.
Doğu-Batı Almanya arasındaki ‘utanç duvarı’ 9 Kasım 1989’da delindi.
Daha sonraki günlerde de yok edildi.
Duvarların delindiği akşam on binlerce Doğu Alman Batı Berlin’e geçti.
Ertesi gün yerli ve yabancı birçok gazeteci Bonn’dan trene binip Berlin’e ulaştık.
Tam bir coşku yaşanıyordu.
“Küçük İstanbul” olarak bilinen Berlin’in Kreuzberg kesiminde Türk dönerciler Doğu’dan gelen ‘yeni Almanlara’ döner, ayran ve çay ikram ediyorlardı.
Hem de alkış tutup “Hoş geldiniz” diyerek.
Daha sonra da “Biz bir halkız” sloganıyla iki Almanya’nın birleşmesi için halk sokaklara döküldü.
Ve Doğu Almanya Halk Meclisi, 2 Ekim 1990’da Almanya Demokratik Cumhuriyeti’nin ‘tarihe karıştığını’ ilan etti.
*
Zaten bu daha önceden bilindiğinden, bu tarihi olaya yerinde tanıklık edebilmek için bir gün önceden Almanya’nın eski başkenti Bonn’dan trene binip Berlin’in yolunu tutmuştum.
Halk Meclisi’nin bu kararının ardından Batı Berlin sınırları içinde kalan ve şu anda Alman Parlamentosu olarak kullanılan ‘Reich Meclisi’nin önünde siyah-kırmızı-altın renkli dev Alman bayrağı göndere çekildi.
Aynı akşam Reich Meclisi binası önünde düzenlenen bir törende, iki Almanya’nın, Almanya Federal Cumhuriyeti adı altında resmen birleştiği dünyaya ilan edildi.
2 Ekim’i 3 Ekim’e bağlayan gece saat 24.00’ü gösterdiğinde, başta Schöneberg Belediyesi olmak üzere kentin her kesiminden çan sesleri yükseldi.
Reich Meclisi’nin önünde kurulan sahnede Cumhurbaşkanı Richard von Weizsaecker ve eşi Marianne von Weizsaecker, Başbakan Helmut Kohl ve eşi Hannelore Kohl, Federal Meclis Başkanı Rita Süssmuth, Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) ‘anıt adamı’ Willy Brandt, Federal Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher ve tarihe karışan Doğu Almanya’nın son Başbakanı Lothar de Maiziere ile çok sayıda politikacı da vardı.
Weizsaecker, bu tarihi günde tarihi konuşmasını yaparken, başbakanlığı döneminde 1970’li yılların başından itibaren hayata geçirdiği ‘Ostpolitik’ (Doğu politikası) ile iki Almanya’nın birleşmesinin temelini atan Willy Brandt’ın gözlerinden yaşlar akıyordu.
Yalnız Brandt’ın değil, Doğulu, Batılı birçok Alman’ın ve başkalarının gözlerinden de.
Birbirlerini hiç tanımayan insanlar birbirlerine sarılıp bu tarihi günü kutluyorlardı.
*
Evet...
İki Almanya birleşeli tam 30 yıl oldu.
Ama Almanlar hâlâ birleşemedi, bütünleşemedi.
Eski Doğu Almanya’da yaşayanların yüzde 30’u kendilerini hâlâ Doğu Alman hissediyor.
Yüzde 50’den fazlası da ‘ikinci sınıf vatandaş’.
Evet...
İşte bu da iki Almanya birleşeli 30, duvarlar yıkılalı 31 yıl olduğu halde kafalardaki duvarların bir türlü yıkılmadığını gösteriyor.