Güncelleme Tarihi:
Hamburg Eyalet Mahkemesi'nde görülen davada yargılanan beş sanık, Haziran 2007 ile Haziran 2009 tarihleri arasında 870 ton "Arabica" marka kavrulmuş kahvenin satışından elde ettikleri geliri vergilendirmedikleri için Alman Devleti'ni 9,5 milyon Euro zarara uğratmakla suçlanıyor. Çete üyelerini, söz konusu kahveyi Almanya'da toptan fiyatına satın aldıklarını ve bir kısmını Hollanda'da sattıklarını, büyük bir bölümünü ise vergilendirmeden tekrar Almanya'da piyasaya sürmekle suçlayan savcılık, piyasaya normal fiyatın altında kahveyi satan çetenin, 35 milyon Euro gelir elde ettiğini ve kilo başına 2 Euro tutarındaki kahve vergisinin yanı sıra, Alman maliyesine yüzbinlerce Euro tutarında kurumlar vergisi de vermediklerini ileri sürdü.
Avukatı yalanlamadı
Alman basınında çıkan ve kahve mafyası davasında yargılanan ve aralarında Türkler'in de bulunduğu sanıkların, kaçırdıkları vergi paralarını ilişki içinde oldukları terör örgütü PKK veya aşırı solcu Markist-Leninist Komünist Partisi'ne (MLKP) gönderdikleri yolundaki haberler, sanıkların avukatları tarafından yalanlanmadı. Avukat Siegried Schaefer, duruşmanın ilk gününde, müvekkillerinin terör örgütü ve aşırı solcu grupla ilişkilerinin olup olmadığı yolundaki soruyu yorumlamak istemezken, "Vergi kaçakçılığı olayının perde arkasında siyasi örgütlerin olduğunu gösteren deliller yetersiz" demekle yetindi.
Davaya bakan hakim, duruşma sırasında, vergi kaçakçılığı davasında sanıkların itirafta bulunmaları halinde, tarafların anlaşarak ceza miktarının önceden belirlenebileceğini hatırlattı. Bu çerçevede, davanın iki başsanığın, itirafta bulunmaları halinde, 7 yıl 4 ay hapis ve 1 milyon Euro para cezası alabileceği kaydedildi.
2. duruşma önümüzdeki salı günü yapılacak. Kararın 16 duruşmadan sonra açıklanması bekleniyor.