Irkçılık yeşil sahalara da indi

SSV Sundern-Stockum deplasmanında da Türkiyemspor Neheim-Hüsten’in siyahi oyuncusu Mohammed Bethe’ye ırkçı taraftarlar sistematik olarak maymun sesi çıkararak hakaret ettiler.
Maçtan sonra Türkiyemspor Neheim-Hüsten’li futbolcular, tam takım olarak ellerini yumruk yapıp sosyal medyada bir fotoğraf paylaştılar ve altına da “Biz ırkçılığa karşıyız” yazdılar.
Alman 3. Lig’den birçok futbolcu da, “Biz bir timiz. Irkçılığa hayır” paylaşımıyla onlara tam destek verdi.
*
Benzer bir ırkçılık, Alman 3’üncü Ligi’ne yükselen, yani ‘Almanya’da profesyonel ligde oynayan ilk Türk takımı’ olarak spor tarihine geçmeyi garantileyen Münih Türkgücü ile Waldhof Mannheim arasında önceki hafta oynanan karşılaşmada da yaşandı.
Münih Türkgücü’nün Güney Koreli oyuncusu Yi-Young Park’a Waldhof Mannheim taraftarları ırkçı hakaretler yağdırdılar.
Hakem oyunu durdurup ırkçı hakaretlere son verilmesi için hoparlörden anons yaptırmak zorunda kaldı.
Münih Türkgücü’nün profesyonel lige yükselmesini hazmedemeyenler Türkgücü adının değiştirilmesini bile gündeme getirirken, bu hafta cuma günü yapacakları maç öncesi FSV Zwickau taraftarları ırkçılığın dozunu artırdı.
Münih Türkgücü ile FSV Zwickau maçının yapılacağı stadyumun önünde ırkçılar, ‘Türkgücü NICHT Willkommen’ (Türkgücü hoş gelmiyor) yazılı bir pankart açtılar.
FSV Zwickau yöneticileri, bu çirkin ırkçı pankart provokasyonuna sert tepki gösterdi.
*
Aslında bu Almanya’da hiç de yeni değildir.
Almanya’nın çeşitli kesimlerinde özellikle Türk takımları da, bu takımlarda oynayan çeşitli uluslardan, çok kimlikli ve çok kültürlü futbolcular da yıllardır ırkçı hakaretlere hedef olmaktadır.
Bu ırkçılığı yaşayan takımlardan biri de 1978 yılında Kreuzberg Gençler Birliği adı altında Berlin’de kurulan, 1983-1984 sezonunda BFC İzmirspor adını alan ve 1987 yılından beri de Türkiyemspor Berlin olarak yeşil sahalarda var olan Türk takımıdır.
Diğer kulüpler ve dernekler gibi ismi Türkiyemspor olsa da, Almanya’da geçerli yasalara göre kurulmuş bir Alman spor kulübüdür.
Türkiyemspor veya ‘Türkiyem’ ismi taşıyan bir takımın Berlin’deki amatör liglerde oynamasını bile sorun haline getirenler oldu bir zamanlar.
Ama sağduyu kazandı.
Türkiyemspor zamanla Berlinli Türklerin ve diğer göçmen kökenlilerin bir ‘markası’ haline geldi.
Ancak logosunda Türk bayrağı ve Berlin’in sembolü Berlin ayısı olan Türkiyemspor, özellikle deplasman maçlarında ırkçı hakaretlere hedef olmaktan bir türlü kurtulamadı.
Özellikle de eski Doğu Almanya sınırları içinde kalan yeni eyaletlerdeki deplasman maçlarında.
Chemnitz deplasmanında ırkçılar, “Almanya Almanlarındır”, “Yabancılar dışarı”, “Türkler dışarı” diye tempo tutup Türkiyemspor’a tam bir ırkçılık sergilediler.
Irkçılık olmasa da Nürnberg’de bugünlerde bir ayrımcılık yaşandı.
1. FC Nürnberg futbol kulübünün 20 Ekim’de yapılacak genel kurulunda denetim kurulu üyeliğine seçilebilmek için yarışacak 18 aday kentin en yüksek tirajlı gazetesinde tanıtıldı.
Adaylar arasında Nürnberg Metropol Bölgesi Türk Toplumu Başkanı Bülent Bayraktar da var.
Diğer adayların kulübün internet sitesindeki özgeçmişleri, yetkinlikleri, vizyonları ve seçilmeleri halinde ne yapacakları yer alırken, “Ben en aşağıdan geliyorum. ‘Misafir İşçi’ çocuğu olarak 1974 yılından beri severek Nürnbergliyim” diyen Bülent Bayraktar’ın göçmen kimliğiyle yetinildi.
Oysaki Bülent Bayraktar, “Kulübümüze âşığım. Bir yerel yurtsever ve kulüp taraftarı olarak aktif ve sürdürebilinir bir şekilde 1. FCN’in geleceğini belirlemek ve derneğin misyonlarını hayata geçirmek istiyorum. Derneğimizde ırkçılara ve antisemitlere bir milimetre bile yer olmamalı” da demişti.
“Yönetimde çok kültürlülük spor kulüplerini hem sportif hem de maddi açıdan daha başarılı kılıyor. Sıra dışı dönemlerde sıra dışı insanlara ihtiyacımız var. Takım ruhu halinde 1. FCN’i maddi başarının yanı sıra sportif başarılara taşımalıyız ve tüm taraftarları yeniden heyecanlandırarak yeniden birinci lige çıkarıp uluslararası alanda top koşturmasını sağlamalıyız” da demişti.