Irkçılık susarak engellenemez

Güncelleme Tarihi:

Irkçılık susarak engellenemez
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2018 13:09

Alman Milli Takımı’nda 92 kez forma giyen ve 23 gol atan Türk kökenli futbolcu Mesut Özil, yaşadığı ırkçılık ve Türk kökenine saygısızlık nedeniyle artık Almanya adına sahalara çıkmayacağını ilan etti.

Haberin Devamı

Irkçılık susarak engellenemez
Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyaleti’ndeki maden şehri Gelsenkirchen’de dünyaya gelen, futbola orada başlayan, annesi, Türk Milli Takımı’nda oynamasını istediği halde, adeta “Ben buralıyım” diye haykırarak Alman Milli Takımı’nı ve formasını tercih eden Mesut Özil, bu kararını sosyal medya yoluyla İngilizce kaleme alınmış bir metinle duyurdu. 

Özil, o metinde “Kendimi ırkçılık ve saygısızlığa maruz kalmış hissederken, artık Almanya’yı uluslararası düzeyde temsil edemem. Almanya formasını gurur ve heyecanla giyerdim, ama artık aynı şeyleri hissetmiyorum. Bu kararı vermek çok zordu. Çünkü her zaman takım arkadaşlarım, antrenörlerim ve Alman halkı için her şeyimi verdim. Fakat Alman Futbol Federasyonu’nun üst düzey yöneticilerinin Türk kökenime saygı göstermemeleri ve beni bir siyasi propaganda aracına dönüştürmeleri, işleri dayanılmaz noktaya getirdi” satırlarına yer verdi.
Mesut Özil’in ırkçılık hissi Almanların çoğunu küplere bindirdi.
Farklı partilerden birçok politikacı, bu yaklaşımı yüzünden Mesut Özil’i adeta topa tuttu.
Alman medyasının çok büyük bir bölümü de öyle.
Ama “Sezar’ın hakkı Sezar’a”, Mesut Özil’e sahip çıkan ve bu ülkede ırkçılık sorunu olduğuna dikkat çekip, mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen politikacılar da oldu, medya mensupları da.

Haberin Devamı

***
KRV’nin Hıristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Eyalet Başbakanı Armin Laschet, “Mesut Özil’in geldiği nokta tam bir başarı öyküsüdür. Özil, Gelsenkirchen’in bir mahallesinden harika yeteneği sayesinde bu noktaya ulaşmıştır. O, Türk kökenine rağmen Alman Milli Takımı’nı tercih eden dünya çapında bir futbolcudur. Başlangıçta Alman Milli Takımı’nı tercih ettiği için Türkler tarafından yuhalanmıştır. Birçok kişi bunları çok çabuk unutuverdi” dedi.
Aynı zamanda “Ben Mesut Özil’i hala başarılı uyumun örneği olarak görüyorum” açıklamasında da bulundu. Armin Laschet, Özil olayı sonrası sosyal medyada başlatılan MeTwo (Ben iki) hashtag’li tartışma platformunda, “Almanya’da ırkçılığın gündeme taşınmasını” yararlı bulduğunu da söyledi.
Orada yazılanların, yaşananların sadece küçük bir bölümü olduğunu da.
Ancak “Almanya genelde ırkçı bir ülke değildir. Ama yaşanan ırkçı tecrübeler birlikte yaşamda birbirimize karşı daha saygılı olmamızın gerektiğini göstermektedir” diyerek bu alanda ciddi mücadele verilmesinin kaçınılmaz olduğunun da altını çizdi.

Haberin Devamı

***
Aşağı Saksonya Eyaleti’nin Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakanı Stephan Weil ise daha açık konuştu.
Weil, Almanya’da göçmen kökenli insanlara dönük dışlama ve ayrımcılığın artmasından endişe duyduğunu dile getirdi.
“Almanya’nın bir ırkçılık sorunu var, bu inkar edilemez” dedi.
“Alman çoğunluk, bizim ırkçılık sorunumuzu artık daha uzun süre görmezden gelemez ve küçümseyemez” diyerek, bu alanda zaman kaybetmeden gereken adımların atılmasını istedi.
Mesut Özil’in ırkçılık söylemine ateş püsküren politikacıların da medya mensuplarının da çıtı çıkmadı.
Yapılan kamuoyu yoklamalarına bakıyorum.
Her üç Alman’dan biri, yani Almanların yüzde 33’ü ailesinde Müslüman birinin olmasını istemiyor.
İtalyanların yüzde 43’ü, İngilizlerin yüzde 36’sı, Avusturyalıların yüzde 43’ü de öyle.
Avrupa Birliği (AB) Temel Haklar Ajansı’nın verilerine göre, AB ülkelerinde yaşayan göçmen kökenlilerin yüzde 38’i ayrımcılığa uğramış.
Bu oran Kuzey Afrikalılarda yüzde 45’i, Romanlarda yüzde 41’i bulmuş.
Almanya’da da öyle.
Alman Uyum ve Göç Vakıfları Uzmanlar Konseyi (SVR) tarafından bu yılın ilk yarısında açıklanan bir araştırmaya göre, ülkede yaşayan göçmen kökenlilerin yüzde 48’i ayrımcılığa uğramış.
Ayrımcılığa uğradıklarını veya dışlandıklarını söyleyen Türkler ve Türk kökenlilerin oranı da yüzde 54’i buluyor aynı ankete göre.
Hatta Türklerin ve Türk kökenlilerin yüzde 8’i çok çok ve yüzde 15’i de çok ayrımcılığa uğradıkları görüşünde.
Evet, veriler ortada.
“Irkçılık yok” demekle ırkçılık gizlenemez.
“Irkçı değiliz” demekle de öyle.
Sessiz ve suskun kalmakla da ırkçılık engellenemez.
Sağduyulu herkes, dünyanın neresinde olursa olsun ırkçılığa, ayrımcılığa ve dışlamaya karşı mücadele etmelidir.

Haberin Devamı

Not: Tokyo’daki Türk Büyükelçiliği’nde konser veren flüt sanatçısı Tatar asıllı Aliya Vodovozova’nın yanlışlıkla Kırım Tatarı asıllı olduğunu yazmışım. Düzeltir, özür dilerim.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!