FRANKFURT
Oluşturulma Tarihi: Mart 10, 2024 16:11
Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Frankfurt’ta gerçekleştirilen ‘Bir Dilek Yetmez’ toplantısında sahne, başarılarıyla yıllardır çeşitli uluslararası platformlardaki ‘en iyiler’ arasında yer alan iki Dilek’in oldu...
FRANKFURT ve çevresinden, bazıları kız çocuklarıyla birlikte çok sayıda kadın, bu önemli günlerini Kalp Cerrahı Dr. Dilek Gürsoy ve dünyanın en iyi öğretmenlerinden Dilek Gürsoy’un başarılarla dolu öykülerini, bizzat kendilerinden dinleyerek kutladılar. Türk Kültür Merkezi Kadınlar Kolu tarafından, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve özel sektörden girişimcilerin desteğiyle Gallus Tiyatrosu’nda düzenlenen etkinliğin geliri de Türkiye’deki depremzede öğrencilere eğitim desteği olarak bağışlanacak. Frankfurt Meclisi Başkanı Hilime Arslaner, Hessen Eyaleti Sanat ve Bilim Bakanlığı eski Müsteşarı Ayşe Asar, Türkiye’nin Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer’in de dinleyiciler arasında yer aldığı ve Gamze Akkuş’un moderasyonunda gerçekleştirilen buluşmada, misafirlere Dilek Livaneli’nin Türkiye’de başlattığı ve halen devam eden ‘Bir Dilek Yetmez’ hareketini anlatan aynı ad altında yayımlanan kitap da dağıtıldı.
“KIZLARIMIZ ÖZGÜRDÜR, KADINLAR DA OLMALIDIR“Etkinliği gerçekleştiren Frankfurt Türk Kültür Merkezi Kadınlar Kolu Başkanı ve Türkiye’nin Frankfurt Başkonsolosu Erdem Tunçer’in eşi Gül Tunçer, açış konuşmasında
Dünya Kadınlar Günü’nün “Sadece çiçek satışlarının iki katına çıktığı bir gün olmaması” gerektiğini vurguladı ve “Gerçek anlamını bulmalıdır. Engelleri yıkmak, klişelere meydan okumak ve tüm kadınların değer gördüğü, saygı duyulduğu ortamlar yaratmak hedefimiz olmalıdır” dedi. Kadınların başarısını kutlamaya önem verdikleri için Gürsoy ve Livaneli’yi davet ettiklerini vurgulayan Tunçer şunları söyledi: “Toplumda kadınlar daha dinamik, psikolojik olarak daha dayanıklı, kültürü ileri götüren ve yenilçi kanattır. Ancak süregelen yapıya da hâlâ sürdüregeldiğimiz ilişki biçimleri nedeniyle kadınlar toplumun çeşitli alanlarından dışlanmakta veya erkekler kadar eşit erişime sahip olamamaktadır. Cinsiyete dayalı iş bölümü içeren, kadın emeğinin yine erkekler tarafından denetlendiği ve doğurganlığın erkekler tarafından düzenlendiği bir sistemdir bu sözünü ettiğim. Ancak bu şartlar altında dahi türlü zorluklarla mücadele eden ve başarılı olan kadınlar vardır. Dünyada son yıllarda toplumsal cinsiyet eşitliği, kız çocukların hakları, kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesi açısından elde ettiği başarıları kutlamak önemlidir. Kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesini hedeflersek, bu her bakımdan tüm topluma fayda getirecektir. Kadınların güçlenmesi daha güçlü ve daha zengin bir toplum anlamına gelir. Kız çocuklarının hayallerinin peşinden gitmelerine ve iş gücünü dahi olmalarını sağlayacak beceriler edinmelerine olanak tanımalıyız.”
Aynı anda hem sanatçı, hem öğretmen, hem de sporcu olmak isteyen 7 yaşındaki kızı Evin’in özgüvenine işaret eden Tunçer, “Neden olması? Hepsi olabilir, çünkü kızlarımız özgürdür. Ve Kadınlar da özgür olmalıdır“ dedi.
PASTANIN YARISI KADINLARINFrankfurt Meclisi Başkanı Hilime Arslaner de selamlama konuşmasında Almanya’daki kadınların da erkeklerden kaynaklanan şiddet ve eşitsizlikle karşı karşıya kaldıklarına işaret etti.
Atatürk’ün “Kadınları geride bırakan toplumlar, geride kalmaya mahkumdur” dediğini hatırlatan Arslaner, kadınların toplumsal yaşamda daha etkin ve özgür olabilmesi için mücadelede ‘Pes etmemesi’ gerektiğini vurguladı, “Pastanın yarısını talep ediyoruz. Bunun için de kendinize güvenini, cesur olun, kendinizi destekleyen insanlar bulun, birbirinizi destekleyin” dedi.
KÖY ÖĞRETMENLİĞİNDEN KÜRESEL ÖĞRETMENLİĞEKariyerini bir süredir Londra’da sürdüren Dilek Livaneli, Türkiye‘deki öğretmenlik sürecini, sadece görevlendirildiği okulu değil, bütün bir köy halkını da içine alan olağanüstü dönüşümü anlatırken, dinleyicilerini Samsun’a bağlı Kumköy’e, oradaki minik okuluna, öğrencilerine, velilerine, oradaki eğitim, öğretim, üretim faaliyetlerine, sadece oradaki değil, Türkiye’nin çeşitli yerlerine kadar uzanan sanatsal ve kültürel etkinliklere götürdü. Köyüne dünya standartlarında bir okul kazandıran, öğrencilerinin mutlu ve öğrenmeyi seven bireyler olması için çabalayan, Samsun’da yaşamalarına rağmen hayatlarında hiç denizi görmeyen öğrencilerinin ve velilerin, değil kent merkezini, Ankara’yı, İstanbul’u görmelerini sağlayan, köydeki okuma yazma bilmeyen tüm anneleri okur-yazar hale getiren, köye opera getiren, köyü ‘dünya vatandaşlığı’yla tanıştıran ve bütün bunları ‘Başöğretmen Atatürk’ liderliğinde sürdürdüğünü vurgulayan Dilek Öğretmen’in öyküsü coşku ve sevgi dolu alkışlar eşliğinde dinlendi.
‘ALMANYA’DA HASTANE DE KURMALIYIZ’Kutlamanın diğer konuğu Almanya’da 2019 yılında ‘Yılın Doktoru’ seçilen Kalp Cerrahı Dilek Gürsoy da başarılarla dolu yaşam öyküsünü ve hedeflerini sıra dışı bir alçakgönüllükle ama büyük bir özgüvenle dile getirdi. Almanya’ya göçmen işçi olarak gelen bir ailenin çocuğu olan Dr. Gürsoy, babasını küçük yaşta kaybetmesini, 47 yıl boyunca aynı firmada çalışan annesinin kendisi ve kardeşlerini yetiştirmedeki fedakarlığını, büyük zorluklar içinde geçen çocukluğunu, Alman komşuların desteği ve gayetiyle hak ettiği çizgide süren eğitim sürecini ve erkeklerin egemen olduğu kalp cerrahisi alanındaki ilerleyişini anlattıktan sonra, neden Amerika ya da Türkiye’den gelen teklifleri kabul etmeyip, Almanya’da bir kalp nakli ve kalp hastalıkları üzerine uzmanlaşmış bir hastane kurmayı hedeflediğini anlatırken, ‘göçmen kökenli bir birey’ ve ‘başarılı bir kadın’ olmasından kaynaklanan engellerin de kendisini yıldırmadığını vurguladı.
‘BİR DİLEK YETMEZ’Türkiye’de 2002 yılından itibaren çeşitli köy okullarında görev yapan Dilek Livaneli, 2012 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ‘Yılın Öğretmeni’ seçildi. Görev sırasında hayata geçirdiği eğitsel, sosyal, kültürel ve ekonomik projelerin Türkiye sınırları dışında da duyulmasının ardandan 2015’te eğitim nobeli olarak kabul edilen ‘Küreles Öğretmen Ödülü’ne aday gösterildi, dünyanın en iyi öğretmenleri listesine adanı yazdırdı, başlattığı ‘Bir Dilek Yetmez’ projesi 2017 UNESCO Ödülleri’ne aday gösterildi. ABD’de ‘Eğitim Elçisi’ seçildi. 2018’de konuşmacı olarak davet edildiği Avrupa Parlamentosu’nda ‘Lider Kadın Ödülü’nü aldı, ‘Dünyanın En İlham Veren Sekiz Kadını’ arasına girdi. Amerika’da ‘Büyük Atatürk Gençlik Ödülü’ne, İngiltere’de ‘Cumhuriyet Başarı Ödülü’ne layık görüldü. Bir süredir Londra’da mesleki eğitim ve araştırmalarını sürdürüyor, Türkçe ana dil öğretmeni olarak mesleğini sürdürüyor ve paralel olarak Türkiye’deki ‘Bir Dilek Yetmez’ projesini sürdürüyor.
‘BURADAYIM ÇÜNKÜ İYİYİM’ Operatör Dr. Dilek Gürsoy, 2012 yılında Avrupa’da yapay kalp nakli ameliyatı yapan ilk kadın kalp cerrahı olarak tarihe geçti. Ancak esas olarak 2019 yılında Almanya’da ‘Yılın Kadın Doktoru’ seçilmesiyle ve Almanca konuşulan ülkelerde tıp alanında başarılı çalışmalar yürüten hekimlere verilen ‘Alman Tıp Ödülü’nü kazanarak daha da çok tanındı. Okuma-yazma bilmeyen bir anne ve fabrika işçisi bir babanın kızı olarak Almanya’nın Neuss kentinde dünyaya gelen Dr. Gürsoy, mesleki başarıları ve yapay kalp nakli alanındaki çalışmaları nedeniyle başka ödüllere de layık görüldü. Ölümcül kalp rahatsızlığı olan hastaların tedavisi için kendilerine nakledilebilecek uygun bir kalp bağışı beklemesinin artık geride kalması görüşünde olan Dr. Gürsoy, mesleki alandaki ilerleyişini Almanya’da kuracağı bir kalp hastanesiyle sürdürmeye kararlı. Bu alanda yeterli ve gerekli desteği henüz bulmamış olmasına rağmen kararlılığını sürdüren Dr. Gürsoy, baş cerrah olarak ameliyatlarını sürdürüyor, yapay kalp nakli alanındaki az sayıda uzman hekimlerden biri olarak uluslararası araştırmalarını sürdürüyor, Türkiye’deki meslektaşlarının çalışmalarını destekliyor. “Almanya’daki göçmen Türkler artık büyük iş yerleri, fabrikalar kurdular. Şimdiye kadar bir hastane kurulmadı. Bu bizim ayıbımız. Ben insanlarımıza artık ‘Bakın burada sizin de bir hastaneniz var’ demek istiyorum” diyor.