Güncelleme Tarihi:
İsveç genelinde halihazırda mecliste temsil edilen sekiz siyasi parti ve son Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerindeki çıkışıyla sürpriz yaparak AP’ye milletvekili gönderen Feminist İnisiyatifi de bu seçmenlerden oy alabilmek için yoğun bir kampanya yürüttü.
Yıl boyunca yapılan bütün kamuoyu yoklamaları, bu yarışta muhalefet partisi Sosyal Demokratların (S) başını çektiği Sol İttifak partilerinin (Rödgröna) ipi göğüsleyeceğini gösteriyor. Anket şirketi United Minds’ın 11 Eylül’de yayınladığı ankete göre S yüzde 31,1 oy alırken, onu koalisyon hükümetinin büyük ortağı Moderat (M) Parti 22,8 puanla takip ediyor. Bu iki büyük partiyi göçmen karşıtı İsveçli Demokratlar Partisi (SD) yüzde 11,1, Yeşiller Partisi (MP) yüzde 8,7, Merkez Parti (C) 5,8, Sol Parti (V) yüzde 5,7, Halk Partisi (FP) 5,5 ve Hıristiyan Demokrat Parti (KD) 5,4’lük oy oranı ile izliyor. Feminist İnisiyatifi’ne (FI) de yüzde 2,9’luk bir şans tanınıyor. Bu ankete göre Sol İttifak (S,V,MP) 8,3 puan ile önde gözüküyor. Demoskop’un 2 Temmuz’da yaptığı ankette ise bu fark 12,1 puandı.
Seçmenin yüzde 84’nün sandığa gittiği 19 Eylül 2010 tarihindeki seçimlerde İsveç’in en büyük sağ partisi Muhafazakâr Parti (M) aldığı yüzde 30 oy ile tarihinin en yüksek oy oranına ulaşarak, büyük bir başarıya imza atmıştı. Bir önceki seçime kıyasla da oylarını yüzde 4 oranında artırmıştı. Ve yine, kurduğu koalisyon ile tarihinde ilk defa iki kez üst üste iktidar olmuştu. Sağ kanadın ortaklarından C yüzde 6,5, FP yüzde 7, KD da yüzde 5
6 oranında oy almışlardı. Seçime blok halinde giren bu sağ kanat partileri, 349 koltuklu İsveç Parlamentosu’na yüzde 49,2’lik oy oranı ile toplam 172 milletvekili göndermişti.
SOSYAL DEMOKRATLAR BİRİNCİ OLMUŞ AMA İKTİDAR OLAMAMIŞTI
1932 yılından bu yana üç dönem dışında ülkeyi yöneten Sosyal Demokrat Parti aldığı yüzde 30,8 oy oranı ile birinci parti olmasına rağmen, daha fazla milletvekili sayısına ulaştığı için hükümeti sağ ittifak kurmuştu. Sosyal Demokratlar bu seçimde bir önceki seçim sonuçlarına göre yüzde 4,3 oranında oy kaybı ile tarihinin en kötü yenilgisini yaşamıştı. Sol bloktaki diğer partilerden MP yüzde 7,3 ve V de yüzde 5,6 oranında oy almıştı. Sol blok aldığı toplam yüzde 43,4’lük oy oranı ile Parlamentoya 157 milletvekili gönderebilmişti.
Bir blok içerisinde yer almayan Jimmie Åkesson liderliğindeki aşırı sağcı SD ise aldığı yüzde 5,7’lik oy ile ilk kez parlamentoya girmeyi başarmış ve mecliste 20 sandalye elde etmeye hak kazanmıştı. SD’nin aradan geçen süre içerisinde oylarını ikiye katladığı görülüyor.
Anketler, 2006 ve 2010 seçimlerinde seçmenden büyük destek gören iktidara bir tepki olduğunu açık bir şekilde ortaya koyuyor.
SAĞ İTTİFAK NEDEN OY KAYBEDİYOR?
İşsizliği seçim malzemesi yaparak Sosyal Demokratları sıkıştıran sağ iktidar, sekiz yılda işsizliğe çözüm bulamadı. Özellikle gençler arasında işsizlik oranı çok yüksek.
Rekabetin hizmet kalitesini arttıracağı ve ucuzlatacağını vaat ederek eğitim ve sağlık kurumlarını özelleştiren, demiryolları ile birlikte kamu sektörlerin bir bölümünü tekellere devrederek sosyal refah devletinin en ileri örneği olarak gösterilen “İsveç modeli”ne son veren hükümet, burada da beklenen başarıyı sağlayamadı. Eğitim ve sağlık sorunları hala ülkenin öncelikli çözülmesi gereken ana konuların başında geliyor.
Öte yandan sol partilerin, tam istihdamın ekonomik politikalarının ana hedefi olacağına vurgusu; eğitim ve sağlık sektörüne yapacakları büyük yatırımlarla, kazancına bakılmaksızın herkese kaliteli ve eşit hizmet götürecekleri vaadi, seçmenlerin kendilerine yönelmesini sağlıyor.
Genel anlamda, sol ya da sağ kanadın kazanmasının göçmen kökenlilere yönelik direkt bir etkisi olmayacak. Ancak biz Türkleri yakından ilgilendiren ‘soykırım’ konusu var; Parlamentonun 11 Mart 2010’da aldığı karara rağmen sağ partilerce rafa kaldırılan ‘soykırım yasası’ sol blokun kazanması durumunda yürürlüğe girecek.
TÜRKLER YENİDEN SOLA YÖNELEBİLİR
Bir önceki seçimde ülkedeki Türklerin çoğunluğu, Sosyal Demokrat Parti, Sol Parti ve Çevre Partisi’nin Türkiye’nin Ermenilere, Süryanilere, Asurîlere ve diğer azınlıklara karşı soykırım yaptığı iddiasını parlamentoya taşıyarak bir oy farkla yasalaştırdığı için tepki olarak sağ partilerin safında yer almıştı.
İsveç’e geldikleri 1960’lı yıllardan bu yana genelde Sosyal Demokratları destekleyen Türklerin çoğunluğu bu seçimde de ‘soykırım’ konusuna rağmen tekrar sol partilere oy verecekleri öngörülüyor. Zira, Türk adayların büyük bir kısmı bu partilerin aday listelerinde yer alıyor.
STOCKHOLM BELEDİYE BAŞKANI BİR TÜRK OLABİLİR
Bu seçimlerde farklı illerde özellikle belediye meclislerine aday, aralarında kazanma şansı bulunan onlarca Türk de çeşitli partilerin listelerinde aday gösteriliyor. Öte yandan, sayıları az da olsa milletvekili ve belediye başkanlıklarına aday Türkler de bulunuyor.
İki dönemdir milletvekilliği yapan ve bu dönem Stockholm Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olan Yeşiller Partisi’nden Mehmet Kaplan’ın seçilme sansı yüksek görünüyor. Seçilmesi durumunda Kaplan, Stockholm’ün sorumluluk alanları ayrı olan sekiz belediye başkanından biri olacak.