Güncelleme Tarihi:
KESİCİ, 12 yıl önce Almanya’nın Dresden Eyalet Mahkemesi’nde ırkçı bir saldırgan tarafından duruşma esnasında öldürülen Mısırlı Marwa el-Sherbini’nin vefat yıl dönümü sebebiyle 1 Temmuz’da düzenlenen ‘Müslüman Karşıtı Irkçılıkla Mücadele Günü’ dolayısıyla AA muhabirine açıklamalarda bulundu. El-Sherbini öldürülmeden önce Almanya’da İslam düşmanlığının varlığını kaydettiklerini dile getiren Kesici, ancak siyasetçilerin ülkede İslam düşmanlığının olmadığını ve bunu yabancı düşmanlığının bir türü olarak gördüklerini anlattı: “Merwa el-Sherbini’nin katledilmesiyle insanlar, Almanya’da İslam düşmanlığının olduğunu ve bunun üzerine konuşulması gerektiği kanaatine vardı. Ondan dolayı çok özel bir tarih. Müslümanlar açısından unutulmaması gereken bir tarih. Almanya’da 1 Temmuz ‘Müslüman Karşıtı Irkçılıkla Mücadele Günü’ ilan edildi. Bu çok önemli. Çünkü ilk defa Almanya, dininden dolayı bir kişinin katledildiğini kabul ediyor. Bundan dolayı bir şeyler yapılması kanaatine varıyor. Biz Müslümanlar, bunu hatırımızda bulundurmamız gerekiyor ve bugünü iyi bir şekilde kullanarak mevcut İslam ve Müslüman düşmanlığına işaret etmemiz gerekiyor. Ancak Müslümanlar bugünü gerektiği gibi anmıyor. Merwa el-Sherbini katliamından sonra İslam düşmanlığı her yıl biraz daha artıyor, dozu da artıyor. Siyasetçiler, buna karşı yeterince yoğun mücadele vermiyor. Her ne kadar ülkede aşırı sağcılıkla mücadele konusunda bir komisyon kurulsa da siyasetçiler bunu ciddiye almadı. Bir olay olduğunda hatayı daima Müslümanlarda görmeye çalıştılar.”
‘CİDDİ BİR ÇALIŞMA YOK’
Kesici, son olarak Kanada’da meydana gelen İslamofobik saldırının Avrupa’da gündeme gelmediğine işaret ederek, şunları söyledi: “Başka ülkelere bakmaya gerek yok. Almanya’da da yeterince İslam düşmanlığı veya Müslümanlara karşı şiddet var. Bunu Alman toplumu da fark etmiyor. Hatta camilerimize, ibadethanelerimize ve başörtülü kadınlara karşı şiddetin polis tarafından da kaydedilip artmasının görülmesine rağmen Alman toplumunda konuşulmuyor. Bu da şunu gösteriyor; Müslümanlar burada çok da ciddiye alınmıyor. Herhangi başka bir ırka veya başka dine mensup kişilere karşı bu olaylar olmuş olsaydı, çok daha büyük toplumsal karşılık bulurdu. Hükümetin bu konuda ‘bir şeyler’ yapmaya çalıştığını görüyoruz. Ancak çok ciddi bir çalışma olmadığını da görüyoruz. Çünkü hükümet içerisinde bazı kesimlerin buna destek verdiğini, siyasetçilerle de konuştuğumuzda siyasete ve hükümete yansımadığını fark ediyoruz. Milletvekilleriyle konuştuğumuzda, ‘Biz bu konuları gündeme aldığımızda kendi partimiz içerisinde bile çok büyük itirazlar geliyor, yalnız bırakılıyoruz ve müthiş bir şekilde bize karşı da mücadele ediyorlar’ şeklinde söylemlerde bulunmaktalar. Bu da bunun toplumsal bir karşılığı olmadığını gösteriyor.”
Kesici, siyasetçilerden gerçekleri yansıtıp, Müslümanlara sahip çıkmalarını istediklerini vurgulayarak, ülkedeki politikacılardan İslam düşmanlığına karşı tek vücut olarak mücadele edilmesini ve Müslümanların da toplumun bir parçası olduğunu anlamalarını beklediğini kaydetti.
İSLAM KARŞITI SUÇLARDA ARTIŞ OLDU
Almanya İçişleri Bakanlığı ve Federal Kriminal Dairesi (BKA) tarafından hazırlanan Siyasi Suçlar Raporu’na göre, ülkede 2020’de işlenen ‘İslam düşmanı’ suçlar, bir yıl öncesine göre yüzde 8 arttı. 2020’de toplam 1026 ‘İslam düşmanı’ suç kayda geçerken, bu sayı 2019’da 950, 2018’de 910 ve 2017’de 1075 olarak tespit edildi. 2020’de camilere yönelik 103, kiliselere yönelik 100, sinagoglara yönelik 24 saldırı gerçekleşti. Aynı yıl ‘yabancı düşmanı’ suçlarda 2019’a göre yüzde 19.1 artış kaydedildi. 2019’da 7 bin 318 olarak kayda geçen ‘yabancı düşmanı’ suçlar 2020’de 8 bin 706’ya yükseldi. Bu sayı 2018’de 7 bin 701, 2017’de de 6 bin 434 olarak belirtilmişti.