‘İslam Koleji’ projesinde yokuz, çünkü...
Güncelleme Tarihi:
4.5 milyon Müslüman’ın yaşadığı Almanya’da 2 bin 500 civarında cami ve mescit bulunuyor. Uzun süredir camilerde görev yapacak imamların, din görevlilerinin Almanya’da eğitilmesi tartışılıyor. Ülkedeki en büyük dini cemaati oluşturan Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), Müslüman nüfus içinde gelişen dini ihtiyaca cevap vermek amacıyla bir süredir Almanya’da din görevlisi eğitimi vermek için hazırlıklar yapıyor. Şimdi DİTİB’in yanında Osnabrück Üniversitesi’nde din görevlisi yetiştirme amacıyla bir pilot proje gündemde. Almanya ilk kez, İslami cemaatlerle işbirliği içinde kurulacak ‘İslam Koleji’ adlı pilot projeye 2020 yılı bütçesinden mali kaynak ayırmayı planlıyor. Projeye DİTİB, Milli Görüş gibi cemaatler “İmam eğitimi devletin değil, cemaatin vazifesi” gerekçesiyle mesafeli yaklaşıyor. DİTİB Dış İlişkiler Müdürü Zekeriya Altuğ, hem kendi projeleri hakkında hem de ‘İslam Koleji’ projesi hakkında Hürriyet’e konuştu.
DİTİB’in Almanya’da Almanca bilen din görevlisi yetiştirme projesi nedir?
Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının değişiyor olmasını dikkate alarak, ileriye yönelik şimdiye kadarki kalitede din görevlisi yetiştirmek istiyoruz. Camilerimizde artık her milletten insanlar hizmet alıyor. İmamların burada eğitilmesi ihtiyacını yıllar öncesinde fark ettik. Buna göre hazırlık yaptık. Bu hazırlıklar tamamlanmak üzere. Ocak ayının ilk haftasında eğitimi resmen başlatmayı planlıyoruz. Din görevlisi eğitimi projemiz aslında 2006’da başladığımız uluslararası ilahiyat projesinin ikinci aşaması. Önce üniversitelerde ilahiyatçılarımızı yetiştirdik, şimdi dez mezunlarımız arasında mesleki eğitim boyutuna geçiyoruz. Bu projeyle Türkiye’den ve Almanya’dan mevcut ilahiyat mezunlarımızı din görevlisi olarak yetiştirmiş olacağız.
‘25 ÖĞRENCİYLE BAŞLAYACAĞIZ’
Bu eğitimi nerede ve nasıl vereceksiniz?
Bu bir uygulamalı meslek eğitimi olacak. İlahiyat mezunlarımızın çoğu, özellikle bizim tarafımızdan uluslararası ilahiyat programı çerçevesinde eğitilenler, beş yıllık bir üniversite eğitiminden geçti. Şimdi meslek eğitimi boyutu kısmı kaldı. Bu da iki yıllık bir süre öngörüyor. Köln’e yaklaşık 80 km uzaklıktaki Dahlem’de bir eğitim merkezimiz var. Bu merkez genişletiliyor. Genç din görevlisi adaylarımız burada iki yıl uygulamalı meslek eğitiminden geçecek. Eğitim merkezinde aldıkları teorik ders ve bilgileri camilerde uygulama imkânı bularak tecrübelerini artıracaklar.
İlk aşamada ne kadar öğrenci alınacak?
İlk grubu 25 öğrenciyle başlatacağız. Hemen ardından diğer gruplar gelecek. Hedefimiz, imkânlarımız dahilinde her yıl 60 ila 80 arasında din görevlisi yetiştirmek.
‘KENDİ KRİTERLERİMİZ VAR’
Almanya bu projeye maddi kaynak sağlayacak mı?
Hayır. Bizim şu ana kadar böyle bir girişimimiz olmadı. Çünkü din görevlisi eğitimi, bir dini cemaatin en öz ve çekirdek alanını kapsıyor. Almanya’nın anayasal yapısı gereği devletin böyle bir faaliyete destek vermesi uygun değil. Hedefimiz, bütün maliyeti kendi öz kaynaklarımızdan sağlamak.
DİTİB’in bu projesine paralel olarak Osnabrück Üniversitesi’nde de din görevlisi yetiştirmek amacıyla bir pilot proje gündemde. Bu projeye Almanya İçişleri Bakanlığı mali kaynak sunacak. DİTİB’in bu projeye yaklaşımı nasıl? Bu projeye dahil olmanız için davet aldınız mı?
DİTİB’le bu konuda görüşmeler oldu. Biz Almanya’nın en büyük dini cemaatiyiz. Din görevlisi ve eğitimi hususunda çok farklı bir kalite beklentisi ve anlayışımız var. Bu kalite, bizim marka değerimiz. Bu nedenle din hizmetini kendi kriterler ve kalite anlayışımız içinde şekillendirmek istiyoruz. Din eğitiminde kaliteden taviz verme taraftarı olmadığımız için birkaç yıldır kendi konseptimizi geliştiriyorduk. Bu nedenle başka bir projenin içinde bulunma ihtiyacı hissetmedik.
‘NET OLMAYAN ŞEYLER VAR’
Bu projeye Almanya’nın kaynak sağlamasından dolayı endişeleriniz mi var?
Bu projeyle ilgili haberlere baktığımızda henüz net olmayan şeyler görüyoruz. Bu projenin içinde kimler olacağı, kimlere yönelik olacağı konusunda farklı ifadeler var. Ancak devletin buraya para aktarmak istediğine yönelik beyanlar mevcut. Bu tür projelerde devlet müdahil oluyor veya devlet bazı dini akımlara destek veriyor görüntüsü, Almanya’nın seküler yapısı ve anayasasını ihlal edici bir durumdur. Bu da toplumsal olarak problemli bir mesaj vermektedir.
Biz böyle bir proje içinde bulunmayı uygun görmüyoruz. Öte yanda kurumsal olarak din görevlisi eğitimini kendileri veremeyecek dini kuruluşlar var. Bunu da dikkate almak lazım. Bunlar böyle bir işbirliği içine girmek isterlerse, onlara karışmayız. Bununla birlikte bizim din görevlisi eğitimimiz başka kuruluşlara da açık.