Güncelleme Tarihi:
Tekfen Tower Konferans Salonu'nda "1 Güfte 12 Beste Projesi"nin tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Tekfen Vakfı kurucusu Ali Nihat Gökyiğit, "Bu projeyle, milli duyguların en doruğa ulaştığı günlerde milli marşı tekrar gün yüzüne ?ıkarmayı, tekrar hatırlamayı sosyal sorumluluk görevi olarak gördük" dedi.
Araştırmacı-yazar Mehmet Altun, kişisel merakıyla "Milli Marş" konusunu incelerken bu konuda ?ok sayıda kitap ve makale yazıldığını ancak bunların büyük oranda birbirini tekrarlayan nitelikte olduğunu fark ettiğini bildirdi.
Altun, araştırma sırasında bulduğu notaları okuyamama nedeniyle eksiklik duygusuna kapıldığını, bu nedenle de notaları bir müzisyenle paylaşmaya karar verdiğini, bu konuda Tekfen Vakfı'ndan sponsorluk desteği aldığını anlattı.
"Kurtuluş Savaşı'nın en şiddetli yaşandığı yıllarda Ankara hükümeti, ulusal birliği sağlayacak bir padişahın değil, ulusun varlığını öne ?ıkartacak bir milli marş istiyordu. Bu ama?la bir yarışma a?ıldı" diyen Altun, yarışma i?in ülkenin dört bir yanından gönderilen yüzlerce besteden sadece 55 tanesinin değerlendirmeye tabi tutulduğunu ifade etti.
Cumhuriyet'in kurulmasından sonra 1924'te Encümen-i Musiki bünyesinde oluşturulan komisyonun Ali Rifat Çağatay'ın bestesini milli marş olarak kabul ettiğini hatırlatan Altun, şöyle konuştu:
"Ancak Ali Rifat Bey'in bestesinin batı müziği kalıplarına uymadığı yönündeki eleştiriler üzerine 1930 yılında milli marşın değişmesi gündeme geldi. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Zeki ?ngör'ün bestesinin yeniden düzenlenmesiyle halen kullanılmakta olan Milli Marş ortaya ?ıktı."
Araştırma sırasında İstanbul ve Ankara'da bulunan resmi kaynakların dışında kişisel arşiv ve kütüphanelerin yanında gazetelerden yararlanıldığını vurgulayan Altun, bilgi ve belgelerin saklanmamış, düzenli bir şekilde arşivlenmemiş olması, bilgi ve belgelere erişilememesi gibi nedenlerle kaynaklardan sadece 12 notaya, genel müzik bilgilerine ve fotoğraf gibi bilgi ve belgelere ulaşabildiklerini kaydetti.
"12 BESTE İLK KEZ BİR ARAYA GETİRİLDİ"
Yapılan araştırmada sırasında 11 nota bulduklarını anlatan Altun, "Yarışmaya katılan 11 nota ile birlikte, o dönemde ?ıkan tartışmalar nedeniyle güftesi ve bestesi Kazım Karabekir tarafından hazırlanan ancak yarışmaya katılmayan bir eser daha bulduk. Onu ayrı değil, bu proje i?inde değerlendirdik" dedi.
"Projenin benim i?in en heyecan verici anı, bulduğumuz notaları Hasan U?arsu'nun eline alıp mırıldanmaya başladığı andı" diye konuşan Altun, şunları kaydetti:
"Cumhuriyet'in 85. yılında tarihin tozlu sayfalarında unutulan milli marş bestelerinden 12'si ilk kez bir araya getirilerek, Tekfen Filarmoni Orkestrası tarafından '1 Güfte 12 Beste' özel konserinde dinleyicilerle buluşuyor. Resmi ve özel arşivlerde yürütülen ?alışmalar sonucunda, yarışmaya katıldığı tespit edilen bestelerden bir bölümü, Tekfen Filarmoni Orkestrası tarafından 24 Ekimde İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda Cumhuriyet konseriyle sanatseverlerle buluşacak. 1921'de bir ulusun yeniden dirilmesini sağlayan milli heyecan, Cumhuriyet'in 85. yılında müzik notalarının eşliğinde bir kez daha hayat bulacak."
Altun, bu proje nedeniyle yapılan araştırmanın kitaplaştırılıp, 24 Ekimde piyasaya sunulacağını sözlerine ekledi.
Mehmet Altun, bir soru üzerine, 1930 yılında İstiklal Marşı'nın bestesinin Zeki ?ngör'ün bestesiyle değiştirilmesiyle ilgili bilgilere ulaşamadıklarına belirterek, "Bu konuda yorum yapmak, spekülasyona neden olabilir. Biz, o dönemde olan biteni ortaya koyuyoruz" dedi.
T?RKİYE'NİN O YILLARDAKİ RENKLERİ
Besteci ve proje sanat danışmanı Do?. Dr. Hasan U?arsu da arşivlerden bulunan 2 aynı notadan Osmanlıca yazılı notaların orijinal kabul edildiğini, bu marşların dönemin ruhuna göre farklı anlayışlarının olduğunu söyledi.
U?arsu, "Konserde bazı marşlar orkestrayla, bazıları orkestra eşliğinde sanat?ıyla, bazılarında TRT İstanbul Radyosu Gen?lik Korosu, bazıları ud, kanun, ney gibi geleneksel ?algılarla ?alınacak. Yapılarına, karakterlerine ve i?eriğine göre bunu ayırdık" dedi.
Bu ?alışmanın müzikososyal ?alışma olduğunu belirten U?arsu, "Türkiye'de toplumun o yıllardaki renklerini, farklılıklarını, arayışlarını, o seslerden, ses dünyasından görmek, okumak mümkün bu marşlar üstünden giderek..." dedi.
"12 KAŞIKÇI ELMASIMIZ OLDU"
Yönetmen Yücel Erten de tarihin görseliyle, tınısıyla, duygusuyla, heyecanıyla yeniden görebilmek, ışık tutabilmek ve canlandırabilmenin insanın tüylerini ürperttiğini söyledi. Erten, şöyle konuştu:
"Orkestra, koro, solo ve bazı özel enstrümanlarla düzenlenmiş olması ?ok büyük bir emek ama ?ok büyük de bir kazan?. Yani bizim Kaşık?ı Elması ?ok kıymetlidir ama şimdi bizim 12 tane Kaşık?ı Elmasımız olmuş gibi geliyor."
Bu notaların, toplumun yaşadığı sürece ışık tutacağını, bu nedenle ?ok değerli bir iş yapıldığını ifade eden Erten, "İnsanın boğazına düğümlenecek derecede duyarlılık noktaları, yahut dokunaklı bazı şeyler var. Böyle bir konseri ?er?eveleyecek birtakım bilgiler gerekli. Orada Türk tiyatrosunun ve sinemasının en değerli, önde gelen sanat?ılarından Çetin Tekindor ile Arsen Gürzap'ın katkılarıyla bu gecenin bilgi kısmını yarı dramatize bir tarzda konserin etrafına sarmalamak görevi bana düştü" dedi.