Güncelleme Tarihi:
İsviçre Demokratik Göçmen Platformu (İGDP), Zürih kentinde düzenlediği panel, yürüyüş ve bir konserle, bir yıl önce halkoylaması ile kabul edilen ancak 1 Ocak 2008 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen yeni Göçmen Yasası'nı kınadı. İGDP tarafından yapılan açıklamada, İsviçre demokrasisi için 'karagün' olarak kabul edilen bu ırkçı yasanın kabul edildiği halkoylamasının unutulmaması, unutturulmaması gerektiğine dikkate çekildi.
ANLAŞMALARA AYKIRI
İDGP tarafından düzenlenen panelde, aralarıda İsviçre Irkçılıkla Mücadele Komisyonu gibi pek çok kurum ve kuruluşun, kabul edilen yasanın ırkçı bir karakter taşıdığına dikkat çektiği ve söz konusu yasanın İsviçre'nin de imzaladığı pek çok uluslararası anlaşmaya aykırı olduğu vurgulandı. Panele davet edildikleri halde, 21 Ekim 2007'de yapılacak genel seçimlere katılan partilerden hiçbirinin temsilci göndermemesi dikkati çekti. IDGP ile birlikte bir liste oluşturan İsviçre Emek Partisi (PdA) Zürih Sekreteri S. Torresan ile Zürih PdA milletvekili adayı Mehmet Akyol, toplantıya katılıp birer konuşma yaptı.
YÜRÜYÜŞ VE KONSER
Panelden sonra kent merkezinde yapılan yürüyüşe katılan göçmen kurumları ise, yeni Göçmen Yasası'nın ırkçı karakterini attıkları sloganlarla dile getirirken yaklaşan seçimlerde göçmenlerin oy avcılığı yapan partiler tarafından istismar edilmesini protesto ettiler. 24 Eylül 2006 tarihinde kabul edilen yeni Göçmen Yasası'na karşı düzenlenen protesto etkinlikleri Zürih Baeckeranlage'de yapılan bir konserle son buldu.
ÜÇ MADDE SIKINTILI
Zürih kentinde düzenlenen panelde konuşan İsviçre Emek Partisi (PdA) Zürih Sekreteri S. Torresan, ırkçılıkla mücadelenin ancak göçmen kurumları ile birlikte yürütülecek bir kampanya ile başarıya ulaşabileceğini belirterek, PdA seçim kampanyasının ekseninin de bu konunun olduğunu belirtti.
Daha sonra sonra söz alan Zürih Kantonu'ndan milletvekil adayı Mehmet Akyol ise, yeni yasanın özellikle üç maddesinin uluslararası anlaşmalara aykırılık teşkil ettiğini dile getirdi.
SINIR DIŞI
İsviçre'de oturma iznini kaybeden bir göçmenin sınır dışı edilmek üzere gözaltına alınması durumunda 12 yaşından büyük çocukların da anne ve babası ile birlikte hapise atılmasını öngören yeni yasa maddesinin, çocukların hapise atılmasını yasaklayan Birleşmiş Milletler Çocuk Anlaşması'na aykırı olduğuna dikkat çeken Akyol, bu uygulamanın aynı zamanda suçun kişiselliği gibi evrensel hukuk kurularına da ters düştüğünü vurguladı.
AİLE BİRLEŞİMİ
Mehmet Akyol, benzer şekilde oturma izni olan bir göçmenin ailesini İsviçre'ye getirmek için beş yıllık süre sınırının getirilmek istenmesinin Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi ihlali olduğunu kaydetti. Mevcut uygulamaya göre, oturma iznine sahip olan bir göçmen, süre kısıtlaması olmadan çocuklarını 18 yaşına kadar, eşini ise istediği zaman aile birleşimi yoluyla İsviçre'ye getirebiliyor.
EVLENME HAKKI
Son olarak, yeni yasanın, bir göçmenin sadece oturma izni almak için evlilik yapmasından şüphe duyan evlenme dairelerine, evlilik işlemlerini durdurma yetkisi verilmesini öngördüğüne işaret eden Akyol, bu uygulamanın da insan haklarına ters düştüğünü vurgulayarak, "Bu nedenle İsviçre hükümetinin, bu yasayı öngörüldüğü gibi 1 Ocak 2008 tarihinde yürürlüğe koymasını önlemesi gerekiyor