Güncelleme Tarihi:
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada ?apraz sorgusu yapılan İsmail Yıldız, kendi şirketi Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) ve dünyadaki benzeri kuruluşların ?alışma sistemleri hakkında bilgi verdi.
"Dünyanın her gelişmiş demokrasisinde iktidarların takip edildiğini, partilerin partizanlık yapmaması i?in müdahalede bulunulduğunu" anlatan Yıldız, "Anayasa Mahkemesi'nde AK Parti i?in a?ılan kapatma davası da böyle bir davadır. Bu dava AKP'nin kapatılması ya da siyaset dışına atılması amacıyla a?ılmış bir dava değildir. AK Parti'nin partizanlık yapmasını engellemek amacıyla a?ılmış bir davadır. Türkiye'deki siyaseti tanzim etme davasıdır" diye konuştu.
Sanık avukatlarından Hicran Danışman'ın, "kiliseye gidip gitmediğine" ilişkin bir sorusu üzerine Yıldız, "İddianamede buna ilişkin bazı anlatımlar var. Cumaları aksatmamaya ?alışırım ama ben hayatımda hi? kiliseye gitmedim" dedi.
Tutuklu sanık Kemal Kerin?siz'in soruları üzerine Yıldız, Kerin?siz'i hi? tanımadığını, telefon numarasının da fihristine nasıl girdiğini bilmediğini anlattı.
Söz alan tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin de "İsmail Yıldız'ın 'AKP'ye ?alışmalar yaptığını' söylediğini" hatırlatarak, "Memleketin bu hale gelmesinde, devletin, milletin böyle yıkıntıya, ?öküntüye uğramasında katkıları olmasından dolayı vicdan azabı ?ekiyorlar mı?" şeklinde bir soru yöneltti.
Araya giren Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, sorunun kabul edilmediğini bildirdi.
Ancak cevap vermek istediğini belirten Yıldız, "Benim bu hale gelmesinde bir katkım yok. Aksine bu hale gelmemesi i?in AKP'ye önerilerde bulunduk" dedi.
BAŞ?RT?S? MESELESİ
"Safını kaybedenler" başlıklı yazısından paragraflar okuyan Yıldız, "Türkiye'deki başörtüsü meselesinin bir manipülasyon olduğunu, devlet ile milleti ayrıştırmak amacıyla yabancılar tarafından empoze edildiğini" savundu. Yıldız, "Başörtüsü kullanan kardeşlerim, bacılarım arkalarını dönüp baktıklarında, onları devletin ve milletin üzerine süren elin bir Müslüman eli olmadığını, yabancı menşeli bir el olduğunu göreceklerdir" diye konuştu.
Bazı basın kuruluşları tarafından yapılan yayınları eleştiren Yıldız, "Türk ordusunu 'peygamber ocağı' diye anıp sonra da ona saldıranları anlayamıyorum" diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasını, Türk ordusunu her zaman savunduğunu ve savunacağını belirten Yıldız, bunları savunmanın bir su? unsuru gibi ortaya konulamayacağını söyledi. Yıldız, "İddia makamı iddianameye benimle ilgili hangi maddeyi koyarsa koysun, ben neden yargılandığımı biliyorum" dedi.
Ankara Emniyetine gittiğinde hakkında tutulan notta, "Türkiye Cumhuriyeti'nin önüne ?ıkacak her türlü tuzağa karşı harekete ge?ecek adam İsmail Yıldız ve kuruluş SESAR" yazdığını öne süren Yıldız, bazı aksamaları ortaya koyan kişilerin iktidara karşı isyana teşvik ile su?lanmasının iyi niyetli olmadığını söyledi.
TUTUKSUZ SANIK ?ZDEMİR
Bu arada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, duruşmaya başlandıktan sonra tutuksuz sanıklar Murat ?zkan, Mahmut ?ztürk ve Ayşe Asuman ?zdemir'in de geldiğini belirtti.
Şengün, Ayşe Asuman ?zdemir'in avukatının mahkemeye sunduğu dilek?esinde, karaciğerinden rahatsız olan müvekkilinin uzun süre duruşmada kalamayacağını kaydettiğini söyledi.
?zdemir'in daha önce rahatsızlığı nedeniyle duruşmalara katılamadığını kaydeden Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün, ?zdemir'in kimlik tespitine ge?ti.
Bu sırada söz alan ?zdemir'in avukatı Zeki Hacıibrahimoğlu, "müvekkilinin rahatsız olduğunu, doktorundan izin almadan duruşmaya getirdiklerini" ifade ederek, ?zdemir'in evine haftada 2-3 kez polislerin giderek ya da telefonla arayarak rahatsız ettiklerini ve duruşmaya gitmesi konusunda uyarılarda bulunduklarını öne sürdü. Avukat Hacıibrahimoğlu, müvekkilini bu nedenle duruşmada hazır ettiğini, ancak sağlık durumu nedeniyle sağlıklı bir sorgulama yapılamayacağı kanaatinde olduğunu anlattı.
Sesi kısık olan Ayşe Asuman ?zdemir'in oturtulmasını sağlayan heyet Başkanı Şengün, kimlik tespitini yaptı.
Başkan Şengün'ün, iddianameyi okuyup okumadığını sorması üzerine ?zdemir, iddianamenin eve geldiğini, okuyamadığını, ilk defa dün avukatlarının gelerek hakkındaki su?lamaları anlattıklarını söyledi.
?zdemir, doktorunun duruşmaya gelmesine izin vermediğini, ?ok fazla ila? kullandığını bu ila?ların da algılamasında sıkıntı yarattığını kaydetti.
Başkan Şengün'ün hakkındaki su?lamaları ve haklarını hatırlattığı ?zdemir, hazırladığı 2 sayfadan oluşan savunmasını mahkemeye verdi.
Başkan Şengün tarafından okunan savunmasında ?zdemir, sağlık sorunlarından ve bunların etkilerinden bahsettikten sonra "su?lamaları kabul etmediğini, terörist olmadığını, terörü lanetlediğini, her türlüsüne de karşı olduğunu" ifade etti.
İddianamede kendisinin bir kod ismi olduğundan bahsedildiğini hatırlatan ?zdemir, hi?bir zaman kod isminin bulunmadığını, sözü ge?en kelimenin de iddianamede yanlış yazıldığını savundu.
?zdemir, Çerkez olduğunu ve Gazi Güder ile bir konuşmaları sırasında sözü ge?en kelimenin aslının Çerkezce'de "yol gösteren" anlamına geldiğinden bahsettiklerini anlattı. Ancak bu kelimenin hi?bir zaman kod ismi olarak kullanılmadığını ifade eden ?zdemir, savunmasının bu kadar olduğunu bildirdi.
Emniyet Müdürlüğünde verdiği ifadesi okunarak doğru olup olmadığı sorulan ?zdemir, "?yle dediysem öyledir. Ben o zaman ?ok sağlıklı, ?ok gü?lü bir kadındım, şimdiki gibi değil" dedi.
Bu sırada söz alan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, ?zdemir'in sesinin ?ok kısık olduğunu belirterek, sesli ve görüntülü kayda alınıp alınamadığının kontrol edilmesi gerektiğini, kayıt yapılamıyorsa zabıt tutulması taleplerinin olacağını bildirdi.