‘İstenmeyen adam’ oldu

�

HİÇ tanımadığı, görmediği babasının Romanya’nın Ceanu Mare köyünde 2001 yılında bulunan mezarını, ilk kez 2004 yılında başbakanken gördü.
Annesi, Gerhard ve ablası ile ikinci eşinden olan üç çocuğunu varlıklıların evlerine temizliğe giderek ve fabrikada çalışarak yoksulluk içinde büyüttü.
Schröder’in deyimiyle ‘fakirin de fakiriydi’ ailesi.
İlkokuldan sonra perakende satış elemanı olmak için meslek eğitimi yaptı.
Daha sonra bir demirci dükkânında çalıştı.
Ancak öğrenim görmeyi kafasına koyduğu için akşam okuluna gidip ortaokul diploması aldı.
Daha sonra da lise diploması alıp Göttingen Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi gördü.

1998’DE BAŞBAKAN OLDU
Bir süre avukatlık yaptıktan sonra, 1963 yılında üyesi olduğu Sosyal Demokrat Parti’de (SPD) politikaya adımını attı.
1978 yılında SPD’nin gençlik teşkilatı ‘Genç Sosyalistler’in (Jusos) Başkanı oldu.
1980 yılında da Hannover bölgesinden Federal Meclis milletvekili seçildi.
1986 yılında Federal Meclis milletvekilliğini bırakıp Aşağı Saksonya Eyalet Parlamentosu milletvekili seçildi.
1990-1998 yıllarında da Aşağı Saksonya Eyalet Başbakanı olarak görev yaptı.
1998 yılında da, Almanların ‘kara dev’ olarak nitelediği Hıristiyan Demokrat Birlikli (CDU) Helmut Kohl’ü devirerek, Yeşiller’le koalisyon hükümeti kurup Almanya Başbakanı oldu.
2005 yılında koltuğunu CDU’lu Angela Merkel’e kaptırınca, çok geçmeden milletvekilliğinden de istifa edip aktif politikayı bıraktı.
Tekrar eski mesleği avukatlığa döndü.

MUHALEFET ATEŞ PÜSKÜRDÜ
4’üncü eşi Doris Schröder-Köpf ile başbakanlığı döneminde iki Rus çocuğu evlatlık edinen Gerhard Schröder, 2000 yılında Rusya Devlet Başkanı olan Vladimir Putin ile dostluk ilişkilerini de geliştirdi.
Aktif politikayı bırakınca Putin, Schröder’e Rusya’nın enerji devi Gazprom’un yan kuruluşu olan Kuzey Akım doğal gaz boru hattı projesi şirketinin yönetiminde yer almasını önerdi.
Başlangıçta biraz çekimser davransa da, ‘dostum’ dediği Putin’i kırmadı.
Tabii Almanya’nın eski bir başbakanının bir yabancı şirkette, hele hele bir Rus şirkette görev alması Almanları küplere bindirdi.
Muhalefet partileri Schröder’e ateş püskürdü.
1999-2004 yıllarında genel başkanlığını yaptığı SPD’liler de öyle.
Ama Schröder kimseyi takmadı ve “Bu benim özel işim” diyerek tüm tepki ve eleştirilere hiç de kulak asmadı.
Daha sonra Rus petrol devi Rosneft’in Denetleme Kurlu Başkanlığını da üstlendi.
Rusya 24 Şubat’ta Ukrayna’ya savaş açınca, Schröder’e “İstifa et” sesleri yükseldi.
Ama O hiç de oralı olmadı.
Hannover kenti ‘fahri hemşehriliğini’ iptal etmeyi gündeme getirince “Alın sizin olsun” diyerek kendisi vazgeçti.
Üyesi olduğu ve yönetiminde yıllarca yer aldığı Hannover 96 Futbol Kulübü de “Üyeliği bırak, değilse atarız” dedi.
Orayı da terk etti.

‘PUTİN’İN ALMANYA’DAKİ ADAMI’
Rus şirketlerin yönetimlerinden istifa çağrılarıyla ilgili olarak Amerikan New York Times gazetesinde ‘Putin’in Almanya’daki adamı’ başlığıyla yayımlanan demecinde, “Ancak Rusya Batı’ya doğal gazı keserse istifa ederim” demesi üzerine, SPD yönetimi adeta isyan etti.
SPD Eş Başkanları Saskia Esken ile Lars Klingbeil, Schröder’in tutumunun da söylemlerinin de partinin temel ilkeleriyle bağdaşmadığını vurgulayıp, istifa etmesini istediler.
Daha başka SPD’li birçok politikacı ve parti teşkilatı da.
Saskia Esken, “Gerhard Schröder yıllardır sadece iş insanı olarak hareket ediyor. Onu ‘Elder Statesman’ (saygı duyulan eski devlet adamı), ‘eski Şansölye’ olarak nitelemeyi bırakalım. SPD’de de üstünü çizelim” bile dedi.
Kendisi gönüllü veya gönülsüz istifa etmezse, Schröder’i SPD’den atmak, ihraç etmek hiç de kolay değildir.
SPD’nin 5 yıl genel başkanlığını, Almanya’nın 7 yıl başbakanlığını yapan Gerhard Schröder’in ismini tarih kitaplarından silmek, partide üstünü çizmek ise hiç mümkün değildir.
Bunu kafadan geçirmek bile saçmadır...
Saçmalıktır…