Güncelleme Tarihi:
ALMANYA’da Bezci Ailesi’nin 4 ferdinin hayatını kaybettiği kundaklama olayının 41. yıl dönümünde DİTİB Wolfenbüttel Derneği tarafından bir anma töreni düzenlendi. Törene, T.C. Hannover Başkonsolosu Gül Özge Kaya, Bezci Ailesi üyeleri Selma Bezci Nangır ve Serpil Bezci Sarıoğlu’yla birlikte, Wolfenbüttel Kaymakamı Christiane Steinbrügge, Wolfenbüttel Belediye Başkanı Ivan Lukanic, Din Hizmetleri Ataşesi Tevfik Altınpınar, siyasi parti temsilcileri ve Wolfenbüttelli misafirler katıldılar. 22 Kasım 1982 yılında ırkçı bir Alman vatandaşının merdiven boşluğunu ateşe vermesiyle Bezci Ailesi’nden anne Emine Bezci ve çocukları Sevil, Elif ve Bülent korkunç yangında hayatlarını kaybetmişlerdi. Yangından kurtulan ve daha sonra babaları İsmail Bezci ile Türkiye’ye dönen Serpil ve Selma Bezci anma törenine video konferans ile katıldılar.
‘HER TÜRLÜ AŞIRILIĞA KARŞI OLACAĞIZ’
Kuran tilaveti ile başlayan anma töreninde konuşan Wolfenbüttel Kaymakamı Christiane Steinbrügge, hayatlarını kaybedenleri saygıyla andığını, geride kalanlarla acılarını paylaştıklarını, toplum olarak barış içinde yaşamayı hak ettiklerini ve yaşananları unutmamanın bu tür olaylara bir daha güçlü bir şekilde karşı durmak için önem arz ettiğini söyledi. Wolfenbüttel Belediye Başkanı Ivan Lukanic ise “Bugün bu korkunç olayda hayatlarını kaybedenlerin anısına bir aradayız. Aşırı sağ saikli bu saldırı, bir Türk ailenin hayatına mal olmuştur. Bu yüzden Wolfenbüttel ve Almanya’nın her köşesinde bu tarz saldırılara birlikte karşı çıkmalıyız. Irkçılığın ve aşırıcı her türlü saldırının Wolfenbüttel olarak hep birlikte karşısında olacağımıza söz veriyoruz” dedi.
St. Petrus Kilisesi adına kısa bir konuşma yapan papaz Matthias Eggers ise, “Uzak mesafelere rağmen bizlerle olan Selma ve Serpil Bezci’nin acılarını hissediyoruz. Hangi inanca sahip olursak olalım, bize güç veren inancımız doğrultusunda yanınızdayız” ifadelerini kullandı.
‘ÇOK SAYIDA TÜRK KURBAN OLDU’
Hannover Başkonsolosu Gül Özge Kaya ise şunları söyledi: “41 yıl önce bugün (22 Kasım) gerçekleştirilen saldırıda anne Emine Bezci ile birlikte üç çocuğu hayatlarını kaybetmiş, hayatları kurtulan Selma ve Serpil Bezci ise telafisi ve tedavisi mümkün olmayan acılar yaşamıştır. Her türlü aşırılık içeren hareket, en temel hak olan yaşam hakkına ve insanlığın evrensel değerlerine yönelik bir saldırıdır. Bu tür eğilimlere karşı güçlü bir direniş kültürü oluşturmak ve her türlü nefret, ırkçılık, ayrımcılık, İslam düşmanlığıyla sonuna kadar mücadele etmek gerekmektedir. Çocuklarımıza gelecekte güven içinde yaşayabilecekleri bir dünya bırakabilmek için hep birlikte çalışmalıyız. Ancak ne yazık ki, bu dileklerin yerine getirilmediğini görmek durumundayız. Bugüne kadar Almanya’da çok sayıda Türk korkunç ırkçı saldırıların kurbanı olmuş ve bu süreçte hayatlarını kaybetmiştir. Mölln, Solingen, Hanau saldırıları, NSU terör örgütünün alçakça işlediği cinayetler ve daha pek çok eylem toplumsal hafızamızda derin izler bırakmıştır. Tüm yabancı düşmanı olaylara ve deneyimlere rağmen Almanya’da yaşayan Türkler toplumun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu durum gelecekte de böyle kalacaktır. Türk toplumu, kendisine ve Müslümanlara yönelik ön yargıların, klişelerin ve olumsuz duyguların üstesinden gelme sorumluluğunun bilincindedir. Irkçı saldırıların titiz soruşturmalarla aydınlatılmasını, faillerin caydırıcı cezalara çarptırılmasını ve saldırıların tekrarlarının önlenmesini bekliyoruz.”