‘Irkçı soruşturmalar genelde eksik yapılır’
Güncelleme Tarihi:
8’i Türk 10 kişiyi öldüren terör örgütü Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) davası ile birlikte, Münih’teki ırkçı saldırı ve Yahudilerin katledilmesinden sorumlu tutulduğu için hâkim karşısına çıkan nazi dönemi gardiyanının yargılandığı davalarda avukatlık yapan Onur Özata, ırkçı saldırılarda soruşturmaların genelde eksik yapıldığını söyledi.
9 Ekim 2019’da Halle’de iki kişiyi öldüren neonazi Stephan Balliet soruşturmasının da bir yönüyle eksik olduğunu belirten Özata, şunları söyledi: “Diğer davalarda olduğu gibi bu davada da soruşturma çok yönlü yapılmadı. Maalesef sanığın çevresi sorgulanmadı, araştırılmadı. Sanık, saldırıda tek başına hareket ettiğini söyledi. Başka bir kişinin saldırıda kendisine yardım etmediğini de anlattı. Ancak sanık zamanının büyük bölümünü internette geçirdi. Onun aşırı sağcı olduğunu da biliyoruz. Politikleşme sürecinde kimlerin etkili olduğu ortaya çıkmalı. Savcı ve polis ‘Biz katili yakaladık, kim olduğu belli. Mahkeme karşısına çıktı’ diyerek bu işi kapatmamalı. Münih’te 9 kişiyi öldüren ırkçı katilin Amerika’daki ırkçı çevrelerle bağlantısı ortaya çıktı. NSU katillerinin bağlantılarını da biliyoruz. Dosyadaki bilgi ve belgeler de bağlantıların olabileceğine işaret ediyor.”
Irkçı saldırgan Stephan Balliet’in annesi 55 yaşındaki Claudia, oğlunun saldırısından sonra hap içerek intihar girişiminde bulunmuş kızına da bir veda mektubu bırakmıştı. Hürriyet’in ulaştığı mektupta, oğlunun bir sineği bile öldürmediğini yazan anne, gerçeklerin ortaya çıkması için hayatını feda ettiğini de yazdı. Mektupta, “Bu dünya kahrolsun. Size karşı ben güçsüzüm. Oğlumu seviyorum. Onu mahvettiniz. Ben Stephan’ın yaptığına inanmıyorum. Bu dünyadan nefret ediyorum. Gerçekler ve sizin (kızını kastederek) için o hayatını feda etti. O bizim acı çekmemizi istemedi. O sadece gerçekleri istedi. Başaramadı” sözleri, Claudia’nın, katil zanlısı oğlunun yaptıklarına ve ona yönelik düşüncelerini ortaya koyma açısından çarpıcı bulundu. Aynı şekilde Balliet’in kız kardeşinin gönderdiği mektup da mahkeme dosyasına girdi. Kız kardeşi mektubunda Stephan Balliet’i hedeflediği grubu (Yahudileri) öldürmeyi başaramamakla suçluyor. Aksine, hedefinde olmayan kişileri öldürmekle de itham ettiği görülüyor.