Güncelleme Tarihi:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de nüfus kontrolü, nüfus ve aile planlaması adı altında, 'aman doğum yapmayın' gibi bir anlayışın sürekli olarak tavsiye edildiğini belirterek, "2038 yılı itibariyle Türkiye'nin nüfusu da şu anda Almanya'nın durumuna gelmiş olur. O zaman da biz 'Yandım Allah' demeye başlayacağız; ama o zaman iş işten ge?miş olacak. Bunun adımlarını atmamız i?in, mevcut durumumuzu koruyabilmemiz i?in bizim her ailede en azından ü? ?ocuk olması lazım" dedi.
Başbakan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'la birlikte Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü tarafından Dedeman Oteli'nde düzenlenen 5. Aile Şurası'na katıldı. Erdoğan, salonun ön sırasında kendisi ve protokol i?in ayrılan koltukların kaldırılmasını istedi. Koltukların sandalyelerle değiştirilmesinin ardından Şura başladı.
Şura'da bir konuşma yapan Erdoğan, aile kurumunun gü?lü olmasının milletin de gü?lü olması anlamına geleceğini belirterek, şöyle dedi:
"Aile kurumumuz erozyona uğramışsa, uğruyorsa millet olarak biz de ?ökmeye yüz tutuyoruz demektir. O bakımdan ben ille de aile diyorum. Aile kurumunu darmadağın edecek bir ?ok dış baskılara karşı, ?ok daha öz güven i?erisinde olmamız, bunu adeta korunak i?erisine alacak tedbirleri hep birlikte geliştirmemiz gerekiyor" dedi.
?zellikle gelişmiş ülkelerin, bölünen ve kü?ülen aile yapılarını yeniden derleyip toparlamanın ?abası i?inde olduklarını belirten Erdoğan, Eski Almanya Şansölyesi Gerhard Schröder ile uluslararası bir toplantıda aile konusuna ilişkin sohbetlerini aktardı. Başbakan Erdoğan, Schröder'in nüfus itibariyle ?ok yaşlandıklarını ve aile yapılarının ?ökmeyle karşı karşıya kaldığını aktardığını belirterek, Schröder'in, kendisine "?yle bir gün gelecek ki belki yine biz sizin kapılarınıza geleceğiz. Ne olur gen?lerinizi bize gönderin. Gelsinler, Almanya'da ?alışsınlar diyeceğiz" dediğini ifade etti. Erdoğan şöyle devam etti:
"?lkemizde maalesef onların şu anda fark ettikleri konu şimdi tam aksine işliyor. Dikkat edilirse ülkemizde de ne yazık ki nüfus kontrolü, nüfus planlaması, aile planlaması adı altında, tam aksine 'aman doğum yapmayın' gibi bir anlayış sürekli olarak tavsiye ediliyor.
Tabii bu Türk Milletinin geleceğine yönelik yaşlı bir nüfusla ki bizim tespitlerimizin hepsi bilimseldir, 2038 yılı itibariyle Türkiye'nin nüfusu da şu anda Almanya'nın durumuna gelmiş olur. O zaman da biz 'Yandım Allah' demeye başlayacağız ama o zaman iş işten ge?miş olacak. Bunun adımlarını atmamız i?in, mevcut durumumuzu koruyabilmemiz i?in, bizim her ailede en azından ü? ?ocuk olması lazım. Bunu kabul eder, ya da etmez bu ayrı mesele ama ben sorumluluk mevkiindeki bir insan olarak, bir başbakan olarak, ülkenin geleceği i?in bunu söylemek durumundayım.
Bunu söylerken bu bilimsel ?alışmaya dayalı olarak bunu söylüyorum. Çünkü iki olması bile gerileme demektir. Durumu korumak değildir. ?? olursa durumu korumaktır. Ve buna yönelik olarak biz bu adımları atacağız ki ülkemizin geleceği gü?lü olsun, ülkemizin geleceği bu noktada sağlama bindirilsin. 'Efendim ama herkes bakabileceği kadar', kusura bakmayın böyle yaklaşırsanız işe, Doğu, Güneydoğu buraları örnek verenler oluyor. Orayı örnek verme. Bunun sorumluluğunda bizlerin olduğu kadar anne babaların da sorumluluğu var. Biz birinci derecede sorumluyuz. Niye? Eğer bu ülkeyi, devleti yönetiyorsak bütün tedbirleri alacağız."
İŞSİZLİK FONUNDAN YARARLANMA S?RESİ 1 YILA ÇIKACAK
Belki herkese iş bulamayabileceklerini belirten Erdoğan, "Bulamıyorsak? 'Bu ülke demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti' diyorsak o zaman o sosyal denilen bölüm var ya o kavramın i?ini iyi dolduruyoruz. ailelere destekler vereceğiz" dedi.
Başbakan Erdoğan, işsizlik sorununda da değinerek, gelişmiş ülkelerin işsizlik fonundan 1-1.5 yıl ödeme yaptıklarını ifade ederek, Türkiye'de ise bu sürenin 8 ay olduğunu söyledi. Bu sürenin 1 yıla ?ıkarılacağını belirten Erdoğan, bunun ?alışmalarının sürdüğünü a?ıkladı.
"B?YLE BİR VEFASIZLIK OLMAZ"
Ailenin toplum i?indeki rolünün giderek önemli haline geldiğini belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Entelektüel diye gördüğümüz, para sahibi diye gördüğümüz insanların annelerini, babalarını tek başına yaşama terk ettiğini görüyoruz. Yaptığı iş yanına bir hizmetli koyuyor, 'o bakıyor' diyor. Mesele hizmetlinin annenin babasının yanında olması değil. Kendisini o hale getiren annesinin babasının aynı ?atı altında olması. Bizim geleneğimizde, göreneğimizde bu var. Ama bundan kopmuş olanlar bilmiyorlar ki bir anne bir babayı yarın ?ok farklı tehditlerle karşı karşıya bırakıyorlar. İşte bu ailenin darbe yemesidir. Benim bu sözlerim belki eleştiri alacak ama inandığımı söylemek zorundayım. O yaşlı annelerin babaların ölüp sonradan kokuları dışarı yayılan hikayelerini hep izledik."
"Onları yaşlılıklarında kendi haline bırakmak kadar bir vefasızlık bir evlat i?in olamaz" diyen Erdoğan, "Biz anneyiz, babayız, aynı yalnızlığı yarın bizler de yaşayabiliriz. Ben ?ocuklarımdan ayrı kaldığım zaman ?ektiğim acıyı ızdırabı eşimle birlikte biliyorum. Diğer anne babalar da aynı acıyı ?ekiyorlar ama ?ok rahat ?ok geniş olanlar varsa bilemem. Ona müdahale etme hakkım da yok" dedi.
Türk aile yapısının değerlerinin örselenmeye başlamasının ?eyrek asrı ge?mediğine işaret eden Erdoğan, aile değerlerinin medya tarafından ciddi bir taarruz altına alındığını savundu.
"SOSYAL DEVLETTEN İSTİFADE EDENLERE DİLENCİ DİYEMEZSİN"
Hükümetin aile kurumuna verdiği destekler ve sosyal yardımlar hakkında da bilgi veren Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yok sadaka kültürü, yok dilenci kültürü, yok şu bu kültürü. O zaman lütfen Anayasayı a?arsın demokratik laik oradaki sosyali ?ıkarırsın demokratik-laik bir Türkiye Cumhuriyeti dersin. Dünyanın hi?bir yerinde devlet sosyal devlet ilkesini bir tarafa atmaz. Amerika da Japonya da buna dahildir. Sosyal özelliğini olmayan devlet dünyada yoktur. Bu sosyal devletten istifade edenlere de kimse kalkıp kimse dilenci yaftasıyla hakaret edemez. Bu da bir haktır ve bu bir dilenci özelliği i?inde benim vatandaşıma dağıtılan bir imkan değildir."
Dedikodulara kulak asmadan Türkiye Cumhuriyeti'nin bugüne kadar icra edemediği sosyal devlet olma özellini yerine getireceklerini de belirten Erdoğan, TOKİ aracılığıyla dar gelirli vatandaşlara yönelik 45 metrekarelik evler yaptıracaklarını da söyledi.
Başbakan Erdoğan, küresel ekonomik krizle ilgili de değerlendirmelerde bulunarak, "Herkes birşeyler anlatıyor. Velev ki, anlatadursunlar, devam etsinler. Biz en az olumsuz tesirle bu süreci atlatacağız. Bu konuda işimizi biliyoruz, yere sağlam basıyoruz, hi?bir endeşimiz yok" dedi.