İslam düşmanlığı yükselişte

BU yıl şubat ayında Berlin’in Marzahn kesiminde kimliği bir türlü belirlenemeyen bir şahıs, 15 ve 16 yaşlarındaki Suriyeli iki kız öğrenciye gündüz vakti sokak ortasında ırkçı hakaretlerde bulunuyor ve küfür ediyor. 
Hızını alamamış olmalı ki, tekme tokat ikisine de saldırıyor.
Suriyeli kız öğrencilerin tek ‘suçu!’ başörtülü olmaları.
Aynı günlerde Berlin’in Neukölln ilçesinde başörtülü 12 yaşında bir kız çocuğuna yaşlıca bir Alman kadın önce hakaretler yağdırıyor.
Sonra da başörtüsünü almaya çalışıyor.
Saçlarından çekiyor.
Daha da ileri giderek içi kan dolu enjektörü suçsuz, günahsız kız çocuğuna batırmaya çalışıyor.
Yaralanan kız çocuğu hastaneye kaldırılarak ayakta tedavi görüyor.
Saldırgan kadın ise kayıplara karışıyor.
Aynı günlerde Berlin’in Hallersdorf kesiminde 3 Alman genci, 12 yaşındaki bir erkek çocuğuna “Yabancı mısın?” diye soruyor.
“Evet” yanıtı veren çoçuğu iki saldırgan tutarken diğeri yumrukluyor.
Yere yığılan yaralı çocuğu tekmeleyen saldırganlar olay yerinden uzaklaşıyor.
Polis sonradan devreye girdiği halde, saldırganların izine rastlanamıyor.
Mart ayında da yine Berlin’in Neukölln ilçesinde 41 yaşındaki başörtülü hamile bir kadın, köpeğini gezdiren orta yaşlı bir Alman erkek tarafından saldırıya uğruyor.
Hamile kadının karnına defalarca yumruk atan saldırgan, olay yerinden uzaklaşıp gidiyor ve bir türlü izine rastlanamıyor.
Yaralanan başörtülü kadın hastanede ayakta tedavi görüyor.
*
İşte sadece Berlin’den Müslüman düşmanı motifli birkaç örnek saldırı.
Almanya’nın her kesiminde benzer olaylar hep yaşanıyor maalesef.
Avrupa’nın diğer ülkelerinde de.
Özellikle de Fransa, İngiltere gibi ‘demokrasinin beşiği!’ olarak bilinen ülkelerde.
Hollanda’da, Belçika’da, Danimarka’da, Avusturya’da, İsveç’te de.
Federal Kriminal Dairesi’nin (BKA) verilerine göre 2017 yılında Almanya’da İslam düşmanı motifli bin 75 suç işlenmiştir.
Bu rakam 2018 yılında 910’a düşse de bu yılın ortalarına kadar İslam düşmanı motifli suç sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20’ye yakın artış göstermiştir.
Bu suçlar arasında adam yaralamalar, camilere saldırılar ve tehditler de vardır.
Bu suçların büyük bir bölümü aşırı sağcılar ve sağ popülistler tarafından işlenmiştir.
Aynı durum ırkçı ve yabancı düşmanı motifli suçlar için de geçerlidir.
BKA’nın verilerine göre geçen yıl Almanya’da yabancı düşmanı motifli 7 bin 700’e yakın suç işlenmiştir.
Bu oran bir yıl öncesine göre yüzde 20 daha fazladır.
Bu suçların çok büyük bir bölümünde de aşırı sağcılar ile sağ popülistlerin parmağı vardır.
*
25 yıldır bu alanda çalışmalar yapan Erfurt Üniversitesi Medya Sistemleri ve Komünikasyon Kültürü Analizi Kıyaslaması Profesörü Kai Hafez’e göre, Almanların yüzde 50’ye yakını İslam düşmanı eğilimlidir.
Hatta bu oran eski Doğu Almanya sınırları içinde oluşturulan yeni eyaletlerden Thüringen ve Saksonya’da yüzde 70’e ulaşmaktadır.
Leipzig Üniversitesi’nin geçen yılın sonlarına doğru açıkladığı bir araştırmaya göre, Almanya’nın doğusunda yaşayanların yüzde 31’i, batısındakilerin de yüzde 24’ü yabancı düşmanıdır.
Bu veriler gerçekten tedirgin edicidir.
“Almanya’da artan Yahudi düşmanlığına karşı mücadele için haklı olarak federal hükümetin antisemitizm sorumlusu’ var” diyen okuyucularımız var.
“Almanya’da İslam ve Müslüman düşmanlığı her geçen gün artmaktadır. Federal hükümetin İslam düşmanlığına karşı mücadele sorumlusu neden yok?” diye soran okuyucularımız var.
“Türk çatı örgütleri bu konuda niye sessiz? Neden bir araya gelip de federal hükümet nezdinde girişimde bulunmuyorlar?” diye sitem eden okuyucularımız var.
“Yoksa yeni ‘Solingen’ler, ‘Mölln’ler yaşanmasını, 5 yıl süren ve adeta fiyaskoyla biten duruşmalardan sonra Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) teröristlerinin yeniden Türkleri hedef almalarını mı bekliyorlar?” diye soruyorlar okuyucularımız.
Tabii biz de...