Güncelleme Tarihi:
YAPILAN bir bilimsel araştırmada yetişkinlerin yüzde 37’sinin pandemi döneminde daha fazla alkol tükettiği de ortaya çıktı.
18-64 yaş grubundan 6.7 milyon kişinin sağlıklarını riske atacak düzeyde alkol tükettiği ve ülke genelinde 1.6 milyon alkol bağımlısının bulunduğu da açıklandı.
Sigaranın da, alkolün de sağlığa zarar verdiği yıllardır bilinmektedir.
Bu yeni bir olgu değildir.
Almanya’da her yıl sigara yüzünden 125 bin kişinin yaşamını yitirdiğinden hareket edilmektedir.
Alkol ve yan etkileri nedeniyle yaşamlarını yitirenlerle ilgili somut ve yaklaşık bir rakam verilememekte.
Almanya’da son yıllarda restoran, bar, diskotek, kafelerde sigara içilmesi yasaktır.
Ancak kapalı bazı bölümlerde sigara içilmesine izin verilmektedir.
Ama son dönemlerde yasak uygulanan alanlar daha artırıldı.
2 BİN EUROYA KADAR CEZA
Geçen hafta İspanyol hükümeti yeni bir karar alarak kapalı alanlarda uygulanan sigara içme yasağını plajlara, sahillere de taşıdı.
Balaer Adaları, Barselona ve Kanarya Adaları plajlarında uygulanan bu yasağın gelecek yıl itibariyle tüm sahillerde uygulanmasına karar verildi.
Tabii yasaklara uymayanların 2 bin euroya kadar para cezasına çarptırılmasına da.
Bu Avrupa’da bir ilktir.
Her ne kadar sahillerde sigara izmaritlerinin neden olduğu çevre ve hava kirliliğini engellemek amacıyla alınmış olsa da, hiç şüphesiz bu kararın insan sağlığını da olumlu etkileri olacaktır.
Ben sigara içmeye henüz 13 yaşında Beyşehir (Konya) Lisesi ortaokul 2’nci sınıf öğrencisiyken başladım.
Günde birkaç sigara içerdim.
Bizim köylü (Derebucaklı) tarih öğretmenimiz Hüseyin Kara komşumuzdu.
Akşamları ona gider, beraber hem sigara hem de içki içerdik.
Ama kimseye bahsetmezdim bundan.
Yaz ve kış tatillerinde Derebucak’a gittiğimde de sigara içmeyi sürdürürdüm.
Akşamları sofraya oturduğumuzda genç yaşta kaybettiğim annem, “Yine pis pis sigara kokuyorsun” derdi.
Tabii çok daha sonraları kaybettiğim babam hiç tepki vermezdi.
Onun bu tutumu da annemi rahatsız ederdi.
Zamanla sigara tüketimim arttı.
Günde bir paket filtresiz sigara içerdim.
1969 yılında tıp öğrenimi için gittiğim Fransa’da günde iki paket en sert filtresiz Fransız sigarası içmeye başladım.
Bu alışkanlığı daha sonra Almanya’da Bochum Ruhr Üniversitesi’nde yüksek öğrenim gördüğüm yıllarda da sürdürdüm.
1980 yılında Hürriyet’in Avrupa baskıları merkezi Frankfurt’ta muhabir olarak göreve başladıktan sonra da.
Zamanla günde 3 paket sigara içmeye başladım.
1983 yılı Ağustos ayında Hürriyet Gazetesi Berlin Büro Şefi olarak görevi devraldığımda günlük tüketim 4 pakete çıktı.
Tıpkı Almanya’nın eski başbakanlarından Helmut Schmidt gibi, sigaranın birini söndürmeden diğerini yakıyordum.
‘SEN ÇILDIRMIŞSIN, DELİRMİŞSİN’
Bir gün bürodan çıkıp yürüyerek ünlü Ku’Damm caddesi üzerindeki ‘bekar odama’ giderken sol bacağımda bir sızı hissettim.
Ertesi gün doktora gittim.
Ayağa giden atardamarda tıkanma olduğunu ve derhal ameliyat olmam gerektiğini söyledi.
Apar topar eve yakın bir hastaneye gittim.
Ertesi gün Bypass (Baypas) ameliyatı oldum.
Ameliyattan çıktıktan sonra da sigara içmeyi sürdürdüm.
Birkaç gün sonra yeniden iş başı yaptığımda, üniversite yıllarından tanıdığım Ermeni kökenli bir arkadaşımın doktor olan Ermeni kökenli eşi aradı.
“Geçmiş olsun” dedikten sonra “Hâlâ o pis sigaraları içiyor musun?” diye sordu.
“Evet” yanıtını alınca da “Sen çıldırmışsın! Sen delirmişsin! Sen kendi kendini öldürmek mi, intihar mı etmek istiyorsun?” diye fırça attı.
İşte telefonda o fırçayı yiyince, masamın çekmecesindeki sigara paketlerinin hepsini çöp kutusuna attım.
Ve sigarayı o anda bıraktım.
Ve 38 yıla aşkın süredir de sigaradan hep uzak durdum.
İyi ki de uzak durdum…