Güncelleme Tarihi:
Eyalet Meclisi’nde düzenlenen etkinliğin onur konuğu olan Roth, göçün 50’nci yılında neonazi terörü yaşanmasına dikkati çekti. Neonazi terörünün ‘döner cinayetleri’ olarak sunulmasına tepki gösteren Roth, şunları söyledi:
“Bu insanlar, kökenleri, isimleri ve dinleri nedeniyle öldürüldü. Sonra da bu ırkçı cinayetleri döner cinayetleri diye tanımladılar. 10 yıldır bu cinayetleri araştıran polis bünyesindeki özel birime ‘Soko Boğaziçi’ dediler. Hayır bunun adı ‘Soko Nürnberg’, ‘Soko Rostock’, ‘Soko Münih’ olmalıydı. Bu ırkçı cinayetler demokrasimizde deprem etkisi yaratmıştır. Eksiksiz bir aydınlatma bekliyorum. Polisin rolü nedir, istihbaratın rolü nedir, savcıların rolü nedir bilmek istiyorum. İstihbarat kimleri koruyor bunu bilmek istiyorum.”
Sarrazin güçlendirdi
Claudia Roth, Almanya’da ırkçı düşüncenin toplumun merkezine kaymaya başladığını belirtti. SPD üyesi olan Thilo Sarrazin’in ırkçı düşünceleri güçlendirdiğini savunan Roth, “Benim, öncü kültür düşüncesini savunan Sarrazin’le aramda ışık yolu kadar mesafe var. Ben Canan veya Turgut’a, Sarrazin’den çok daha yakınım” dedi.
Geldiğiniz için teşekkür
Almanya’nın Türklerle birlikte kültürel ve ekonomik açıdan zenginleştiğini belirten Roth, “Büyükanne ve büyükbabalarınıza 50 yıl önce Almanya’ya geldikleri için teşekkür ediyorum. 50 yıl önce misafir işçiler çağırdık ama ne yazık ki her zaman misafirperver bir ev sahibi olamadık” dedi.
Alman sinemasının Fatih Akın’larla, Alman edebiyatının Feridun Zaimoğlu gibi edebiyatçılarla ve Alman siyasetinin ise Cem Özdemir, Özcan Mutlu, Canan Bayram ve Turgut Altuğ gibi isimlerle renklendiğini ve zenginleştiğini kaydeden Roth, “Çok kültürlü toplum olduk ama çok kültürlü demokrasiye sahip olamadık” diye konuştu.