Celal ÖZCAN/BERLİN
Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2016 09:13
TBMM Aile Bütünlüğünün Korunması Araştırma Komisyonu, Berlin Büyükelçiliği binasında Almanya’da yaşayan Türk ailelerin sorunlarını dinledi. Hukukçular, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve aileler, aile içi şiddet, namus cinayeti, çocuklara taciz ve şiddet gibi konularda yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Hukukçuların en çok şikâyet ettiği konu ise aile içi şiddet oldu.
Aile bütünlüğünü olumsuz etkileyen unsurlarla boşanma olaylarının araştırılması ve aile kurumunun güçlendirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla TBMM’de kurulan Araştırma Komisyonu, Berlin’de Türk ailelerin sorunlarını dinledi.
Toplantı, Berlin Başkonsolosluğu’nun girişimiyle Büyükelçilik’te düzenlendi. Hukukçular, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve aileler,
Almanya’da yaşanan aile içi şiddet, namus cinayeti, çocuklara taciz ve şiddet gibi yaşanan sorunları dile getirdi. Türk toplumu içinde aile içi şiddetin çok ciddi bir sorun olduğuna işaret eden hukukçular, aile içinde bir iletişimsizlik yaşandığını, bunun da ailenin bütünlüğünü tehdit ettiğini anlattı.
EĞİTİM PROGRAMI Araştırma Komisyonu Başkanı Ayşe Keşir, dinledikleri bu sorunlarla ilgili bir rapor hazırlayacaklarını vurguladı. Türkiye’de evlilik öncesi eğitim, aile içi şiddete karşı önemli programlar hazırlandığını belirten Keşir, şöyle konuştu: “Türkiye, bu konuda önemli yol aldı. Bizde evlilik öncesi eğitim programları başladı. Hatta Urfa gibi bazı belediyelerimiz, bunu zorunlu kıldı. Evlilik müracaatı yapan çiftlere evlilik öncesi eğitim veriyor. Bu programa dahil olmayanların nikâhını kıymıyor. Bu programda eşler arasında çıkabilecek sorunları nasıl çözebilirsiniz? Temel iletişim nedir? gibi konularda bilgi veriyoruz. Ya da aile eğitim programımız var. Bu programda 36’ya yakın konu başlığı var.
Cinsel hayattan madde bağımlılığına, ergenden çocuk psikolojisine, yaşlıya kadar, hatta internet bağımlılığına kadar 36 modül program var. CD’leri, kitapçıkları hazır. Biz bu hazır paketi Türkiye’de belediyelere, sivil toplum kuruluşlarına veriyoruz. Onlar bunu halka dağıtıyor. Buradaki toplantıda şunu gördüm. Böyle bir programa burada da ihtiyaç var. Çok gayretli sivil toplum kuruluşları var.
Aile içi şiddet dediğimiz olgu, sosyal statü ve sınıfla ilişkili bir şey değil. Türkiye’de eğitimli erkeklerin eşlerinin de yüzde 40’ı şiddet görüyor. Bu, dünya görüşüyle politik görüşle alakalı bir konu değil. Bireyin öfke kontrolünü nasıl sağlayabileceği konusunda destek vermemiz gerekiyor.
TELEVİZYON ÖĞRETİM ARACI DEĞİL Söz alan bazı konuşmacılar ise Türk televizyonlarındaki dizileri ve evlenme programlarını eleştirdi. Bazı konuşmacılar, bu dizilerin kontrollü yapılmasını istedi.
Komisyon Başkanı Ayşe Keşir bu konuda ise şunları söyledi: “Yasakçı bir yaklaşım söz konusu olamaz. Televizyon, tek başına öğretim aracı değil. Aile televizyonu ne kadar kontrol edebiliyor, bu önemli. Çocukla zaman geçirmeyen aileler rahat etmek için çocuğa televizyonda sınırsız ve kontrolsüz bir zaman geçirmesine izin veriyor. Bu alanda ailelerin de eğitilmesi gerekiyor. Bunlar internet için de geçerli. Televizyonu ne kadar yasaklasanız da cep telefonundan her şeye ulaşabiliyor artık çocuk.”