Güncelleme Tarihi:
CDU Kuzey Ren Vestfalya Uyum Müsteşarı Serap Güler: 12 yılda daha ileride olmamızı arzu ederdim, ama okullarda Almanca İslam din dersi, bu 12 yıl içinde oluşup gelişti. O nedenle İslam Konferansı’nın katkısı da küçümsenemez. Almanya’da 6 ünivresitede İslam fakültesi kürsüsü açıldı. Bu da İslam Konferansı’nın bir ürünü. Beklentim bir ‘Alman İslamı’nın oluşması. Bunun gerçekleşmesi için yurt dışından gelen imam sayısının azalması, burada yetişen imam sayısının artması lazım. İmamların burada yetişen genç kuşağı anlayabilmesi lazım. Bu da burada yetişen imamlarla mümkün. Burada yapılan camilerin çoğu cemaatten toplanan paralarla inşa edildi. Yurt dışından destek gelmedi. O nedenle bu cemaat kendi imamlarını da yetiştirme ve maaşlarını karşılama gücüne sahip demektir.
‘Alman İslamı’ndan kastım şu; Türkiye’de yaşanan İslamla Endonezya’da yaşanan İslam arasında fark var. Kültürlere göre değişiklik arz eder. O nedenle burada yaşayan Müslümanlar da ‘Alman İslamı’nı geliştirmeli. İslam’ın Almanya’ya ait olup olmadığı tartışması artık zamanı geçmiş bir tartışma.
ALMANYA KARŞILAMALI
Türkiye Uyum Araştırmaları Merkezi (TAM) Başkanı Prof. Halil Uslucan: İmamlararın burada yetiştirilmesi talebi haklı bir talep. Yabancı ülkelerden gelen imamlar Almanya’daki Müslümanların gerçek ihtiyacını bilemiyor. Cemaati burası değil. Birçoğu Almanca bilmiyor. Cemaatle Alman toplumu arasında köprü kurma işlevini yerine getiremiyor. Uzun vadede imamların burada yetiştirilmesi gerekir. Bu söylem sadece Bakan Seehofer’ın değil, buradaki İslam cemaatleri de bundan yana. Ama bunun finansmanını kim karşılayacak. Bize göre Almanya’nın karşılaması gerekir. Yurt dışından karşılanması durumunda o ülke ister istemez etkili olur.”
Münih İslam Forumu Başkanı Benjamin İdriz: İslam Konferansı’nın 12 yılda geldiği noktadan memnun olduğumu ifade edemem, ancak bu yeni dönemdeki İslam Konferansı’nı bir açıdan olumlu değerlendirmek gerekir. Müslüman cemaatin çok geniş bir yelpazesini temsil ediyor. Çok farklı dini cemaatler, dernekler ve İslam anlayışını temsil eden şahıslar katılıyor. Müslümanların ve devletin böyle bir diyaloğa ihtiyacı var. İslam Konferansı şunu da gösteriyor, devlet davet edince bütün Müslüman teşkilatlar katılıyor. Ama Müslüman teşkilatlar kendi meselelerini masaya yatıracak büyük bir ortak konferans düzenleyemiyorlar.
Bu konferans bizim bir araya gelmemiz için örnek teşkil edebilir. Ben bu konferanstan şu mesajın çıkmasını bekliyorum; Bundan sonra İslam’ın Almanya’ya ait olup olmadığı sorusu tartışılmasın. Bu konferans başlı başına açıkça şunu gösteriyor ki, İslam bu devletin, bu ülkenin ayrılmaz bir parçası. Devletin girişimiyle böyle bir konferans düzenlenmesi de bunu gösteriyor. İslam geçmişte bu ülkenin kültürünü etkilememiş olabilir. Ama biz geçmişi değil, geleceği konuşuyoruz. Şimdi ve gelecekte İslam Almanya’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Almanya’da yaşayan Müslümanların artık kendi ayakları üzerinde durmaları gerekir. İmamların burada yetiştirilmesi lazım. Ama Almanya’nın da maddi desteği gerekir.
Almanya Müslümanları Koordinasyon Kurulu Sözcüsü Erol Pürlü: “İslam Almanya’ya ait mi, değil mi?” sorusu yıllardır Almanya’da tartışma konusu. Bir taraf, “İslam Almanya’ya aittir” derken, diğer taraf, “İslam değil, Müslümanlar Almanya’ya aittir” diyor. Bir insan buranın bir parçasıysa, dini de buranın bir parçasıdır. Ayrıca İslam medeniyetinin Avrupa medeniyetinin gelişmesinde katkısı olmuştur. Matematikte, fizikte. İbn-i Sina gibi düşünürlerin görüşleri Avrupa’yı etkilemiştir. İçişleri Bakanı’nın, İslam’ın Almanya’ya ait olduğu yönünde açıkça mesaj vermesini bekliyoruz. İslam Kültür Merkezleri olarak biz imamlarımızı burada yetiştiriyoruz. İmamların burada yetişmesi güzel bir şey. Ama bunu dini cemaatlerle birlikte görüşerek çözmek gerekir. “Bunu yapın” talimatıyla değil. Dini cemaatlerin Almanya’da kabul edilmesi lazım, muhatap alınması lazım. İslam cemaatlerinin dini cemaat olarak tanınması süreci çok yavaş gidiyor, ama öte yandan imamların burada yetiştirilmesi isteniyor.
CDU’lu politikacı Necdet Savural: Konferansın böyle geniş çapta yapılması çok olumlu. Biz artık buralıyız. Ben 50 senedir Almanya’dayım. Başlangıçta fabrikaların bodrumlarında namaz kıldık. Ama gelişmeler yanlış bir yöne girdi. Bizim camilerimiz dışarıdan etki altına girmeye başladı. Bunun önüne geçmeliyiz. “İslam Almanya’ya ait değildir” sözü yanlıştır. İslam artık Almanya’nın bir parçası. Gelinen noktadan memnun değilim.