Güncelleme Tarihi:
İŞTE bu yıl Almanya’da ‘Equal Pay Day’ (Eşit Ücret Günü) Dünya Kadınlar Günü’nden bir gün önceye rastladı.
Aynı iş yerinde, aynı iş için, aynı süre çalıştıkları halde, daha düşük ücret aldıkları için kadınların erkeklere göre ‘bedava çalıştıkları’ 9 haftanın hatırlatılması günü.
Oysa ki kadınlar, kendilerine eşit ücret ödenmesi için yıllardır mücadele etmektedir.
129 KADIN YANGINDA ÖLDÜ
Kadınlar ilk kez çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eşit ücret ödenmesi için 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentindeki bir dokuma fabrikasında greve gitti.
İşveren kapıları kilitleyip dışarı çıkmalarını engellediği için, grev sırasında fabrikada çıkan yangında 129 kadın can verdi.
Bu korkunç olay kadınlar arasındaki dayanışmayı körükledi.
27 Ağustos 1910’da Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da düzenlenen Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda, Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) üyesi olan barış aktivisti ve kadın hakları savunucusu, sosyalist-komünist Clara Zetkin, Uluslararası Kadınlar Günü kutlanmasını önerdi.
Ve bir yıl sonra 19 Mart 1911’de ilk kez Kadınlar Günü kutlandı.
Aynı gün Almanya’da, Avusturya’da, Danimarka’da, İsviçre’de ve ABD’de kadınlar seçim hakkı için sokaklara döküldü.
Ve Almanya’da kadınlar nihayet oy kullanma hakkını 1918’de, seçilme hakkını da 1919’da kazandı.
1921’de Moskova’da düzenlenen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda (3. Enternasyonal Komünist Partililer Konferansı), Uluslararası Kadınlar Günü’nün 8 Mart’ta kutlanması ve adının da ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olması kararlaştırıldı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu da 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü ilan etti.
Kadınların eşit ücret mücadelesi yıllar önce başladığı halde hâlâ bir türlü gerçekleşmedi.
Farklı alanlarda eşitsizlik en gelişmiş demokratik hukuk devletlerinde bile hâlâ yaşanmaktadır.
Resmi verilere göre, Avrupa Birliği’nde (AB) kadınların yüzde 33’ü fiziksel ve seksüel şiddete, yüzde 55’i seksüel istismara uğramaktadır.
AB’de kadınlara erkeklerden yüzde 16 daha az ücret ödenmektedir.
AB genelinde büyük şirketlerin sadece yüzde 8’inin yönetim kurulu başkanları kadındır.
OTOMOBİL KULLANAMIYORLARDI
Almanya’da da durum çok farklı değildir.
23 Mayıs 1949 tarihinde resmen kurulan Almanya Federal Cumhuriyeti Anayasası’nın 3’üncü maddesinde, “Bütün insanlar yasa önünde eşittirler. Erkek ve kadınlar eşit haklara sahiptirler. Devlet, kadın ve erkeklerin eşitliğinin gerçekten sağlanmasını özendirir ve varolan dezavantajların giderilmesi için çaba gösterir” denildiği halde, eşitlik yıllarca görmezden gelindi.
Almanya’da 1958 yılında Eşit Haklar Yasası uygulamasına kadar kadınların ehliyet alma ve otomobil kullanma hakları yoktu.
1962 yılına kadar kadınların kendi adlarına bankada hesap açtırma hakları yoktu.
1969 yılına kadar eşleri izin vermeden herhangi bir iş yerinde çalışma hakları da yoktu.
Eşit Haklar Yasası’na rağmen kadınlara Almanya’da günümüzde hâlâ erkeklerden ortalama yüzde 18 daha az ücret ödenmektedir.
2015 yılında hayata geçirilen yasa sayesinde borsada işlem gören büyük şirketlerin denetleme kurulundaki kadın üye oranı yüzde 30’u geçmiştir.
Ancak büyük işletmelerin yarısından fazlasının yönetim kurulunda bir tek kadın üye bile yoktur.
Büyük şirketlerin sadece 9’unun yönetim kurulu başkanı kadındır.
Bu da Almanya’da kadın-erkek eşitliğinin kâğıt üzerinde kaldığını göstermektedir.
Tabii daha çok yol katedilmesi gerektiğini de.
Dünya Bankası’nın ‘Kadınlar, İş Dünyası ve Hukuk’ adlı raporuna göre, dünya genelinde erkek ve kadınlara yasal olarak eşit ekonomik haklar konusunda 187 ülke arasında 85. sırada yer alan Türkiye’nin ise yapması gereken daha çok işi vardır.
Not: Eşitsizliklerin son bulması dileğiyle tüm dünya kadınlarının Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarız.