İskay markasıyla devler arasına girdi

* * *

Bunlara bakarken sinema eleştirmenleri tarafından gelmiş geçmiş en iyi basketbol filmi olarak kabul edilen 1986 yapımı ABD filmi 'Hoosiers - The Best Shot' filminin posterini hatırladım. Basketbol koçunu canlandıran Gene Hackmann elinde basketbol topuyla neredeyse tüm afişi kaplıyor. Sporun ruhunu mükemmel canlandıran ve konusu gerçek hayattan alınan filmde bir lise takımı ABD şampiyonu olur. Filmin hafızalara kazınan sahnelerinden biri şöyle; Küçük salonlarda oynayan lise takımı ABD finalinde binlerce seyirci kapasiteli salonda oynayacaktır. Oyuncuları endişe kaplar. Koç Gene Hackmann sahaya çıkıp cebinden marangozların kullandığı bir metre çıkarır ve oyuncuların şaşkınn bakışları arasında potanın yüksekliğini ölçer ve maçın kaderini belirleyen şu konuşmayı yapar 'Salonun büyüklüğü sizi yanıltmasın. İşte gördünüz. Potanın yüksekliği aynı. 3.05 metre. Sahanın ölçüleri de aynı. Siz finale gelinceye kadar nasıl oynadıysanız yine öyle oynayacak ve kazanacaksınız' diye konuşur. Ve takım finali kazanıp şampiyon olur.

* * *

İlkokulu bitirdikten sonra 1974'de Berlin'e gelen İsa Kılıç'ın başarısı da film ile paralellik gösteriyor. 1998'de AB'nin sağladığı girişimci kredisiyle bu işe atılmış. Devlerden hiç çekinmemiş. Nike, Adidas, Puma, Reebock gibi devler arasında kendine yer açmış. Molten, Adidas, Spalding ve Champion ile birlikte Alman Basketbol Federasyonu'nun resmi tedarikçisi firmalardan biri olan İskay oldukça tanınan bir marka. Çeşitli liglerdeki takımların sponsorluğunu yapıyor. Örneğin 2004 yılına kadar Nıke firması üç, Adidas iki takıma sponsorluk yaparken İskay firması Alman birinci ligindeki Hagen, Giessen, Bamberg, Braunschweig basket takımlarının sponsorluğunu üstlenmiş. Bamberg İskay formalarıyla oynayıp şampiyon olmuş. Alman, Avusturya, Lüksemburg ve Türkiye'de hakemler Iskay'ın ürettiği formaları giymiş. Hırvatistan ve Moğolistan İskay'dan başka firmadan forma almıyor.

* * *

İsa Kılıç, porofesyonel basketbolcu olmak istemiş. Bunu ona Giresun'daki ilkokul öğretmeni Mustafa Ateş aşılamış. Mustafa öğretmen bir demirciye yaptırıp astığı demir çember ve futbol topuyla çocuklara basketbol sevgisi aşılamış.

* * *

Asıl mesleği oto tamirciliği olan Kılıç, üç yıl bu dalda çalışmış. Daha sonra bir oto yedek parça firmasına geçip müdürlüğe kadar yükselmiş. 'O dönem Türkiye'ye parça götüren Türklere o kadar oto parçası satıyordukki patron firmanın adını Auto İsa diye değiştirdi. Türk gazetelerine çarşaf çarşaf ilanlar veriyorduk. Tüm Avrupa'ya mal yetiştiremiyorduk' diyen Kılıç, daha sonra da şimdiki işini kurar.

* * *

Şu sıralar basketbolun yanısıra futbol, hentbol, voleybol, buzhokeyi, atletizm gibi sporlara da malzeme tedarikine başlayan İsa Kılıç, tekstil malzemelerini Türkiye'de özel olarak ürettiriyor. Ürünleri Alman çevreci 'Öko-Test-Siegel' damgası taşıyor. Ancak Kılıç, 'Taklitçilikten, korsan üretimdem şikayetçiyim. Türkiye'de hemen taklit ediliyor. Bununla ciddi mücadele şart. Sadece firmanın kendisinin mücadele etmesi yetmiyor. Resmi makamların da harekete geçmesi gerek. Ben bu yüzden üretimimi başka bir ülkeye taşımayı planlıyorum. Marka yaratmak kolay olmuyor. Taklitçilik hem markaya hem de bence ülke ekonomisine zarar veriyor. Çünkü taklitçi belki para kazanıyor ama olan uzun vadede ülkeye oluyor. Türk malı imajı zedeleniyor. Herşey de taklit şüphesi doğuyor' diye konuşuyor.

İkinci bir konu olarak da Türkiye'de üretim maliyetlerinin de giderek arttığına dikkat çeken Kılıç, 'Türkiye'de pahalı üretim rekabete büyük engel. Bu da çok önemli' diyor.

* * *

İşyerinde meslek eğitimi de veren ve bu yüzden Berlin Sanayi ve Ticaret Odası tarafından takdir plaketi ile ödüllendirilen Kılıç'ın üç çocuğu da Berlin'deki çeşitli takımlarda basketbol oynuyor. 19 yaşındaki kızı üçüncü ligde oynuyor. Oğlu Ozan Kayahan Türk yildız milli takımı kampına çağrılmış. Yani Kılıç ailesi basketbol ile yatıp kalkıyor.