İslam Kültür Merkezi iftarının şeref konuğu Söder: ‘Türk yemeklerine hayranım!’

İSLAM Kültür Merkezleri Eyalet Birliği’nin düzenlediği ve 40 davetlinin katıldığı iftar programı, Alihan Soylu Hoca’nın Kur’an-ı Kerim’den ayetler okuması sonrası, şeref misafirleri Başbakan Söder ile Bavyera Uyum Sorumlusu Karl Staub ve Kültür Merkezleri (Köln) Başkanı Ali Yılmaz davetlileri selamladı. 1970’li yıllarda Münih’te şimdi Gasteig’in (Kültür Merkezi) olduğu yerde Türkiye’den gelen misafir işçilerce, cuma ve bayram günlerinde dinsel görevlerini yerine getirdikleri ve sonradan gelen aileleri ve yetişen çocuklarının ihtiyacını karşılayamaz hale gelen mekânın, günümüzde Münih Merkez ve Bavyera’da 39 şubesi ile genişlediğini ve çocuklarla gençlere din bilgisinin yanı sıra topluma sosyal olarak uyum sağlayacak okul bitirme diplomasıyla yüksek eğitim görmelerine imkân vererek, ücretsiz olarak yurtlarla hizmet verdiğini söyleyen Polat Akıncı, diğer derneklerden farklarının eğitim olduğunu vurguladı. Akıncı, yurtlarına gelenler arasında işsizlik oranının sıfır olduğuna dikkati çekti ve üye aidatları, bağışlarla finanse edilen ve eyalet merkezi koordinasyonunda, programları Almanca olan müstakil dernekler sayısının artmakta olduğunu belirtti.

‘ARKADAŞLIKLAR DA MİDEDEN GEÇER’
Bavyera Başbakanı Markus Söder de Türklerin, Almanya’ya misafir olarak ilk kez ayak bastıklarından günümüze işsizlik oranının ve kriminalitenin en az, herkesin mutlu olduğu günümüzün Münih’inde, toplumun ayrılmaz parçası olduğunu, yaşadığı Nürnberg kentinde sık yaptığı Türkiye ziyaretlerinden Türk misafirperverliği ile lezzetli yemeklerini bildiğini, topluma uyum konusunda eğitim gibi kiliseler ve İslam kurumların da dinsel görevlerinin ve demokratik anlayışla kişi onuruna saygılı birlikte yaşama arzusunun önemine dikkati çekti ve “Arkadaşlıklar da mideden geçer” diyerek davette hazırlanan sofraları işaret etti.

BARIŞ VE HOŞGÖRÜ DEĞERLERİ...
İslam Kültür Merkezleri Başkanı Ali Yılmaz da iftar açılışı öncesi konuşmasında, İslam’da ramazan ayının önemini, nefsi disiplin, sosyal birliktelik, paylaşım ile dinsel görevlerin camilerde birlikte gerçekleştirilmesinin insanın güncel zorlulukların ötelenmesine yardımcı olduğunu söyledi. Günümüz dünyasının politik, ideolojik, etnik ve dinsel çatışmalarla ayrılma sürecinde olduğunu savunan Yılmaz, Orta Asya’dan 14’üncü yüzyılda kaynaklanan sufi geleneğine odaklı derneklerinin, barış ve hoşgörü değerleriyle gençlerin eğitim ve desteklenmesinin ana konu olarak benimsendiğini belirtti ve sözlerini, hayatını 20. yüzyılda gençlerin eğitimine vakfetmiş büyük öğreticileri Süleyman Hilmi Tunahan’ın “Toplumun canlandırılması kötünün yok edilmesiyle değil, yeni nesillerin eğitimle yetiştirilmesiyle mümkündür” deyişiyle tamamladı. Davet, iftar duası ve dernek aşçısının hazırladığı menü eşliğinde sohbetle tamamlandı.