Kaderlerini Hessen belirleyecek
Güncelleme Tarihi:
Bavyera’da pazar günü yapılan Eyalet Parlamentosu seçimlerinde alınan sonuçlar, Almanya genelinde ciddi bir sarsıntıya yol açtı. 60 yılı aşkın süredir -birkaç yılın dışında- hep mutlak çoğunluğu elde ederek tek başına iktidarda söz sahibi olan CSU’nun uğradığı yenilgi, parti içi sürtüşmeleri de artırdı.
CSU’nun tarihinde aldığı bu en büyük yenilgi nedeniyle, Federal İçişleri, İmar ve Yurt Bakanı olan CSU’nun Genel Başkanı Horst Seehofer’in de zaten bir süredir tartışılan koltuğunu iyice sallanmaya başladı.
CSU’nun o dönemde Genel Başkanı olan Erwin Huber, partinin 28 Eylül 2008 tarihinde yapılan Eyalet Parlamentosu seçimlerinde toplam oyların ancak yüzde 43.4’ünü alınca gönüllü olarak koltuğunu bıraktığını hatırlatarak, bir yerde dolaylı da olsa, Horst Seehofer’e “İstifa et” çağrısı yaptı.
Aynı seçimlere CSU’nun lider adayı olarak katılan Bavyera Eyalet Başbakanı Günther Beckstein da, partisinin 1954 yılından beri yapılan seçimlerinde alınan bu en büyük yenilginin ardından 1 Ekim 2008’te istifa ettiğini hatırlatarak, o zaman koltuğunu devrettiği Horst Seehofer’e dolaylı da olsa bir ‘politik ahlak’ dersi verdi.
Ama Bavyera’da CSU’nun aldığı bu yenilgi, ‘kardeş parti’ konumundaki Almanya Başbakanı Angela Merkel’in genel başkanlığını yaptığı CDU’da sancı yaşanmasına yol açtı.
CDU’da lider Merkel’e isyan bayrağı açamasalar da homurdayanların sayısı artmaya başladı.
*
‘Halk partisi’ olarak bilinen SPD, Bavyera Eyalet Parlamentosu seçimlerinde yüzde 10’un altına düşerek ‘tarihinde en büyük yenilgiyi’ alıp CSU, Yeşiller, Hür Seçmenler (FW) ve sağ popülist AfD’nin ardından 5’inci sırada yer alması ise tam bir deprem havası yarattı.
SPD ile muhafazakar kanat olarak bilinen CDU/CSU’nun federal düzeyde oluşturduğu ‘büyük koalisyon hükümeti’ iyice sarsılmaya başladı.
“Büyük koalisyonu terk edelim” diyen Sosyal Demokratların sayısı da artmaya.
Aynı şekilde SPD Genel Başkanı Andrea Nahles’in koltuğu da iyice sallanmaya başladı.
İşte bu yüzden tüm gözler 28 Ekim’de yapılacak Hessen Eyalet Parlamentosu seçimlerine çevrildi.
Son dönemlerde yapılan kamuoyu yoklamaları, CDU’nun da SPD’nin de 2013 yılında yapılan seçimlerdekinin çok altında oy alacaklarını gösteriyor.
CDU’lu Eyalet Başbakanı Volker Bouffier, küçük ortak Yeşiller’in güçlenerek çıkmasına kesin gözüyle bakılan seçimlerden sonra koktuğunu korusa bile, parti içi tartışmalar bitmeyecektir.
Yani CDU Genel Başkanı Angela Merkel’e dönük eleştiriler artacaktır.
Hatta muhafazakar kanattan Merkel’e ‘parti liderliğini bırak’ diye seslerini yükseltecekler bile olacaktır.
Ama Almanya Başbakanı Merkel’in kaderini asıl SPD’nin Hessen’de alacağı oy oranı belirleyecektir.
Hessen’de SPD’nin hezimete uğraması, büyük bir olasılıkla federal düzeyde ‘büyük koalisyonun sonu’ olacaktır.
Çünkü son dönemlerde ‘büyük koalisyonu terk edelim’ demeye başlayan Sosyal Demokratlar seslerini iyice yükseltecektir.
Tabii SPD Genel Başkanı Andrea Nahles de ‘hedef tahtası’ haline gelecektir.
*
Evet, Hessen Eyalet Parlamentosu seçimleri büyük koalisyon hükmeti için ‘kader seçimi’ olacaktır.
SPD Genel Başkanı Andrea Nahles için ‘kader seçimi’ olacaktır.
CDU Genel Başkanı Angela Merkel için ‘kader seçimi’ olacaktır.
Büyük koalisyon hükümetinin ‘çökmesi’ halinde, Federal İçişleri, İmar ve Yurt Bakanı Horst Seehofer muhtemelen hem bakanlık koltuğunu hem de CSU Genel Başkanı koltuğunu kaybedecektir.
Yani Hessen seçimleri, Horst Seehofer için de ‘kader seçimi’ olacaktır.
Yani CDU, CSU ve SPD liderlerinin kaderlerini, Hessen seçimleri belirleyecektir.