Güncelleme Tarihi:
Topsakal, “İznimin iki haftası Ankara'da kağıt peşinde koşturmakla geçirdim. İzin resmen burnumuzdan geldi” diye dert yandı.
Samsun'a gitmek üzere yola çıkan Mehmet Topsakal, Bolu yakınlarındaki otoyoldaki dinlenme tesisinde başlarına gelen olayı şöyle anlattı: “Türkiye'ye girdikten sonra Keşan'da aracımız bozuldu. ADAC vasıtasıyla aracımız yapılana kadar Türkiye'de dolaşmamız için kiralık bir araba verdiler. Aile ziyareti öncesi Didim'de bir hafta tatil yaptık. Daha sonra aracımızı teslim alıp Samsun'a doğru yola çıktık. Yorgun olduğumuz için gece yarısı Gebze çıkışında güvenlik kameraları bulunan bir dinlenme tesisinde mola verdik. Çevremizde kimi aracını tamir ediyor, kimi dışarıda, kimi ise aracının içinde uyuyordu. Biz de aracımızı bir köşeye çekip yattık. Gece saat 02.00 sıralarında cam kırılmasıyla uyandık. Uyku sersemi daha ne olduğunu anlamadan biri yan camı kırıp yanımda oturan eşimin ayakları arasında bulunan çantayı kaptı. Daha sonra arabaya binerek uzaklaştılar. Eşim ve çocuklar korkudan ağlamaya başladılar. Kimseyi göremedik. Yanımızdaki araçtakiler de şahitlik yapmamak için bir şey görmediklerini söylediler. Çantanın içinde bulunan üç bin Euro'ya yakın nakit para, kimlikler, pasaportlar, aracımızın ruhsatı, yeşil sigorta kartı, cep telefonu hepsi çalındı.”
Belgeler için iki hafta uğraştık
Dinlenme tesisinin güvenlik kameralarının bulundukları bölümü almadığını öğrendiklerini söyleyen dertli izinci Mehmet Topsakal, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Polis çağırdık. Tutanak tuttular, ancak Ankara'ya fakslayacaklarını söylediler. Ankara'ya geldiğimde polisten tutanağı getirmemi söylediler. Tekrar Bolu'ya döndüm. Görevli polis nedense tutanağı vermemek için direttiyse de güç bela aldım. Daha sonra Ankara'ya gelip işlemlere başladım. Tatilimizin geri kalan iki haftalık bölümünü pasaport çıkarma, vize alma gibi bürokratik işlemlerle geçti. Tatilimiz rezil oldu. Samsun'daki ailemi maalesef bir veya iki gün görebildim.”
Fotokopileri kabul etmediler
Almanya'daki ağabeyinin aracın yeni ruhsat ve yeşil sigorta kartını kendisine faksladığını belirten Topsakal, “Türkiye'den çıkışta soyulduğumuza dair belgeleri gösterip çıktık. Ancak Makedonya ve Sırbistan'da yeşil sigorta kartının fotokopilerini kabul etmediler. Mecburen sınırda toplam 165 Euro para ödeyip sigorta yaptırdım. Korkudan hiçbir yerde konaklamadan Almanya'ya kadar geldik. Hepimiz hala yaşadığımız korkuyu üzerimizden atamadık. Ailece en ufak çıtırtıda hemen ayağı fırlıyoruz. 'Sakın Türkiye'ye geldik. Artık güvendeyiz' diye düşünmeyin. Siz siz olun sakın tedbiri elden sakın bırakmayın. Özellikle Bolu civarında çok soygun olduğunu öğrendik” diye uyarıda bulundu.