Güncelleme Tarihi:
Tarih kitaplarında bize bu savaşlarda iki taraftan milyonlarca insanların can verdiği öğretildi.
Tarih kitaplarında biz Almanlar ile Fransızların kanlıbıçaklı düşmanlar olduğunu, birbirlerini adeta bir kaşık suda boğacak kadar acımasız davrandıklarını okuduk.
İşte önceki gün Reichstag (Reich Meclisi) olarak bilinen ve 1999 yılından beri Federal Meclis (Alman Parlamentosu) olarak kullanılan tarihi binadaki oturum salonunun basın tribününde otururken bunları düşündüm.
Çünkü oturum salonunda tarihi bir gün, tarihi bir an yaşanıyordu. Fransa’nın eski Devlet Başkanı Charles de Gaulle ile Almanya’nın ilk Başbakanı Konrad Adenauer’in imzaladığı ve iki ülke, iki halk arasında dostluk temeli’nin atıldığı Elysee Sözleşmesi’nin 50. yıldönümü kutlamaları vardı.
Bu vesileyle hem Fransız Ulusal Meclisi hem de Federal Meclis milletvekillerinin katıldığı ortak bir oturum düzenlendi.
400’ye yakın Fransız milletvekilinin de yer alabilmesi için oturum salonundaki deri koltuklar kaldırılmış, sıradan sandalyeler konulmuştu. İki ülkenin parlamenterleri meclis grupları geleneğine bağlı kalmadan karışık oturdular. Bakanlar Kurulu sıraları da öyle.
Her iki ülkenin bakanları da karışık oturdu. En ön sırada Fransa Devlet Başkanı François Hollande, Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Fransa Başbakanı Jean Marc Ayrault, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Senato Başkanı Jean Pierre Bel, Alman Eyalet Meclisi Başkanı Winfried Kretschmann ve Alman Anayasa Mahkemesi Başkanı Andreas Vosskuhle yan yana oturdu. Kaptan köşkü’ne de Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert ile Fransa Ulusal Meclis Başkanı Claude Bartolone yerleşti.
Fransız ve Alman politikacılar bu tarihi binada yan yana oturuken, hem Alman Kayzer İmparatorluğu’na hem Weimar Cumhuriyeti’ne hem de Hitler dönemine damgasını vuran Reichstag binasının tarihini düşündüm.
Bu bina 1884-1894 yılları arasında inşa edilmiş. Mimarı Paul Wallot isimli bir Alman. O dönemler tam 24 milyon Mark’a mal olmuş. Ama bu bina 1870-1871 yıllarında Fransa ile Almanya arasındaki savaşı kaybeden Fransızların ödediği savaş tazminatı parasıyla inşa edilmiş.
İşte Fransa Devlet Başkanı François Hollande kürsüde konuşmasını yaparken benim aklımdan bunlar da geçti...
François Hollande’in içinden neler geçtiğini tabii bilemem. Ama konuşmasında iki ülke arasında 50 yıl önce başlatılan dostluğun geliştirilmesini istediklerinin altını çizdi. Almanya ile Fransa’ya Avrupa’da barışın, özgürlüğün, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi için önemli görevler, önemli sorumluluklar düştüğünü vurguladı. Almanya ile Fransa’nın Avrupa Birliği’nin (AB) lokomotifi ve öncüsü olduğunu hatırlatırken, “Birlikte yol göstermeye, öncülük yapmaya devam edelim” dedi.
Başbakan Merkel de Fransız-Alman dostluğundan övgüyle bahsetti. Charles de Gaulle ile Konrad Adenauer’in başlattığı, Helmut Schmidt ile Valery Giscard d’Estaigne, Helmut Kohl ile François Mitterrand, Gerhard Schröder ile Jacques Chirac, kendisiyle Nicolas Sarkozy’nin sürdürdüğü bu dostluğu François Hollande ile birlikte devam ettireceklerine gönülden inandığını dile getirdi.
Konuşmasını bitirdikten sonra kendisini kutlayan François Hollande’ı iki yanağından da öperek ikisi arasında soğukluk yaşanmadığı mesajı da verdi.
Evet, Berlin’deki kar-kış ve soğuk havaya rağmen Fransız- Alman dostluğunun sıcaklığını hem oturum salonundakiler hem de ekran başındakiler hissetti. Tabii iki ülkenin artık birbirlerine karşı hiçbir düşmanlık duygusu yaşamayan halkları da...