Güncelleme Tarihi:
Musevilik ve İslam dinlerinde kesilen hayvanların etlerinin yenebilmesi için kanlarının tamamen akıtılması gerektiğini belirten araştırmacılar; Helal ve Koşer etleri kesilmeden önce bayıltılmış hayvanların etleri ve vurularak öldürülmüş bir geyiğin eti ile mikroskop altında karşılaştırdıklarını ve “Örneklerde bulunan kan hücresi oranlarının birbiri ile tamamen eşit olduğunu gördüklerini” açıkladı.
Araştırmayı gerçekleştiren Psikyatrist Colin Brewer ve patalog Peter Osin konu ile ilgili olarak İngiliz Times gazetesine yaptıkları açıklamada “Hayvanların İslam ve Musevilik dinlerinin dayattığı ritüellere göre öldürülmesi onların gereksiz yere acı çekmesine neden oluyor. Yaptığımız araştırmalar bu ritüellerin akan kan miktarını maksimuma çıkartmayı da başaramadığını gösteriyor. Bu da bu tip kesimleri savunmayı oldukça zorlaştırıyor” dedi.
Her ikisi de Musevi olan Brewer ve Osin, yaptıkları araştırmanın bazı Yahudi ve Müslümanlar’ı “Kesilmeden önce sersemletilmiş” hayvanların etini yemeye yönlendireceğini umduklarını da belirtti.
İngiltere’de inançlı Museviler kesilmeden önce sersemletilmiş hayvanların etini tüketmeyi tamamen reddediyor. Müslümanlar arasında ise bu konuda bir bölünme yaşanıyor. Bazı Müslümanlar özellikle kesilmeden önce sersemletilmiş etleri satın almayı tercih ederken, bazı daha tutucu Müslümanlar ise bu tip etlerin “Helal sayılamayacağını” söylüyor ve yemeyi reddediyor.
Araştırmanın İngiliz basınında yayınlanmasının ardından bir çok Müslüman ve Musevi derneği, “Ette bulunan kan oranı ile ilgili yapılan araştırmanın Helal ve Koşer et konusundaki görüşlerini etkilemediğini ve kutsal kitaplarda yenilecek hayvanların nasıl öldürülmesi gerektiğinin açıkça belirtildiğini” dile getirdi.