Irkçılık tedirginliği

Güncelleme Tarihi:

Irkçılık tedirginliği
Oluşturulma Tarihi: Şubat 07, 2011 00:00

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kısa bir süre önce yaptığı açıklamasında, Avrupa'da belirgin bir biçimde artan ırkçılıktan endişe duyduğunu belirtti ve bu tehlikeli gelişmelere karşı ciddi önlemler alınması uyarısında bulundu.

Haberin Devamı

Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, Hollanda Dışişleri Bakanı Uri Rosenthal ile yaptığı görüşmesinde, Avrupa'da adeta hortlayan ırkçılıktan duyulan endişeleri dile getirdi.
Nasyonal Sosyalizm (Naziler) döneminde Polonya'da inşa edilen ve 1,1 milyon Yahudi, Roman ve eşcinselin gaz odalarında öldürüldüğü Auschwitz ve Birkenau kamplarında incelemelerde bulunan Başmüzakereci Egemen Bağış da Avrupa'da artan ırkçılığa dikkat çekti.
Bağış, “Ne yazık ki bugün, Avrupa'da Türkiye ve Türkler, başka ve farklı olmanın etkilerini yaşıyor... Türklere gizli ya da açık, 'siz farklısınız' ve 'bizim aramızda yer alamazsınız' deniyor. Irkçı ve hastalıklı zihinlerin Avrupa Birliği felsefesini ve demokrasiyi kirletmeye hakkı yoktur” dedi.
Egemen Bağış daha da açık konuştu ve "O zaman barışın önündeki tehditleri bertaraf etmek için kurulan AB, bugün kendi değerlerini dahi özümseyemeyen, 1930'lu yılların faşist yöntemlerini kendisine örnek alan ırkçı zihinler tarafından kuşatma altına alınma tehlikesiyle karşı karşıyadır" dedi.
Hiç şüphesiz günümüzün Almanya Federal Cumhuriyeti'ni Nazi döneminin Almanya'sıyla kıyaslamak haksızlık olur.
Hatta insafsızlık...
Ancak aralarında Almanya'nın da bulunduğu Avrupa ülkelerinin çoğunda “kendilerinden olmayanlara ve kendilerinden görmediklerine” yani “ötekilere” karşı farklı bir yaklaşım sergilendiği de ortadadır.
Zaman zaman ırkçılık düzeyine varan bu olumsuz gelişmeyi, ciddi Alman ve Uluslararası Kuruluşlar tarafından yapılan kamuoyu yoklamaları da ortaya koymaktadır.
İngiltere'nin Pakistan kökenli ilk kadın Bakanı Sayeeda Warsi de ülkede İslamofobinin (İslam düşmanlığının) artmasından şikayetçidir.
Sayeeda Warsi, “yerli halkın metroyu binen Müslümanlara terörist gözüyle baktığına” işaret etmekte ve bunun endişe verici boyutlara ulaştığına dikkat çekmekte.
Aslında son dönemlerde girişilen saldırılara bakıldığına bu endişenin yersiz olmadığı kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
İşte son dönemlerdeki bazı haber başlıkları:
Fransa'da ırkçılık. Strasbourg yakınlarındaki Hoenheim'da Türklerin oturduğu iki ev kundaklandı.
Fransa'da ırkçılık. Türk kökenli öğrenciler hedef seçildi. “Congre des etudiants Turc de France” (Fransa Türk Öğrenciler kongresi) bürosu kundaklandı.
İsveç'te bir göçmene yine ateş açıldı. Şu ana kadar en az 14 göçmenlere ateş eden şahsın izine hala rastlanamadı.
Hollanda'nın Almera kentinde cami kundaklandı.
Avusturya'nın Kufstein kentinde cami kundaklandı.
Berlin'de en az 8 cami ve İslam Kültür Merkezi'ne kundaklama girişiminde bulunuldu.
Strasbourg'da (Fransa) cami yöneticilerine tehdit mektupları gönderildi.
Bunlar sadece birkaç örnek...
Cumhurbaşkanı Gül'ün, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun, Başmüzakereci Bağış'ın, İngiliz Bakan Sayeeda Warsi'nin uyarılarını ciddiye almak, onlara kulak vermek gerekir.
Bu önemlidir...
Ancak Almanya'da ve diğer Avrupa ülkelerindeki politik sorumluluk taşıyanların zaman kaybetmeden harekete geçip, gereken önlemleri alması daha önemlidir.
Çünkü “yılanın başı küçükken ezilir”...
Bu özdeyiş akıllardan çıkarılmamalıdır...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!