Güncelleme Tarihi:
Suriye ile Irak'taki ilerleyişi ve bünyesindeki "yabancı savaşçılar" nedeniyle uluslararası açıdan ciddi güvenlik tehdidi oluşturan terör örgütü IŞİD'e karşı Avrupa ülkelerinde yeni önlemler alınmaya başlandı.
Avrupa ülkelerinin aldığı önlemler, büyük ölçüde kendi topraklarında IŞİD kaynaklı olası bir terör saldırısının yaşanmasını önlemeyi ve örgütün "savaşçı" toplamasının önüne geçmeyi amaçlıyor.
İNGİLTERE
IŞİD'le mücadele konusuna özel önem veren ve bu konuda ilk adımları atan ülkeler arasında yer alan İngiltere'den yaklaşık 500 kişinin örgütü katılmak için Suriye'ye ve Irak'a gittiği tahmin edilirken İngiliz hükümeti, bu tür seyahatleri önlemek için yasal yollara başvurmaya başladı.
İngiltere Başbakanı David Cameron, kısa süre önce yaptığı açıklamada, yurt dışına seyahat eden bir kişiden şüphelenilmesi halinde o kişinin pasaportuna el koyulabilmesi için polise geçici yetki verilmesini istediklerini ve bu yetkiliyle ilgili yasal düzenlemeye gidileceğini söylemişti. Cameron, İngiltere'ye dönmek isteyen terör şüphelilerinin engellenmesi konusunun da partiler arasında görüşüleceğini kaydetmişti.
İngiltere'de içişleri bakanı, mevcut yasal düzenlemeler kapsamında, pasaport verilmesini reddetme ve ulusal güvenliği tehdit eden bir durum ya da sahte pasaport kullanımı durumunda da belgeyi iptal etme yetkisine sahip.
Yeni önlemler kapsamında sınırdaki polise daha fazla yasal yetki verilerek, hızlı karar alınması sağlanacak. Bu çerçevede polis, şüpheli gördüğü kişilerin pasaportlarına 30 gün süreyle el koyma yetkisiyle donatılacak, aynı zamanda kişileri sorgulayabilecek.
hükumetin terör tehdidi konularında "sert, zeki, sabırlı ve kapsayıcı bir yaklaşım izlediğini" belirten Cameron, terörle mücadele çalışmaları kapsamında havayollarından yolcu listelerini kendilerine teslim etmelerinin isteneceğini, işbirliğine gitmeyen havayollarının uçaklarının İngiltere'ye inemeyeceğini açıklamıştı. Yeni önlemler listesinde mevcut terör tehdidini önleme ve soruşturma tedbirlerinin genişletilmesi de yer alıyor.
İngiltere, IŞİD bağlantılı son gelişmeler ışığında uluslararası terör tehdidi seviyesini geçen ay bir basamak artırarak "çok ciddi" düzeyine yükseltilmişti. En üst tehdidin bir altındaki "çok ciddi" seviyesi, "büyük olasılıkla" saldırı düzenleneceği anlamına geliyor.
IŞİD'e yönelik ABD liderliğindeki hava operasyonuna başlamasının ve örgütün yaptığı tehditkar açıklamaların ardından özellikle Londra'daki metro istasyonlarında çok sayıda polisin görevlendirilmesi dikkati çekiyor.
FRANSA
ABD'nin yanı sıra IŞİD'e yönelik hava operasyonlarında aktif rol üstlenmeye başlayan Fransa, yeni terörle mücadele yasası çıkarttı. hükumetin hazırladığı, Fransız gençlerin Suriye ve Irak gibi yerlere savaşmaya gitmesini engellemeyi amaçlayan yeni yasaya göre, savaş bölgelerine gitmek isteyenlerin yurt dışına çıkışlarına geçici yasak getirilebilecek. Bu yasak, gerekli görülmesi halinde 6 aya kadar uzatılabilecek.
Gelen ihbarlar sonucu yaklaşık 70 kişinin yurt dışına savaşmak için gitmesinin engellendiğini açıklayan İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve, Fransa'da bütün illerin valilerine gönderdiği talimatta terör tehdidi konusunda en üst düzeyde tedbir alınmasını talep etti.
Dışişleri Bakanlığı da Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Sahra bölgesindeki yaklaşık 30 ülkede yaşayan vatandaşlarının ve bu bölgelere gideceklerin çok dikkatli olmasını istedi. Dışişleri Bakanı Laurent Fabius'un talimatı ile yayınlanan genelgede, söz konusu ülkelerde yaşayan vatandaşların derhal Fransa temsilcilikleriyle temasa geçmesi istendi.
ALMANYA
Hava operasyonlarına aktif destek vermeyen Almanya'da da IŞİD'e karşı çeşitli önlemlerin alınması tartışılıyor.
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere bu ay içinde aldığı kararla IŞİD'in ülkedeki tüm faaliyetlerini ve bu örgütün simgelerinin kullanılmasını yasaklarken, Almanya'da söz konusu terör örgütüne katılımları engellemek ve ülkede muhtemel saldırının önüne geçmek amacıyla çeşitli seçenekler değerlendiriliyor.
IŞİD için propaganda yapmak, her türlü destekleyici faaliyette bulunmak, örgüt için para ve malzeme, özellikle de savaş için adam toplamak da yasaklanarak suç kapsamına alındı.
Maiziere, "IŞİD, Almanya'nın kamu güvenliği için de bir tehdittir" ifadesini kullanırken bazı siyasetçiler bu örgüte katılanlara yönelik caydırıcı önlemlerin alınmasını talep ediyor. Bu konuda federal hükümetin ve eyalet hükümetlerinin önemler paketi hazırlığı içinde olduğu belirtiliyor.
Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Thomas Strobl, yasaların ağırlaştırılmasını isteyerek, "IŞİD'e karşı sertlikle hareket edilmesi ve yasal olarak mümkün olanın sınırına gidilmesi lazım" dedi. Strobl'ın yanı sıra bazı siyasetçiler de Alman pasaportuna sahip olan IŞİD üyesi destekçilerinin vatandaşlığının iptal edilmesini talep ediyor.
Bu talebe destek veren Federal Meclis İçişleri Komisyonu Başkanı Wolfgang Bosbach, söz konusu terör örgütü üyelerinin Alman vatandaşlığının iptal edilmesinin caydırıcı etkisi olacağını savundu. Bosbach, Alman vatandaşı olmayan ve dini amaçları gerçekleştirmek için şiddet kullananların sınır dışı edilmesinin kolaylaştırılmasını da istedi.
Ülkenin iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın (BfV) verilerine göre, Almanya'dan 420 kişi 2012'den sonra savaşmak üzere Suriye ve Irak'a gitti. Bunların 130'nun Almanya'ya döndüğü biliniyor.
Suriye'de eğitim alarak geri dönenlerin şiddet eylemi yapmalarından korkan Alman güvenlik makamları, bu kişilerin önemli bir bölümünü 24 saat izlemeye aldı.
DANİMARKA
Danimarka iç istihbarat teşkilatına göre 100'den fazla kişinin IŞİD'e katıldığı ülkede, Ortadoğu'daki radikal örgütlere katılımı engellemek için çeşitli çalışmalar yürütülüyor.
IŞİD'e katılanların nerede olduğunu belirlemeye çalışan hükümet ve güvenlik teşkilatı, özellikle cami dernekleri ve sivil toplum kuruluşları ile irtibata geçerek önlem almaya çalışıyor.
İngiltere'deki pasaport iptali uygulamasının ardından harekete geçen Danimarka hükümeti, savaşa katılmak için yurt dışına gidenlerin oturma izinlerini iptal etmeyi gündemine alırken Adalet Bakanı Karen Haekkerup, bu kişilerden Danimarka vatandaşı olanların vatandaşlıklarını da kaybedeceğini belirterek, başka ülkelerde savaşmak için Danimarka'yı terk edenlerin bu ülkeye bir daha dönemeyeceğini söyledi.
Yasa tasarısı konusunda görüşlerini açıklayan Venstre Partisi diğer sağ partilerden aldığı destekle daha ileri giderek Suriye'ye gidişlerin yasaklanmasını, bu ülkeye hükümetin izni dışında gidenlerin 6 yıl hapisle cezalandırılmasını öngören bir teklifte bulundu.
Hükümet, Ortadoğu'daki radikal örgütlere katılımın engellenmesi için hazırlayacağı eylem planı çerçevesinde gençleri internet üzerinden organize etmeye çalışanlarla mücadeleyi de planlıyor.
AVUSTURYA
Avusturya'da IŞİD tedbirleri kapsamında henüz yasal bir değişiklik yapılmasa da İçişleri Bakanı Johanna Mikl-Leitner ile Dışişleri ve Entegrasyon Bakanı Sebastian Kurz tarafından yapılan açıklamalar ışığında alınması planlanan tedbirlerin başında IŞİD ve 18 radikal örgütün sembollerinin yasaklanması, bu örgütlerle bağlantısı olan ve çifte vatandaşlığı bulunanların vatandaşlığının iptal edilmesi yer alıyor.
Yasak sembolleri kullananlara 4 bin avro para cezası veya 1 ay hapis cezası verilmesi öngörülürken sosyal medyada IŞİD propagandasının yayınlanmasının yasaklanması da hedefleniyor.
Avusturya hükümeti, Müslüman topluma yönelik olarak bir bilgilendirme kampanyası başlatarak IŞİD'ın İslam'a ait olmadığı vurgusunu işlemeyi planlıyor.
Ülke genelinde sayıları 300'ü aşan Müslüman din dersi öğretmeninden de öğrencilerin aşırılık eğilimlerini bildirmeleri istenecek.
BALKANLAR
Bazı Balkan ülkeleri de vatandaşlarının çatışma bölgelerine gitmelerini önlemek amacıyla yasal değişiklik yapma yoluna gitti.
Balkan ülkeleri arasında bu konudaki en ciddi önlemlerin alındığı Kosova'da, ceza kanununa göre terörist gruplara katılmak, dini ve etnik çatışmalara teşvik etmek suç sayılıyor. Kosova Meclisi'nin yakın zamanda "yurt dışına savaşmak üzere gidenleri cezalandıracak" yeni bir kanunu kabul etmesi bekleniyor.
Kosova'da geçen ay yapılan polis operasyonlarında Irak ve Suriye'de IŞİD ve El Nusra saflarında savaştıkları gerekçesiyle 42 kişi gözaltına alınmış, şüphelilerin gözaltı süreleri, çıkarıldıkları mahkeme tarafından bir ay uzatılmıştı.
Bosna Hersek Ceza Kanunu'nda daha önce yapılan değişiklikle, "yabancı paramiliter gruplara katılmak ve bu tür grup kurmak" suç sayıldı. Yapılan değişiklikle, bu grupları eğitmek ve bu gruplara silah sağlamak da suç kapsamına alındı. Söz konusu suçları işleyenler hakkında 1 ila 10 yıl hapis cezası verilmesi öngörülüyor.
Makedonya'da özellikle Arnavut kökenli gençler, Kosova ve Arnavutluk'taki "liderleri" aracılığıyla ailelerinden habersiz olarak Suriye ve Irak'a gidiyor. Makedonya'daki yeni yasal düzenleme, "yabancı devletler aleyhine asker toplama" suçunu işleyenlere 5 yıl hapis cezası verilmesini öngörüyor.