Güncelleme Tarihi:
Şerif Avşar cinayeti Başbakanlık Teftiş Kurulu eski Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk raporunda da yer almıştı.
14 yıl önce eski uzman ?avuş Gültekin Süt?ü'nün talimatıyla PKK itiraf?ıları ve korucular tarafından ka?ırıldığı iddia edilen ve 15 gün sonra öldürülmüş bulunan Şerif Avşar cinayetiyle ilgili davaya Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Katil sanıklarının daha önce yargılandıkları davada ?eşitli cezalara ?arptırıldığı belirtilirken, firari olduğu i?in yargılanamayan Gültekin Süt?ü iki yıl önce yakalanıp tutuklanmıştı. Süt?ü yargılandığı askeri mahkemede verdiği ifadenin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, dava dosyası görevsizlik gerek?esiyle sivil mahkemeye gönderilmişti.
Duruşmaya katılmayan Gültekin Süt?ü, mahkemeye gönderdiği dilek?esinde hakkında internet sitelerinde olumsuz yönde haberler yapılarak hedef gösterildiğini, bu nedenle can güvenliğinin olmadığı i?in duruşmaya katılamayacağını söylemişti. Mahkeme, sanığın daha önceden savunmasının alınmış olması nedeniyle öldürülen Şerif Avşar'ın yakını olan Abdullah Avşar ile teşhis amacıyla yüzleştirilmesine gerek olmadığına hükmetmişti.
Duruşmada müdahil avukatlar Tahir El?i ile Sezgin Tanrıkulu hazır bulundu. Avukat El?i, sanığın, Şerif Avşar'ın ka?ırılıp talimat verilmesinde ve öldürülmesinde bizzat olay yerinde bulunduğunu ileri sürerek şunları söyledi:
"Anılan yıllarda bu şekilde gözaltında kaybettirme, olaylarının tipik bir örneği de bu dava dosyasındaki olayın oluş bi?imidir. 1990'lı yıllarda yüzlerce masum insan bu şekilde evlerinden işyerlerinden alınmıştır. İtiraf?ı sanıklar ve korucular jandarmayla ?alışarak gözaltında kaybettirme olayları sistematik şekilde devam ediyordu. Bu genel uygulamanın en tipik örneklerinden biridir bu dosya. Verilen eşkaller, alınan ifadeler ve tüm deliller baştan beri olayın failinin Gültekin Süt?ü olduğuna işaret ediyordu. Ayrıca a?ık kimliğini Şerif Avşar'ın yakınlarına göstermek ve yakınlarının da fotoğraf teşhisiyle tereddüt bulunmamaktadır. Yasa dışı örgüt adına su? işlemiş itiraf?ılar ile korucular, Türkiye'nin büyük bir şehri olan Diyarbakır'da bir esnafı zorla işyerinden ka?ırıp öldürmeleri, hukuk devletinde bu manzaranın ne anlam ifade ettiği a?ıktır. Bu sıradan bir cinayet değil. Hukuk devletine yönelik örgütlü bir su?la karşı karşıyayız. Gültekin Süt?ü eylemci birimin başıdır. Arkasında ise farklı gü?lerin olduğundan şüphemiz yoktur. Cezalandırılmasını istiyorum."
Avukat Sezgin Tanrıkulu ise cinayette kişisel bir ilişki ve husumet olmadığını söyledi. Tanrıkulu, "Korucular müdür diye hitap ettikleri kişinin emriyle bu olayı yapmıştır. Devletin verdiği emir ve yetkileri kullanarak verdiği talimatla ka?ırılan Şerif Avşar işkenceyle öldürülüyor. Şimdi sanığı hangi örgüt üyesi olarak tanımlayacaksınız. JİTEM adlı gizli örgütün üyesi olduğu sabittir" diye konuştu.
Savcı ise, sanığın kasten adam öldürmeye teşebbüs etmek ve azmettirmek su?undan cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme başkanı, Diyarbakır'ın Hazro İl?esi'nde görev yapan korucular Fevzi Gök?en, Yaşar Günbatı, ?mer Güngör, Aziz Elbey ve Zeyat Ak?in'in 22 Nisan 1994 günü gözaltına aldıkları 4 kişiyi jandarmaya teslim etmek i?in Diyarbakır'a geldiklerini, geceyi jandarma misafirhanesinde ge?irdiklerini, koruculardan ?mer Güngör'ün bazı akrabalarının ge?mişte PKK'lılar tarafından öldürülmesi nedeniyle Şerif Avşar'ın kardeşinin PKK'lı olduğunu ve cezaevinde tutuklu bulunduğunu bildiğini, bu nedenle Avşar'ı ka?ırıp konuşturarak öldürülen akrabalarıyla ilgili bilgi sahibi olabilecekleri düşüncesiyle diğer korucularla anlaşma yaptıklarının anlaşıldığını kaydetti.
Mahkeme başkanı, korucuların Şerif Avşar'ın işyerine gidip gözaltına almak istediklerini, Avşar'ın resmi kıyafetli polis gelmeden gitmeyeceğini söylemesi üzerine sanıklardan Fevzi Gök?en'in polis ?ağırmak i?in dükkandan ?ıktığı sırada uzman ?avuş Gültekin Süt?ü ve PKK itiraf?ısı Mesut Mehmetoğlu ile karşılaştığını, durumu anlatması üzerine Gültekin Süt?ü'nün Avşar ve yakınlarını ikna etmek amacıyla üzerinde taşıdığı askeri kimliğini gösterdiğini, korucuların da kendisine müdürüm diye hitap etmesinden sonra Şerif Avşar'ı otomobile bindirip Lice yolu üzerindeki harabe bir binaya götürdüklerini, Gültekin Süt?ü ile korucu ?mer Güngör'ün Avşar'ı sorguladıklarını, daha sonra korucu ?mer Güngör'ün Şerif Avşar'ın başına 2 el ateş ederek öldürdüğünü, sanık Gültekin Süt?ü'nün seri iştiraki olmadan korucu ?mer Güngör'ün böyle bir cinayeti ger?ekleştirmesinin mümkün olamayacağı gerek?esiyle 'kasten adam öldürmek' su?undan sanığın 30 yıl hapisle cezalandırılmasına karar verdi.
Mahkeme, olayın vehameti nedeniyle hi?bir indirim uygulanmamasına ve diğer indirimlere de yer olmadığına hükmetti.
Sanığın cezasının kamuoyunda 'Rahşan affı' bilinen 4616 sayılı şartla salıverme ve cezaların ertelenmesi yasası kapsamında 10 yıl indirileceği, geri kalan kısmını ise cezaevinde yatacağı bildirildi.
Müdahil avukat Sezgin Tanrıkulu, 15 yıl sonra da olsa bir JİTEM üyesinin bu cezaya ?arptırılmış olmasının bölgede işlenen bir?ok fali me?hul cinayet bakımından aydınlatıcı olacağını söyledi.
Olayın ge?mişi
ŞERİF Avşar'ı ka?ıran korucular ?mer Güngör, Yaşar Günbaltı, Fevzi Gök?en, Aziz Erbey, Zeyyat Ak?il ve PKK itiraf?ısı Mesut Mehmetoğlu, 1998 yılında 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmış, ?mer Güngör 24 yıl, diğer sanıklar 6'şar yıl 8 ay hapisle cezalandırılmıştı. Gültekin Süt?ü ise o tarihte yakalanamadığı i?in yargılanamamıştı. Gültekin Süt?ü'nün Bulgaristan'da olduğunun tespit edilmesi üzerine hakkında yakalama kararı ?ıkarılmış, Bulgaristan'dan yurda giriş yaparken 2006 yılının Aralık ayında yakalanmıştı. AİHM ise Gültekin Süt?ü'nün yakalanmamış olması ve soruşturmanın etkili yapılmamış olması nedeniyle Türkiye'yi 2001 yılında 148 bin YTL tazminat ödemeye mahkum etmişti. 24 yıl hapis cezasına ?arptırılan Avşar'ın katili korucu ?mer Güngür, cezaevindeyken cinayetle ilgili TBMM İnsan Hakları Komisyonu eski üyesi Sema Pişkinsüt'e verdiği ifadesinde şöyle demişti:
"Jandarma, korucu ve itiraf?ılarla Şerif Avşar'ı ka?ırıp uzman ?avuşun emriyle öldürdük. Diyarbakır'a askeri hastaneye geliyordum. Dediler ki, asker emir vermiş. Bu adamları toplayıp jandarmaya teslim edin. Gittik, adamları aldık, teslim ettik. Bir kişi kalmıştı (Şerif Avşar) o adamı da almaya gittik. Yakınları 'polisi ?ağırın' dedi. Polis ?ağırmaya gittiğimizde iki kişiye rastladım itiraf?ı ve uzman ?avuş. Gelip adamı dükkandan aldılar, 'jandarmaya götürün' dediler. Adamı sorgu bahanesiyle aldık, sözde sorguya götürüyorduk, Diyarbakır'ın dışında harabe bir binaya götürüldü. Uzman ?avuşla itiraf?ı götürüp konuştular. Sonra beni ?ağırıp 'bu adamı vuracaksın' dediler. 'Niye vurayım' dedim. 'Ya vuracaksın, ya da seni öldürürüz' dediler. Ben de ölmemek i?in adamı vurdum. İtiraf?ı ve uzman ?avuş bunlardan 1993'te fidye almış. Tekrar gidip istediklerinde Avşar'lar parayı vermeyince bu adamı öldürdüler."