Güncelleme Tarihi:
Sadece banka kasaları değil, sanki bankalar bile yeraltında saklanıyormuş kuşkusuna kapıldım. Elbette yer altında bankalar yok. Ayrıca Alpler ülkesi İsviçre, muhteşem doğasıyla büyüleyici bir ülke. Ama bu dağların ve zenginliğin altında çok gizli şeylerin de yattığı gizemli bir ülke. O nedenle İsviçreliler yabancı gazetecilerden hiç hoşlanmazlar, hatta ona huzur bozucu biri gözüyle bakarlar. Bazı şeylerin ortaya çıkması halinde bu tılsımın bozulacağı ve refahın çökeceğinden korkarlar.
***
İsviçre’de bu duyguyu hemen her seferinde yaşadım. Bir defasında okul müdürünün cezaevinde olduğunu gizlemek için müdür yardımcısını bana okul müdürü diye tanıttılar. Türkiye’den kaçan Jet Fadıl’ı Zürih gölü kenarında bulduğumuzda, onu görüntülemek isterken, fotoğrafçı arkadaşım Yusuf Benli saldırıya uğrayınca, olay yerine gelen polisin “Bir saat içinde ülke sınırlarını terkedin” sesi halen kulaklarımda. Oysa Jet Fadıl 6 ayı aşkın bir süredir İsviçre’de yaşıyordu ve İsviçreli yetkililer turist bir kişinin nasıl 3 aydan uzun bir süredir ülkelerinde kaldığı sorusuna yanıt bile vermediler.
***
İsviçre doğrudan demokrasisiyle dışardan çok cazip görünen bir ülke aynı zamanda. İnsanlar halkoylamaları ya da vatandaş toplantılarıyla doğrudan kararlara katılıyorlar. O nedenle ülkede hemen her hafta sonu halkoylaması ya da vatandaş toplantısı vardır. Yola dikilecek bir elektrik direğinden kimin İsviçre vatandaşlığına alınacağına kadar her türlü karar halkın onayına sunulur. Başkent Bern yakınlarındaki bir kasabada bir Türk aileyle bir Sırp ailenin vatandaşlık oylamasını izledim. İki ailenin sanki sırat köprüsünden geçiyormuş gibi toplantıda nasıl ter döktüğüne tanık oldum. Birisi, kızı uyuşturucu bağımlısı olduğu için vatandaşlığa alınmazken, genelevi işleten ve vergisini düzenli ödeyen öteki, vatandaşlığa kabul edildi. Karpuz seçme usulüne benzeyen bu vatandaşlık oylaması haberini biz o zaman Hürriyet’te “seçmece vatandaşlık” manşetiyle verdik. Ama şunu da gözardı etmemek gerekir. Halkoylamaları ya da vatandaş toplantılarında oylamaya sunulan konular günlerce, hatta aylarca kamuoyunda tartışılıyor. Bu yanıyla bir demokrasi örneği İsviçre. Ancak burada yanlış olan anayasada güvence altına alınmış inanç özgürlüğü, demokrasi, hukuk devleti ilkelerinin halkoylamasına sunulması.
***
Geçtiğimiz Pazar günü minare yasağına yüzde 57 evet diyen İsviçreliler’in, aynı gün silah satışı yasağına yüzde 68 hayır oyu vermesini nasıl yorumlamak lazım? Alp dağları arasında sıkışmış küçük bir ülke olan İsviçre dış dünyada önemli bir yere sahip. Ancak İsviçre son zamanlarda bu önemini yitirmeye başladı. Şimdiye kadar banka sırlarıyla zenginliğine zenginlik katan İsviçre, uluslararası baskılar sonucu banka sırlarını kısmen de olsa açmayı kabul etti. Özellikle son zamanlarda Almanya’dan gelen kalifiye işçi göçü İsviçre’de işçi ücretleri üzerinde önemli baskı oluşturdu. Bu nedenle İsviçreliler hem dünyadaki önemlerini hem de refahlarını kaybetme korkusu yaşıyor. Aşırı sağcı partiler halkın bu korkularını kaşıyor. Aksi takdirde tarafsızlığıyla tanınan ve insan haklarıyla ilgili birçok sözleşmelere ev sahipliği yapan İsviçre’nin minare yasağına evet demesini anlamak mümkün değil.