Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da camilere saldırıların devam ettiği bir sırada yeni göreve başlayan İçişleri Bakanı Horst Seehofer’in “İslam Almanya’ya ait değildir” sözü yoğun tepki yarattı.
Konu başkent Berlin’de İsveç Başbakanı Stefan Löfven’i kabul eden Şansölye Merkel’in ortak basın toplantısında gündeme geldi. Şansölye Merkel, “Almanya çok güçlü biçimde Hıristiyan kültürüyle şekillenmiştir. Ama bugün Almanya’da 4 milyon Müslüman yaşamaktadır. Müslümanlar Almanya’ya aittir ama onların dini İslam da Almanya’ya aittir” dedi.
Yeni İçişleri Bakanı Seehofer söylemiyle hükümette yalnız kaldı.
HERKES KINIYOR
Hükümetin basın toplantısında da hükümet sözcüsü Steffen Seibert, camilere saldırılar ve İçişleri Bakanı’nın söylemiyle ilgili soru yağmuruna tutuldu. Seibert, Hürriyet Gazetesi’nin “İçişleri Bakanı’nın ‘İslam Almanya’ya ait değil’ sözü, Merkel’in sözlerine ters düşmüyor mu? Yoksa Merkel’in bu konudaki görüşünde bir değişiklik mi var” sorusuna şu cevabı verdi:
“Bir kere şu çok açıklığa kavuşsun. Hükümetin tamamı camilere saldırıları kınıyor. Buna asla müsamaha gösterilmeyeceği, hükümetin her üyesi için tartışma götürmez. Asıl sorunuza gelince, Almanya tarihi olarak elbette Hıristiyan ve Yahudi kültürüyle şekillendi. Ama bu arada Almanya’da milyonlarca Müslüman yaşıyor. Bizim değerler ve hukuk düzenimizin temeline göre bu insanların dini olan İslam da Almanya’ya aittir. Bizim hükümetimizin politikası bu. Önceki hükümet de bunu yaptı. Bu insanlar bu siyasetin merkezindeler. Anayasanın öngördüğü gibi her vatandaş inanç özgürlüğünden yararlanır. Her din saygı görür. Hükümetin yaklaşımı budur.”
BAKANIN KENDİ FİKRİ
İçişleri Bakanlığı sözcüsü Johannes Dimroth, bunun bakanın fikri olduğunu, hükümetin yeni bir politikası olmadığını söyledi. Sözcü, “Bu bir fikir. Kesinlikle siyaset değişikliği anlamına gelmiyor” dedi.
Yeni Uyumu Bakanı Annette Widmann Mauz ise “Bu tür sözler bizi ileri götürmez” tepkisini gösterdi.
CDU Genel Sekreteri Annegret Kramp Karrenbauer de, “Bizim koalisyon sözleşmesinin hedefi toplumumuzun birlik ve beraberliğini güçlendirmek. Anayasa temelinde inanç özgürlüğü Almanya’ya aittir. Müslümanlar nasıl Almanya’ya aitse, İslam da buraya aittir” dedi.
CDU Yönetim Kurulu üyesi Serap Güler, “Seehofer’in yeni İçişleri ve Yurtbakanı olarak, bütünleştirme yerine bölmesi üzücü” diye konuştu.
Eski Uyum Bakanı Aydan Özoğuz, “Camiler yanarken ve Müslümanlar saldırıya uğrarken, böyle bir söz tesadüf olmasa gerek” açıklamasını yaptı.
Seehofer’e dolaylı destek veren AfD’li Beatrix von Storch, “Horst Seehofer AfD parti programını okuyor” sözleriyle memnuniyetini dile getirdi.
BAVYERA SEÇİMİNİ DÜŞÜNMÜŞ OLABİLİR
SPD Federal Meclis Grubu Başkanı Andrea Nahles, Alman Anayasası’nın 4. maddesinde din özgürlüğünün yer aldığına işaret ederek, Seehofer'in söylemine tepki gösterdi. İslam'ın Almanya'ya ait olup olmadığına ilişkin tartışmanın Hıristiyan Birlik partilerinde 8 yıldan beri sürdüğünü ancak bunun kimseyi ileriye götürmediğini söyleyen Nahles, Bavyera eyaletinde bu yıl eyalet meclisi seçimlerinin yapılacağını Seehofer'in muhtemelen bu söylemle Bavyera seçim kampanyasında puan alacağını düşündüğünü belirtti.
Almanya Adalet Bakanı Katarina Barley de İslam'ın Almanya ait olup olmadığına ilişkin tartışmayı "teorik" olarak niteleyerek, “Sorunları pratikte çözmemiz lazım" diye konuştu. Barley, ülkede birlikte yaşamanın temelini anayasanın oluşturduğunu vurguladı.
SORUNLARI BÖYLE ÇÖZEMEYİZ
Aile Bakanı Franziska Giffey de bu tartışmaların sorunları çözme konusunda yardımcı olmadığına dikkati çekerek, Almanya’da daha ziyade, birlikteliğin iyi bir şekilde düzenlenmesi ve kökenleri ne olursa olsun ülkede yaşayan insanlarla sosyal barışın tesis edilmesi gerektiğini ifade etti.
MUHALEFET DE TEPKİLİ
Seehofer’in sözlerine muhalefet partileri Yeşiller ve Sol Parti’den ve sosyal medyadan da tepki yağdı. Yeşillerli eski çevre bakanı Jürgen Trittin, Seehofer’i şöyle eleştirdi:
“CSU ölümcül politikasını devam ettiriyor ve AfD için seçim kampanyası yapıyor. Bu söz, bilinen, ‘Yabancılara karşı değilim, ama...’ söyleminin aynısı. Görevini yurdu bölmekte gören bir Yurt ve İçişleri Bakanı yanlış yerde oturuyor. Bu ülkede elbette çok sayıda Müslüman yaşıyor. Onlar burada büyüdü ve onların inancı da elbette bu ülkeye ait.”
Federal Meclis Başkan Yardımcısı Sol Partili Petra Pau, Bakan Seehofer’in sözlerini “Saçma” olarak niteledi ve şöyle dedi: “Burda Müslüman inanca sahip insanlar bütünüyle Almanya’ya aittir. İçişleri Bakanının göreve başlar başlamaz, bu konuyu ateşlemesi bir sorumsuzluk ve bir saçmalık.”
MERKEL, SALDIRILARI KINADI
Merkel’in sözcüsü Seibert, son zamanlarda camilerde yapılan saldırılarla ilgili olarak şunları söyledi: “Kimin tarafından olursa olsun, saldırıları kınıyoruz. Anayasamızın 4’üncü maddesi inanç özgürlüğünü güvence altına alıyor. Burada herhangi bir ayrım yok. Saldırı bir kiliseye mi, bir sinagoga mı yoksa camiye mi, hiçbir ayrım yapmayız. Bu tür saldırılar asla haklı gösterilemez ve bunlar iğrenç olaylardır. Saldırganlar ortaya çıkarılıp yargılanmalıdır. Başbakan, saldırıya uğrayan cami cemaati ile dayanışma içindedir. Bir kez daha açıklıkla söyleyeyim: Hükümet olarak bu saldırılara, nereden gelirse gelsin, asla müsamaha gösterilmeyecektir.”
İÇİŞLERİ BAKANI DA KINADI
İçişleri Bakanlığı sözcüsü Johannes Dimroth, Bakan Seehofer’in camilere yönelik saldırıları şiddetle kınadığını söyledi. Dimroth, “Seehofer de bu saldırıları en sert biçimde kınıyor. Saldırılara karşı sıfır hoşgörüyü İçişleri Bakanı çok açık dile getirdi” dedi.
Bakanlık sözcüsü Dimroth, “İçişleri Bakanı İslam Almanya’ya ait değildir” dediği söyleşide, camilere saldırıları kınamıyor ama ‘Müslümanlar bizimle yaşamak zorunda, bizim yanıbaşımızda veya bize karşı değil’ diyor. Bu sözleri nasıl anlamak gerekir” sorusuna, İçişleri Bakanı’nın kendisine basın toplantısına gelirken, saldırıları şiddetle kınadığını çok açık bir biçimde söylemesini istediğini vurguladı.